YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2017/5831 2017/7393 03.04.2017 |
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK. /32,37, 63
|
||||
|
||||||
ÖZETİ Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanunu'nun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
|
||||||
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, iş sözleşmesinin, işverenin taciz ve sataşması nedeni ile davacı tarafından, haklı sebeple feshedildiğini, baskı, tehdit ve zorlama ile istifa dilekçesi alındığını belirterek kıdem, ihbar tazminatı ve birkısım alacakların hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını belirterek asıl davanın reddine ve karşı dava ile talep ettikleri ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava ile talep edilen ihbar tazminatı alacağının reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delilerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanunu'nun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanları doğrultusunda davacının cumartesi günleri 09:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ve yarım saat ara dinlenme süresi tenzil edilmiştir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme doğrultusunda günlük yedibuçuk saati aşan cumartesi çalışmalarında bir saat ara dinlenme verildiği kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı ve davalı arasındaki diğer sorun işçi ücretlerinin ödenmesi konusundadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Dosya içeriğine göre, davalı şirkete ait banka hesap dökümlerinde 07.05.2012 tarihinde Nisan maaşı açıklaması ile yapılan ödeme bulunmaktadır. Davalı bu ödemenin davacının nisan ayı ücretine ilişkin olduğunu savunmuştur. Bu durumda davacıya ait banka ekstreleri de getirtilerek anılan ödemenin davacının Nisan ayı ücretine ilişkin olup olmadığı ve başkaca ödeme yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Ayrıca 02.04.2012 tarihli davacı imzasını taşıyan para makbuzu dosyaya sunulmuş olup bu belgenin değerlendirilmemiş olması hatalıdır. Eksik ineleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.