ÖZETİ: Kararın İlgili hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararında da belirtildiği üzere işçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi, Kanun ile getirilmiş olup bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığı gibi vergi iadesi yerine getirilen bir müessese olduğundan vergiye tâbi olan işçiler açısından söz konusudur.
Somut uyuşmazlık bakımından durum değerlendirildiğinde; davacı işçi, yurt dışında çalıştığı ve ücretinden vergi kesintisi yapılmadığına göre davacının muaf tutulması gereken bir kısım da bulunmamaktadır. Şu hâlde davacının asgari geçim indirimi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.10.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat Muhammet Enes Akyol geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde forekazık makine operatörü olarak 11.06.2011 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 22.10.2014 tarihinde davalı işverenlikçe haksız ve sebepsiz olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının görevine ek olarak vinç ve diğer makineleri de kullandığı, son aylık ücretinin net 2.900,00 USD olduğunu, davacının davalı Şirketin başta Rusya olmak üzene yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını, davacının haftanın 7 günü 08.00-22.30 saatleri arasında çalıştığını, davacının alacaklarının ödenmediği iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirkette belirli süreli iş sözleşmesi ile inşaat kalfası olarak çalışmaya başladığını, şantiyedeki işin bitimi nedeniyle işten ayrıldığını, davacının tüm hak alacaklarının imzası karşılığı ödendiğini, davacının izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin baştan itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, davacının fesih tarihindeki aylık ücretinin net 1.650,00 USD olduğu, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının bakiye 2 gün yıllık izin hakkının olduğu, tanık beyanlarına göre davacının 12 saat fazla çalışma yaptığı, dinî bayramların birinci günü dışında ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, tanık beyanlarından işyerinde haftada 6 gün çalışma olduğu, bu nedenle hafta tatilinde çalıştığı iddiasının ispatlanamadığı, yasal düzenlemeye göre 01.01.2008 tarihinden itibaren asgari geçim indirimi uygulaması olduğu, bunun ödendiğinin ispatının işverene ait olduğu, davalı tarafça asgari geçim indirimi ödemesi yapıldığı konusunda somut delil olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının ilk dönem çalışmasının istifa ile sonlandığını, bu nedenle kıdem tazminatı hesaplamasına dâhil edilmemesi gerektiğini, aylık ücretin hatalı tespit edildiğini, davacının ikinci dönem çalışması yaklaşık 10 ay olduğundan kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerektiğini, fazla çalışma hesaplamasının hatalı olduğunu, davacının günde 3 saatten fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tanık beyanları ile hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yıllık ücretli izin alacağı ve asgari geçim indirimi alacağı olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ilk dönem çalışmasının istifa ile sonlandığının ispatlanamadığı, iki dönemin birleştirilerek hizmet süresinin hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun ikinci seçeneğinden yapılan tespit ve hesaplamaların dosyadaki delil durumuna uygun olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve yurt dışında çalışan işçinin asgari geçim indirimi alacağına hak kazanıp kazanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11, 17, 32, 41, 44, 46, 53 ve 63 üncü maddeleri.
3. Uyuşmazlık konusu dönem bakımından 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 28.03.2007 tarihinde yeniden düzenlenen 32 nci maddesi.
4. Dairemizin 22.09.2020 tarihli ve 2016/23031 Esas, 2020/8789 Karar sayılı kararında Dairenin asgari geçim indirimi ile ilgili yerleşik hâle görüşü şu şekilde belirtilmiştir:
“…
Asgari geçim indirimi bireyin ya da ailesinin asgari düzeyde geçimi için zorunlu olan ve belirli esaslara göre tespit edilen kısmın toplam gelirden indirilerek vergi dışı bırakılması uygulamasıdır. Bu uygulama 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 32.maddesinin 28/03/2007 tarihinde 5615 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmesi neticesinde yürürlüğe girmiştir. Asgari Geçim İndirimi vergi mükellefi ile devlet arasında vergi hukukunu ilgilendiren ilişkiden kaynaklanmakta olup, ücretin içindeki bir kısmın vergi kapsamı dışına çıkartılmasından ibarettir.
…”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalışan davacı işçinin asgari geçim indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı uyuşmazlık konusudur. Bu kapsamda gerek İlk Derece gerekse Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının asgari geçim indirimi alacağı bulunduğu kabul edilmiştir.
3. Kararın İlgili hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararında da belirtildiği üzere işçiye ücreti dışında ödenen asgari geçim indirimi, Kanun ile getirilmiş olup bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılmasıdır. Asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığı gibi vergi iadesi yerine getirilen bir müessese olduğundan vergiye tâbi olan işçiler açısından söz konusudur.
4. Somut uyuşmazlık bakımından durum değerlendirildiğinde; davacı işçi, yurt dışında çalıştığı ve ücretinden vergi kesintisi yapılmadığına göre davacının muaf tutulması gereken bir kısım da bulunmamaktadır. Şu hâlde davacının asgari geçim indirimi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.