FESHİN HUKUKİ NİTELENDİRMESİNİN YANLIŞ YAPILMIŞ OLMASININ SOMUT EYLEMİ ORTADAN KALDIRMAYACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2008/33637
Karar No : 2010/20775
Tarihi : 28.06.2010
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/25 1475 S.İşK/14
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • FESHİN HUKUKİ NİTELENDİRMESİNİN YANLIŞ YAPILMIŞ OLMASININ SOMUT EYLEMİ ORTADAN KALDIRMAYACAĞI • SAHTE KREDİ KARTI KULLANIMI • HAKLI NEDENLE FESİH

Tam Metin

 

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2008/33637
2010/20775
28.06.2010
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/25
1475 S.İşK/14
   

  • FESHİN HUKUKİ NİTELENDİRMESİNİN YANLIŞ YAPILMIŞ OLMASININ SOMUT EYLEMİ ORTADAN KALDIRMAYACAĞI
  • SAHTE KREDİ KARTI KULLANIMI
  • HAKLI NEDENLE FESİH
  ÖZETİ  davacının, sahte kredi kartı kullanma suçu nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesince cezalandırıldığı, sahte kredi kartı kullanma eyleminin davalı işyerinde de gerçekleştirildiği, bu eylem nedeniyle davalının zararının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça yapılan fesih bildiriminde, fesih gerekçesi olarak, Iş Kanununun bir başka maddesi yazılmışsa da davalının iş sözleşmesini fesih iradesinin, davacının somut eylemi olduğu açık ve esasen çekişmesizdir. Bu durumda, yapılan feshin, yasal süresinde olduğu da göz önüne alındığında mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabul hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
 
 
             

DAVA                                  :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi M.A. Bostancı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.09.1996 tarihinden itibaren işine son verildiği 06.05.2005 tarihine kadar sigortalı olarak 8 yıl 8 ay 5 gün süre ile çalıştığını, davacının çalışma dönemi boyunca üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, işverenin yargı sonucunu beklemeden müvekkilini işten çıkararak hak ettiği tazminatlarından hiçbirini ödemediğini beyan ederek, kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı ile ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin işyeri ile ilgili suçtan gözaltına alındığını, yargılanarak cezalandırıldığını, davacı işçinin kredi kartı sahteciliği nedeniyle gözaltına alındığını, sahte kredi kartı ile işyerinden 450 TL’ lık satış olmadığı halde kart kullanılarak para tahsil edildiğini, davacının kredi kartı sahteciliği ve bunun yanı sıra kopyalanan kartı işyerinde kullanarak iş yerini zarara uğrattığını, işverenin güvenini kötüye kullandığını, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin derhal tazminatsız olarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, "Taraf beyanları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının davalı işyerinde 01.09.1996- 06.05.2005 tarihleri arasında çalıştığı, davacının sahte kredi kartı kullanımı nedeniyle polis tarafından gözaltına alınması neticesinde; davalı işverence 06.05.2005 tarihi itibariyle İş Kanunu 25/11- f bendi uyarınca iş akdinin sona erdirildiği anlaşılmış olup, 25/II-f bendinde " işçinin işyerinde 7 günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi" hususu bildirilmekte olup, davalı işveren bu maddeye dayanarak davacının iş akdini fesh etmiş olup, kanun gereği davalı işveren davacı işçiye bildirdiği fesih gerekçesiyle bağlıdır. Somut olayda; davalı işveren açısından davacının eylemi nedeniyle haklı nedenle sözleşmeyi fesih hakkı doğmuş bulunsa da bu hakkını kullanmadan 25/II-f bendine dayanarak iş akdini feshetmiş olup, bu sebeple bağlı olduğu hususu dikkate alındığında; mevcut olayımızda davacıya Ankara 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/438 esas 2006/493 karar sayılı ilamıyla verilen kararda cezanın ertelendiği anlaşıldığından davacı işçiye henüz bir mahkeme kararıyla ceza verilmeden önce sözleşmenin feshedildiği, bu haliyle feshin yasaya uygun bulunmadığı ve haklı nedenle fesih olarak değerlendirilmeyeceği kanaatine varılarak davacının ihbar ve kıdem tazminatı ve ödenmeyen ücret talebinde bulunabileceği kanaatine varılarak bilirkişi raporu doğrultusunda davacıya 4.818,69 YTL kıdem tazminatı, 827,48 YTL ihbar tazminatı ve ödenen 50,00 YTL' lik miktar düşüldükten soma 30,00 YTL ücretin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, her ne kadar davacı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuşsa da feshin kötü niyetle yapıldığının ispatı davacı işçiye ait olup, bu yönde bir delil sunulmamıştır ve davacının işyerinde sahte kredi kartı kullanımı sonucu iş akdinin feshinde işverenin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılarak bu talebi açısından davanın reddine karar verilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur." Gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine, diğer taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmişse de, davacının, sahte kredi kartı kullanma suçu nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesince cezalandırıldığı, sahte kredi kartı kullanma eyleminin davalı işyerinde de gerçekleştirildiği, bu eylem nedeniyle davalının zararının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça yapılan fesih bildiriminde, fesih gerekçesi olarak, Iş Kanununun bir başka maddesi yazılmışsa da davalının iş sözleşmesini fesih iradesinin, davacının somut eylemi olduğu açık ve esasen çekişmesizdir. Bu durumda, yapılan feshin, yasal süresinde olduğu da göz önüne alındığında mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabul hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.