İlgili Kanun /Madde
6100 S. H07K/17
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2018/7888
Karar No. 2020/11448
Tarihi: 12/10/2020
l BELİRSİZ ALACAK DAVASI OLARAK AÇILAN DAVADA BOZMADAN SONRA DA DEĞER ARTIRIMI YAPILABİLECEĞİ
l DEĞER ARTIRIMININ ISLAH NİTELİĞİN-DE KABUL EDİLEMEYECEĞİ
ÖZETİ Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacı ücreti net 2.300,00 TL olduğu, davacının yemek ve servis hizmetinden yararlandığı da dikkate alınarak takdiri olarak bilirkişi tarafından yemek ve yol ücreti eklenerek giydirilmiş ücret bulunmuştur. Giydirilmiş ücretin tespitinin davacıdan şu durumda beklenemeyeceği, ücrette belirsizlik olduğu açıktır. Öyle ise davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünün yerinde olacağı ve bozmadan sonra davacının taleplerinin artırabileceği sonucuna ulaşılacaktır.
Davacının bozmadan sonra talep artırım dilekçesi verdiği ve tamamlama harcı yatırmak suretiyle taleplerini artırdığı görülmektedir. Ancak mahkemece hatalı değerlendirme ile talep artırımının ıslah olarak kabul edilmesi ve artırılan miktarların reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Z. Uygurtaş Öztaylan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili;davacının, davalıya ait taş ocağında 16/09/2010 – 07/08/2015 tarihleri arasında tesis bakım ve kaynak ustası olarak çalıştığını, işten çıkarıldığı tarihte aylık net 2.300,00 TL ücret aldığını, davalının işçilerin haklarını ödemediğini ve bu nedenle aleyhine çok sayıda dava açıldığını, müvekkiline veişçilere 2014 yılı sonuna kadar olan tazminatlarının ödeneceğine dair söz verildiğini, 08/01/2015 tarihinde müvekkilinin sigorta çıkışının yapıldığını, davalı avukatının kendileri tarafından hazırlanmış olan feragat dilekçesinin müvekkiline ve diğer işçilere imzalatıldığını, feragatten sonra da 17/01/2015 tarihinde tekrar sigorta girişinin yapıldığını, işe alındığında boş bir bono imzalatıldığını ve bu bono ile müvekkilinin tehdit altına alındığını, davalının feragatten sonra sözünü yerine getirmediğini, 2014 yılı sonuna kadar hak kazandığı tazminatı da ödemeye yanaşmadığını, müvekkilinin tazminatlarının ödenmemesi halinde yasal yollara başvuracağını söyleyince de davalı tarafından işten çıkarıldığını, ödenmeyen kıdem, ihbar tazminatı, hafta tatili, fazla mesai, yıllık izin ve ücret ile bayram genel tatil alacaklarının olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili;daha öne aynı konuda talep olduğunu ve mahkeme kararı ile feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, aynı konuda dava açılamayacağından dolayı kesin hüküm olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamından önce verilen kararda daha önce dava konusu taleplerin İstanbul Anadolu 6. İş mahkemesinin2015/25 E. Sayılı dosyası ile talep edildiği ancak davacının, davadan feragat ettiği, bu feragatin, işe başlarken verdiği boş senedin takibe konulacağının söylenerek baskı ve tehdit halinde alındığını iddia etse de bu hallerin irade fesadı hallerinden olmadığı belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 20.12.2016 tarihli 2016/26989 E., 2016/22563 K. Sayılı ilamında aynı durumda olan işçiler olduğu , benzer dilekçeler ile dava açıp sonrasında feragat ettikleri, bu durumda iradenin fesada uğratıldığının kabul edilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş, dosya bilirkişiye verilmiş , bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, davanın belirsiz alacak davası değil kısmi eda-külli tespit davası olduğu belirtilerek dava dilekçesindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davanın belirsiz alacak davası olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilemez.
Somut dosyamızda ; dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, davacı ücreti ihtilaflıdır. Şöyleki ; davacının net 2.300,00 TL ücret aldığı, işyerinde verilen bir öğün yemek ve servis imkanından yararlandığı belirtilmiştir. Davacı tanıkları ise davacı iddialarını doğrulamışlardır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacı ücreti net 2.300,00 TL olduğu, davacının yemek ve servis hizmetinden yararlandığı da dikkate alınarak takdiri olarak bilirkişi tarafından yemek ve yol ücreti eklenerek giydirilmiş ücret bulunmuştur. Giydirilmiş ücretin tespitinin davacıdan şu durumda beklenemeyeceği, ücrette belirsizlik olduğu açıktır. Öyle ise davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünün yerinde olacağı ve bozmadan sonra davacının taleplerinin artırabileceği sonucuna ulaşılacaktır.
Davacının bozmadan sonra talep artırım dilekçesi verdiği ve tamamlama harcı yatırmak suretiyle taleplerini artırdığı görülmektedir. Ancak mahkemece hatalı değerlendirme ile talep artırımının ıslah olarak kabul edilmesi ve artırılan miktarların reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.