ÖZETİ Taraf beyan ve iddiaları, SGK kayıtları, işyeri kayıtları, tutulan tutanaklar, yazılı uyarı, fesih bildirimi, tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında davacı işçinin bir kısım işyeri çalışanıyla birlikte çalışma şartlarını restoran müdürüyle konuşmak istedikleri ve akabinde davacı ve bir kısım işçi hakkında tutanak tutulduğu ve 30/01/2022 tarihli aynı günde yazılı uyarı yapıldığı anlaşılmaktadır. İşveren 30/01/2022 tarihinde tutulan tutanaklara bağlanan işçiye eylemlerini yine aynı tarihli tutanak ile yazılı uyarı ile müeyyidelendirmiş olup belirtilen tarihten sonra ihlali davranışı ve iddia olunan ihlalin davranışın devamı ispatlanmadığı halde 4857 sayılı yasanın 25/II-h maddesi kapsamında yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi gerekçesiyle iş akdini sonlandırdığı anlaşılmaktadır
Dairemizce davacı ile birlikte aynı eylemlerden dolayı işten çıkartılan diğer işçilerden M.A. ile D. E. tarafından açılan işe iade davalarında verilen ilk derece mahkemesi kararları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararları da emsal olması nedeniyle incelenmiştir.
Bu kapsamda fesih bildirimi ile bağlı olan işveren eldeki somut delillere göre işçinin ihlali davranışlarda ısrarcı davrandığı yöntemince ispatlayamamış olduğundan davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği halde dosyadaki delillere uygun düşmeyecek gerekçe ile davanın feshin haklı nedene dayanması nedeni ile reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı bünyesinde kurye olarak çalıştığını, davacının iş akdinin davalı tarafından haklı bir nedene dayanmadan feshedildiğini, davacının 23.08.2019 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin 31.01.2022 tarihinde “işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” sebep gösterilerek feshedildiğini, davacının son net ücretinin 5.500-TL olduğunu, davacının haklarının da 6.747,00-TL olarak hesaba katılması gerektiğini beyanla davacının işe iadesine, davacının işe başlatılmaması halinde 21.madde gereğince ödenmesi gereken tazminatin 8 aylık brüt ücret olarak belirlenmesine ve davacının karar kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının iş akdinin 4857 sayılı kanunun 25/2-h maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının son ücretinin brüt 5.145,00-TL olduğunu, davacıya başkaca ücret dışı yol/yemek gibi bir ödeme yapılmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işveren tarafından yapılan fesih işleminin haklı sebebe dayandırılamayacağını, davalı tarafindan fesih haklı sebebe dayandırıldığı beyan edilmişse de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/Il-h bendi gereğincc haklı nedenle feshedildiğini iddia eden davalı işverenin fesih bildiriminde yer verdiği iş akdinin feshi gerekçeleri ile bağlı olduğunu, davalı işveren tarafından davacı müvekkilinin 30/01/2022 tarihinde kendisine tevdii edilen işi yapmadığına dair tutanak tutulduğu ve de iş bu eylemden dolayı davacı müvekkil işçiye uyarı yazısı verildiği. işveren lehine derhal fesih hakkının doğumu için işçiye önceden görevini yerine gctirmesi konusunda bir hatırlatmanın, uyarının yapılmasının zorunlu olduğu ancak buna rağmen işçi görevini yapııamakta ısrar ederse iş akdinin İş Kanunu’nun 25/ll-h bendi gereğince feshedilebileceğini, davacıya işini yapması konusunda birden fazla kez uyarı yapıldığının ise ispat külfeti üzerinde olan davalı işverence bu hususun mahkemede ispat olunamadığını, yine duruşmada dinlenen tanık beyanları da, müvekkil ve diğer işçilerin grev yapmadıklarını, toplantı saatini beklediklerini, bu durumu ısrarla devam ettirmediklerini, bir sonraki gün işyerine gitmek için şube önüne geldiklerinde çalışmak istedikleri göz önüne alındığında kendilerinin işyerine alınmadığını ve insan kaynakları departmanı tarafından iek tek aranmak suretiyle iş sözleşmelerinin sonlandırıldığının bildirildiğini, tüm bu unsurlar göz önüne alındığında ve dosya kapsamında gerek tanık beyanları gerekse de müvekkille beraber aynı olaya maruz kalan diğer iş arkadaşları için başkaca mahkemelerce verilen emsal işe iade yönündeki kararlar müvekkili açısından da işe iadenin kabulü yönünde karar verilmesi gerektiğini gözler önüne serdiğini, davalı işveren şirket Anadolu Restoran İşletmeleri Ltd. Şti. tarafindan davacı müvekkilinin iş akdinin feshinde hiçbir şekilde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde yer alan fesih bildirim sürelerine uyulmadığını ve fesih usulüne aykırı hareket ederek davacı müvekkilini işten çıkarttığını, davalı işveren şirketteki pozisyonunda veyahut yakın başka bir pozisyonda devam ettirme imkanına sahipken feshin son çare olması temel ilkesine aykırı davranarak davacı müvekkili işçinin iş akdini haksız ve hukuka aykırı olarak feshettiğini, davalı Mc Donald’s Gaziosmanpaşa şubesindeki çalışanlar/amirler/şefler yüzünden müvekkilinin ve diğer tüm kuryelerin psikolojik şiddete maruz kaldığını. ınüvekkilinin iş akdinin haksız yere sonlandırılmış olduğunu, Gaziosmanpaşa l. Noterliği’nin 02182 yevmiye numaralı 01/02/2022 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirkete “işe iade talepli” ihtarmame gönderildiğini, ancak ne ihtarnamelerine cevap olarak ne de arabuluculuk görüşmelerinde olumlu bir yanıt alınamadığını, diğer mahkemelerin gerekçeli kararlarının dosyaya celbini talep ettiklerini, beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarıncave özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
4857 sayılı İş Kanunu 18. maddesi kapsamındaki şartları taşıdığı, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanacağı, davanın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. ve 11. maddelerine göre yasal süresi içerisinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince davanın haklı fesih nedeni ilc reddine karar verilmiştir.
Davacının davalı işverenlik nezdinde kurye olarak çalışmaktayken iş akdinin 31/01/2022 tarihli fesih bildirimi ile 4857 sayılı yasanın 25/II-h madde fıkrası gereğince haklı nedene dayanılarak sonlandırıldığı, SGK işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun kod 49 (4857 sayılı Kanun Madde 25/II-h İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi) olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
Taraf beyan ve iddiaları, SGK kayıtları, işyeri kayıtları, tutulan tutanaklar, yazılı uyarı, fesih bildirimi, tanık anlatımları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamında davacı işçinin bir kısım işyeri çalışanıyla birlikte çalışma şartlarını restoran müdürüyle konuşmak istedikleri ve akabinde davacı ve bir kısım işçi hakkında tutanak tutulduğu ve 30/01/2022 tarihli aynı günde yazılı uyarı yapıldığı anlaşılmaktadır. İşveren 30/01/2022 tarihinde tutulan tutanaklara bağlanan işçiye eylemlerini yine aynı tarihli tutanak ile yazılı uyarı ile müeyyidelendirmiş olup belirtilen tarihten sonra ihlali davranışı ve iddia olunan ihlalin davranışın devamı ispatlanmadığı halde 4857 sayılı yasanın 25/II-h maddesi kapsamında yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi gerekçesiyle iş akdini sonlandırdığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce davacı ile birlikte aynı eylemlerden dolayı işten çıkartılan diğer işçilerden M.A. ile D. E. tarafından açılan işe iade davalarında verilen ilk derece mahkemesi kararları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararları da emsal olması nedeniyle incelenmiştir.
Bu kapsamda fesih bildirimi ile bağlı olan işveren eldeki somut delillere göre işçinin ihlali davranışlarda ısrarcı davrandığı yöntemince ispatlayamamış olduğundan davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği halde dosyadaki delillere uygun düşmeyecek gerekçe ile davanın feshin haklı nedene dayanması nedeni ile reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre ileri sürülen istinaf sebepleri ile re’sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında; davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davanın KABULÜNE, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Davacı istinaf başvurusunda haklı çıktığından yatırdığı istinaf karar harcının istek halinde İADESİNE,
B-1-İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
C-1-Davanın KABULÜNE,
a-)Davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine,
b-)Davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucu işverence işe başlatılmaması halinde davacının kıdemi ve fesih sebebi göz önünde bulundurularak takdiren 4 aylık brüt ücreti karşılığı brüt 20.580,00 TL işe başlatmama tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
c-)Davacı işçinin işe iade için 10 günlük yasal süre içinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen en çok 4 aylık ücretinin ve diğer haklarının toplamı olan brüt 21.828,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
d-)Davacı işçinin süresi içerisinde işe başlatılması durumunda varsa bu alacaktan peşin ödenen kıdem ve ihbar tazminatının MAHSUBUNA,
2-Harçlar Kanunu ve yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 427,60 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 346,90 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.210,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 800,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D-1-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansı var ise yatıran tarafa iadesine,
3-Kararın tebliği ve harç tahsili işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 7036 sayılı Kanunun 7/3. maddesi yollamasıyla 6100 sayılı HMK’nun 362/1-(a). maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/07/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.