İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/32
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2023/2974
Karar No. 2023/6267
Tarihi: 27.04.2023
DAVA KONUSU ALACAKLARIN KARAR KESİNLEŞMEDEN İCRA TAKİBİ YOLUYLA ÖDENMİŞ OLMASININ TARAFLARCA AKSİNİN KARARLAŞTIRILMADIĞI DURUMLARDA UYUŞMAZLIĞI SONA ERDİRMEYECEĞİ
ÖZETİ 3. Eldeki davada, ilk kararda hüküm altına alınan alacaklarla ilgili yapılan icra takip dosyası incelendiğinde, alacağın icra takibi yolu ile tahsil edildiği anlaşılmış olup, işverenin icra takibi tehdidi altında ödemede bulunduğu sabittir. Söz konusu ödemenin, uyuşmazlığı sona erdireceğine dair taraflarca yapılan bir anlaşma da yoktur. Açıklanan sebeplerle, ileri sürülen ödemenin varlığı, uyuşmazlığı sona erdirmemekte olup Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmının gerekleri yerine getirilmelidir. Somut olayda yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre yargılama giderleri ile vekâlet ücreti de dâhil olmak üzere uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın bozma öncesi hüküm altına alınan alacaklar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer alacakların ise reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; işten haksız çıkarıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil, ücret, sefer primi, hafta tatili ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının asgari ücret artı 300,00 EURO sefer harcırahı ile çalıştığını, bir seferinin ortalama 45 gün sürdüğünü, aylık ücret ve harcırahlarının tümünün zamanında ödendiğini, bu hususun imzalı bordro ve makbuzlarla sabit olduğunu, davacının kendi el yazısı ile yazdığı dilekçe ile istifa ettiğini, ayrıca işvereni ibra ettiğinden alacağı bulunmadığını savunarak haksız olarak açılan davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.12.2015 tarihli kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve ücret alacağına hak kazandığı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve sefer primi taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 18.11.2019 tarihli kararıyla ; davalılar vekili tarafından ıslah talebine itiraz mahiyetinde sunulan 03.11.2015 havale günlü dilekçe ekinde Ekim 2010 yılına ait 15 günlük izin kullanıldığını gösteren izin defteri örneği sunulduğu, Mahkemece bu belge değerlendirmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu, davalılar arasında organik bağ bulunmakla hüküm altına alınan alacakların tamamından her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gidilmesi ve davanın husumetten reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya celbedilen İstanbul 31. İcra Dairesinin 2016/2719 sayılı icra dosyasında davacının işçilik alacağına ilişkin taleplerinin davalı işveren tarafından tahsil edildiği gerekçesiyle yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti alacağı, hafta tatili ücreti ve ücret alacağı talepleri hakkında dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer alacakların ise bozma öncesi olduğu gibi reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; icra takibi tehdidi altında kalan yükümlünün, hükmün kesinleşmesinden önce Mahkemece hükmedilen miktarı ödemiş olmasının aksi taraflarca açıkça kararlaştırılmadığı sürece, dava konusu uyuşmazlığı sona erdirmeyeceğini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının ve bozma ilâmında belirtilmesine rağmen davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hükmün kesinleşmesinden önce icra takibi tehdidi altında Mahkemece hükmedilen alacağın ödemiş olmasının, ödenen alacaklar bakımından davanın konusuz kaldığına karar verilmesini gerektirip gerektirmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 44,46 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyulmasına karar verilmiş, ancak davacı tarafça ilk kararda hüküm altına alınan alacakların icra kanalı ile tahsil edildiği ve konusuz kaldığı beyan edilmiştir. Mahkemece, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödenmesiyle anılan alacaklar yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2. Dava konusu işçilik alacaklarının karşı taraftan tahsil edilebilmesi için kesinleşmesi zorunluluğu yoktur. Bu hâlde, hükmün kesinleşmesi beklenilmeden icra takibi yapılması mümkündür. İcra takibi tehdidi altında kalan yükümlünün, hükmün kesinleşmesinden önce, Mahkemece hükmedilen miktarı ödemiş olması, aksi taraflarca açıkça kararlaştırılmadığı sürece dava konusu uyuşmazlığı sona erdirmez.
3. Eldeki davada, ilk kararda hüküm altına alınan alacaklarla ilgili yapılan icra takip dosyası incelendiğinde, alacağın icra takibi yolu ile tahsil edildiği anlaşılmış olup, işverenin icra takibi tehdidi altında ödemede bulunduğu sabittir. Söz konusu ödemenin, uyuşmazlığı sona erdireceğine dair taraflarca yapılan bir anlaşma da yoktur. Açıklanan sebeplerle, ileri sürülen ödemenin varlığı, uyuşmazlığı sona erdirmemekte olup Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmının gerekleri yerine getirilmelidir. Somut olayda yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre yargılama giderleri ile vekâlet ücreti de dâhil olmak üzere uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.