ÖZETİ: Ücret sadece primden oluşuyorsa; fazla çalışma ücreti ödenen primin saat ücretinin %50 fazlasıyla ödenir. Ücret, sabit ücret ile hedefe veya kotaya bağlı primden oluşuyorsa; hedefe veya belli bir kotanın aşılmasına bağlı prim ödemesi uygulamalarında işçinin fazla çalışma ücreti sabit ücret üzerinden saat ücretinin %150 fazlasıyla ödenir. Başka bir anlatımla bu tür prim ödemelerinin fazla çalışma ücreti hesabına bir etkisi bulunmamaktadır.
Ücret, sabit ücret ile satışa, sefer sayısına vs. bağlı primden oluşuyorsa; satışa, ürün miktarına, sefer sayısına veya gidilen kilometreye göre prim ödemelerinde, sabit ücret üzerinden %150 zamlı saat ücretine göre hesaplama yapılarak sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Ödenen prim miktarının %50 zam kısmına göre de hesaplama yapılır ve her iki hesap yöntemi toplanarak fazla çalışma ücreti belirlenir. Örneğin işçinin 3.000,00 TL sabit ücret ve 1.000,00 TL ortalama prim aldığı durumda 3.000,00 TL/225 saat x 1,5 x fazla çalışma saat sayısı = A şeklinde sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Aynı dönem için ödenen primlerin fazla çalışmanın zamsız kısmını karşıladığı kabul edilerek, prim tutarı için 1.000,00 TL/225 saat x 0,5 x fazla çalışma saat sayısı = B hesabıyla prime düşen fazla çalışma ücreti belirlenir. A+B toplamı o dönem için hak kazanılan fazla çalışma ücretini belirler.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işyerinde 2011/Nisan-10.02.2017 tarihleri arasında sorumlu doktor olarak çalıştığını, aynı zamanda hastanenin anlaşmalı olduğu otellere de işyeri hekimi olarak hizmet verdiğini, hastane hekimi olarak aylık 3.000,00 Euro ücret ve hasta başı 20,00 Euro, hastaneye sevk edilen her hasta için 25,00 Euro ve hastanede yatan her hasta için 30,00 Euro prim alacağının kararlaştırıldığını, bakılan her hasta için hastane sevk tutanağı ve muayene tutanakları düzenlendiği, tutanaklara istinaden prim listeleri oluşturulduğunu, bu miktarların net miktar olduğunu, davacının ücretinin Euro üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığını, fakat o günkü kur üzerinden prim ödemelerinde sebebi bilinmeyen şekilde kesintiler yapıldığını, davacının davalı işyerinin anlaşmalı olduğu otellerde yaz sezonu boyunca işyeri hekimi olarak çalıştığını, bu hizmetine karşılık ücret ödemesi alamadığını, bu çalışmalarına bağlı kıdem tazminatının da tahakkuk ettirilmediğini, davacının çalışma saatlerini fazlaca aşan çalışmalar yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve hafta tatillerinde çalıştığını, yıllık ücretli izinlerinde sürekli çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ücret, prim, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının her ne kadar davalı işyerinde davacının talebinden daha fazla çalıştığı görülmüş ise de talebi ile bağlı kalınarak davacının davalı işyeri nezdinde 01.04.2011-10.02.2017 tarihleri arasında toplam 5 yıl 10 ay 9 gün hizmet süresinin bulunduğu, davalı işyeri tarafından dosyaya sunulan çoğunluğu imzalı bordrolarda davacının net ücretinin 6.000,00 TL olduğu ve ayrıca her ay “prim” adı altında ödemeler tahakkuk ettirildiği, dosyaya sunulu ücret bordroları, banka kayıtları, iş sözleşmeleri, tanık anlatımları, emsal ücret araştırması, davacının görevi, kıdemi ve işyeri özellikleri hep birlikte değerlendirildiğinde davacının brüt ücretinin 10.106,80 TL olduğu, son bir yılda ödenen prim toplamının bir aya tekabül eden miktarının da ilave edilmesi ile giydirilmiş brüt ücretinin 29.215,86 TL olduğu, iş sözleşmesini haklı nedene dayalı olarak fesheden davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ancak kıdem tazminatı tutarının davacıya ödenmiş olduğu, işverene karşı davası bulunmayan davacı tanığının görgüye dayalı beyanlarına itibar edilerek davacının 2012-2015 yıllarında Mart-Kasım ayları arasında 08.00-23.00 saatleri arasında günde 2 saat yemek ve mola süresi düşüldüğünde 13 saat çalıştığı, haftada 7 gün 38,5 saat fazla çalışma yaptığı, yaz sezonlarındaki ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatillerinde çalışmış olduğu, 24.05.2021 havale tarihli raporda yapılan hesaplamalara itibar edildiği, dosyaya sunulan belgelerden hastaneye sevk edilen hasta sayısının belirsiz olduğu, sevklerin yatarak mı ayakta mı olduğu ve hasta başına ne kadar prim tahakkuk edildiğinin kayıtlardan anlaşılamadığı görülmekle miktarı ve ödenip ödenmediği tam ve kesin olarak belirlenemeyen prim alacak talebinin reddi gerektiği, davacının ücreti dışında ayrıca bir işyeri hekimliği ücreti alacağı bulunduğuna dair kesin ve inandırıcı bir delile rastlanmadığı, davacının hizmet süresine göre hak kazandığı yıllık izinlerini kullanmış olduğu anlaşılmakla yıllık izin alacağı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; her ne kadar bordroda görünen ücet üzerine prim eklenerek ücret hesaplama yoluna gidilmişse de müvekkilinin ücretinin bordrolarda göründüğü gibi 6.000,00 TL değil 3.000,00 Euro olduğunu, müvekkilinin ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin prim alacağına dair hiçbir hesaplama yapılmamasının hatalı olduğunu, müvekkilinin prim alacağının bulunduğunu, bilirkişi raporunda hizmet süresinin hatalı olarak dikkate alındığını ve hesaplamaların hatalı yapıldığını, yine fazla çalışmaya esas dönemin ve yıllık ücretli izin alacağının da yanlış ve eksik hesaplandığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının eksik hesaplandığını, müvekkilinin işyeri hekimliğinden kaynaklı ücret alacağının bulunduğunu, tüm bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hesaba esas alınan hizmet süresi ile ücretin dosyadaki delil durumuna göre yerinde olduğu, davacının prim alacağı iddiasının ispatlanamadığı, davacının hak etmiş olduğu kıdem tazminatının İlk Derece Mahkemesince aldırılan ek bilirkişi raporunda 9 yıl 10 ay 25 günlük çalışma süresine göre brüt ve net olarak hesaplandığı, kıdem tazminatı hesabında kıdem tazminatı tavanının gözetildiği, ibraname ile ödenen kıdem tazminatı miktarının net olarak hesaplanan kıdem tazminatı tutarını karşıladığı, kabulüne ve reddine karar verilen tazminat ve alacakların dosyadaki delil durumuna göre değerlendirilmek sureti ile karar verildiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücretinin doğru tespit edilip edilmediği ile davacının kıdem tazminatı ile prim, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunup bulunmadığı ile hesabına ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
- 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59, 63 ve 68 inci maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
- Değerlendirme
- Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
- Dairemiz uygulamasına göre primli çalışmada fazla çalışma ücreti hesabı şu şekildedir:
Ücret sadece primden oluşuyorsa; fazla çalışma ücreti ödenen primin saat ücretinin %50 fazlasıyla ödenir. Ücret, sabit ücret ile hedefe veya kotaya bağlı primden oluşuyorsa; hedefe veya belli bir kotanın aşılmasına bağlı prim ödemesi uygulamalarında işçinin fazla çalışma ücreti sabit ücret üzerinden saat ücretinin %150 fazlasıyla ödenir. Başka bir anlatımla bu tür prim ödemelerinin fazla çalışma ücreti hesabına bir etkisi bulunmamaktadır.
Ücret, sabit ücret ile satışa, sefer sayısına vs. bağlı primden oluşuyorsa; satışa, ürün miktarına, sefer sayısına veya gidilen kilometreye göre prim ödemelerinde, sabit ücret üzerinden %150 zamlı saat ücretine göre hesaplama yapılarak sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Ödenen prim miktarının %50 zam kısmına göre de hesaplama yapılır ve her iki hesap yöntemi toplanarak fazla çalışma ücreti belirlenir. Örneğin işçinin 3.000,00 TL sabit ücret ve 1.000,00 TL ortalama prim aldığı durumda 3.000,00 TL/225 saat x 1,5 x fazla çalışma saat sayısı = A şeklinde sabit ücrete göre hak kazanılan fazla çalışma ücreti belirlenir. Aynı dönem için ödenen primlerin fazla çalışmanın zamsız kısmını karşıladığı kabul edilerek, prim tutarı için 1.000,00 TL/225 saat x 0,5 x fazla çalışma saat sayısı = B hesabıyla prime düşen fazla çalışma ücreti belirlenir. A+B toplamı o dönem için hak kazanılan fazla çalışma ücretini belirler.
- Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 01.03.2012-30.06.2016 tarihleri arasındaki Mart ve Kasım ayları arasındaki dönemde 08.00-23.00 saatleri arasında günde 15 saat çalıştığı, 2 saat ara dinlenme süresi düşüldükten sonra fiilen haftada 7 gün 13 saat çalıştığı ve haftalık 38,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Hesaplama; primli aylar için prim dâhil temel ücret üzerinden saatin 0,5 katı, prim olmayan aylar için ise normal ücret üzerinden ancak saat ücretinin 1,5 katı dikkate alınarak yapılmıştır.
- Yukarıda açıklandığı üzere sabit ücrete ek olarak satış primi ile çalışan işçinin fazla çalışma alacağının hesabında; sabit ücret dikkate alınarak bu ücret üzerinden %150 zamlı saat ücreti belirlenmeli, ayrıca ödenen prim miktarı da dikkate alınarak %50’lik zamlı kısım da belirlendikten sonra bu hesaplamanın toplam sonucuna göre davacının fazla çalışma ücreti tespit edilmelidir. Bu husus gözetilmeden yapılan fazla çalışma alacağı hesabı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
- Diğer yandan davacının hafta tatili alacağı da primli aylar için prim dâhil temel ücret üzerinden saatin 0,5 katı, prim olmayan aylar için ise normal ücret üzerinden ancak saat ücretinin 1,5 katı dikkate alınarak hesaplanmıştır. Ancak davacının hafta tatili alacağı, sabit ücret+prim alacağı toplamı olan temel ücretin 1,5 katı üzerinden hesaplanmalıdır.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
- İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Esas No : 2024/1713 Karar No : 2024/4103
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.