T.C. YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
Esas No. | 2019/5663 | İlgili Kanun/Madde: |
Karar No. | 2019/16760 | 4857 S.İşK/18-21 |
Tarihi: | 19.09.2019 |
|
|
ÖZETİ 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak
ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanunu'nun 21.maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. İş Kanunu'nun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25. maddesinin son fıkrasına göre işverenin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması koşulu aranmaz. |
Taraflar aralarındaki dava hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın davacı vekilince
temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07.03.2019 tarih 2018/16165 esas 2019/5498 karar sayılı ilamıyla
kararın bozularak ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından kararın
maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenmiştir.
Dairemizce, yeniden yapılan incelemede; hüküm kısmında mali yükümlülüklerden davalıların
müştereken sorumluluğuna karar verildiğinin belirtilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak
hükmün davalı ibaresine yer verilerek kurulduğu anlaşılmakla Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı
belirtilen kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varıldığından ortadan kaldırılmasına karar
verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından dosya yeniden ele alınıp incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ….’nin ASKİ projesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışırken, asgari ücret
zamları ile ilgili yeniden fiyat değerlendirilmesi yapılmak üzere ihalenin feshedilmesi sonrasında, iş
sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi olmaksızın, hiçbir sebep ve gerekçe de bildirilmeksizin “bir daha
gelmeyin” denilmek suretiyle toplu çıkış yaptırılarak feshedildiğini, davacıya fesih nedeni açık ve kesin
olarak bildirilmediği gibi savunmasının da alınmadığını, çalıştığı süre içerisinde iş sözleşmesinin haklı ve
geçerli sebeple feshine neden olabilecek herhangi bir davranışı olmadığını, işveren usulüne uygun
olmayan fesih bildirimi ile “feshin son çare olması” ilkesini ihlal ettiğini, iş sözleşmesinin işveren
tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek, yapılan fesih işleminin geçersizliğinin tespitine, aynı
işe, aynı görev tanımı ve unvanı ile özlük haklarında herhangi bir değişiklik olmaksızın iadesine,
fesihten itibaren boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık brüt ücretinin ve sosyal haklarının davalı işverenden
tahsiline, işe iade kararına uyulmadığı takdirde iade kararına aykırılıktan dolayı 12 aylık brüt ücret
tutarında işe başlatmama tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ASKİ vekili; davacının davalı İdarenin çalışanı olmadığını, ….’nin personeli olduğunu, davacının
güvenlik görevlisi olarak ihale kapsamında çalıştığını, idarenin davada hasım gösterilmesinin doğru
olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin sona ermesinde İdarenin
hiçbir rolü bulunmadığını, diğer davalı şirket ile ASKİ Genel Müdürlüğünde çalıştırılmak üzere özel
güvenlik görevlisi hizmeti alımına ait sözleşmenin imzalandığını, hizmet alım sözleşmesi yönünden
işletmesel bir karar alınarak ihale konusu işin idare personeli eli ile yürütülmesi yoluna gidildiğini,
31.12.2015 tarih ve 29579 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan karar ile, 01.01.2016 tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere asgari ücrette artış yapıldığını, bu artış sonucu 31.08.2013 tarih ve 28751 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre, bu tür hizmet alımı ihalelerinde
ödenecek fiyatların yeniden belirlenmesi zorunluluğu ortaya çıktığını, idarenin mevcut güvenlik
personeli ile güvenlik işinin devam etmesi hususunda işletmesel bir karar alınmasına yol açtığını, 4857
sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin sonuna eklenen 12.07.2007 tarih ve 26226 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren Kanun'un 18. maddesine göre, davacının idareden işe iadesini talep
edemeyeceğini, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; diğer davalı ASKİ Genel Müdürlüğü ile yapılan ihale sözleşmelerinin, Genel Müdürlüğün
talebi ve kurmuş olduğu baskı sonucu karşılıklı olarak feshedildiğini, bu nedenle firmanın davacıya
verebilecek işi bulunmadığını, ihale yolu ile kendisine yeni bir iş verilmediğini, firmanın diğer davalı
ASKİ Genel Müdürlüğünün iş sahibi olduğu işlerde, 1700 civarında işçi çalıştırmakta iken bu işlerin
tamamının feshedildiğini, firma aleyhine 1500 civarında işe iade davası açıldığını, firmanın davacıyı
yeniden işe almasında fiili imkansızlık bulunduğunu, işçinin sözleşmesinin yapılacak işleri kalmadığından
“18 kodu” ile feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, ASKİ genel müdürlüğü ve birimlerinde çalıştırılmak üzere, 1192 özel güvenlik görevlisi
hizmet alımı sözleşmesinin feshedilmesi nedeni ile davacının iş sözleşmesine son verildiği, iş
sözleşmesinin kanunun öngördüğü şartı taşımayan bildirim ile feshedildiği, feshin İş Kanunu'nun 19.
maddesinde belirtilen şartları taşımadığı, haklı nedenle yapıldığının davalı tarafça ispat edilemediği,
davalılar arasında İş Kanunu 2/6 maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesi
ile davanın kabulüne, davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı ….'de işe
iadesine, davalıların feshin geçersizliğine bağlı tazminat ve alacaklardan müştereken ve müteselsilen
sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalılar vekilleri
istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul
ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar
verilmiş, kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.10.2017 tarihli ilamıyla
fesih bildiriminin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması tebliğ edildiğinin ispat edilmesi
halinde feshin son çare ilkesi kapsamında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi yönünden
karar bozulmuş bozma ilamına uyan Mahkemece tutanak tanıkları dinlenmiş, fesih bildiriminin davacıya
bildirildiği ve feshin son çare ilkesi gözetilerek fesih yapıldığı kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak
ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya
fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanunu'nun 21.maddesi gereğince geçerli
sebep gösterilmediği kabul edilir.
İş Kanunu'nun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25. maddesinin son
fıkrasına göre işverenin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin
yazılı yapılması koşulu aranmaz.
Somut olayda, davalı tarafça, davacıya iş sözleşmesinin feshinin yazılı fesih bildirimi ile tebliğ edildiği
ancak davacı tarafından fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina edildiği savunulmuş buna dair de dosya
içerisine tanık imzaları içeren tutanak sunulmuş ancak Mahkemece bu husus değerlendirilmeksizin
karar verilmiştir. Dairemizin 19.10.2017 tarihli bozma ilamı ile bu hususa ilişkin tutanak tanıkları
dinlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi yönünden karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyan
Mahkemece tanıklar dinlendikten sonra iade gelen tebligat yönünden bekleme süresinin bitiminde posta
evrakının teslim edilmiş sayılacağı kabul edilmiş ise de tanık beyanlarında anlatılan tebliğ usulü dikkate
alındığında açık kesin fesih sebebini içeren fesih bildirimin davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği ispat
edilmiş değildir. Öte yandan iade dönen tebligatın davacıya tebliğ edildiğinin kabulü de mümkün
değildir. 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz
kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, 4857 sayılı Kanun’un 20.
maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak
suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Mahkemenin esas ve karar numarası yukarıda yazılı kararının BOZULARAK ORTADAN
KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının … iş yerindeki İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde
davalıların müştereken ve müteselsilen ödemesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih
nedeni dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın
kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya davalılar
tarafından müştereken ve müteselsilen ödemesi gerektiğinin BELİRLENMESİNE,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL
harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen
tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 TL harcın davalıdan alınarak
davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. Maddesi dikkate
alınarak seri dava anlamında aynı gün duruşması yapılan dosyalar için ücretin %60'ı olan 1.635,00 TL
vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 208,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen
alınıp davacıya verilmesine, davalılarının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, dosyanın kararı
veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye
iadesine, 19.09.2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.