EMEKLİ SANDIĞINA KARŞI AÇILAN DAVLARDA İŞ MAHKEMLERİNİN GÖREVLİ OLMADIĞI

SAYILAR

Esas No : 2011/15818
Karar No : 2011/12530
Tarihi : 05.12.2011
İlgili Kanun/Madde : 5510 S.SGK/101
Yargı Yeri: YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : EMEKLİ SANDIĞINA KARŞI AÇILAN DAVLARDA İŞ MAHKEMLERİNİN GÖREVLİ OLMADIĞI

Tam Metin

YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2011/15818
2011/12530
05.12.2011
İlgili Kanun / Madde
5510 S.SGK/101
   

  • EMEKLİ SANDIĞINA KARŞI AÇILAN DAVLARDA İŞ MAHKEMLERİNİN GÖREVLİ OLMADIĞI
  ÖZETİ: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101. maddesinde, bu yasada aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu yasa hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (devredilen Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı)'na yönelik açılan ve görülen inceleme konusu davada, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Yasa'nın uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmayıp, idari yargının görevli olduğunun belirgin bulunmasına göre, "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine" karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
             

Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla emekli sandığına bağlı olarak çalıştığı sürelerin emekli ikramiyesinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 1.7.1999 tarihinde 506 sayılı Yasaya tabi yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle 30.12.1975-22.5.1987 tarihleri arasında Emekli Sandığına tabi olarak çalıştığı döneme ilişkin ödenmeyen emekli ikramiyesinin davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının talebi 1475 sayılı Yasaya göre kıdem tazminatı olarak nitelendirilerek davacının Emekli Sandığına tabi çalışmasını zorlayıcı bir neden olmadan istifa ederek sona erdirilmesi nedeniyle kıdem tazminatı hakkı doğmadığı, ayrıca davanın 10 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir .
Bilindiği üzere mahkemelerin görevi ve yargı yolu "yasa" ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.
5510 sayılı Yasanın "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartlan haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunacağı, ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartlan haiz olduktan müddetçe devam edileceği, bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümlerinin aynca dikkate alınacağı, 5434 sayılı Yasanın 9. maddesinde ilgililer hakkında alınmış kararlar ile Genel Müdürlükçe yapılan tahsis işlemlerine ait bildirimlerin ilgilgilerin adreslerine iadeli taahhütlü olarak gönderileceği, bunlara karşı ilgililerin idari dava açabilecekleri bildirilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101. maddesinde, bu yasada aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu yasa hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (devredilen Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı)'na yönelik açılan ve görülen inceleme konusu davada, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Yasa'nın uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmayıp, idari yargının görevli olduğunun belirgin bulunmasına göre, "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine" karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde kamu düzenine ilişkin bu husus resen nazara alınmalı davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının öteki itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 5.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.