İlgili Kanun / Madde
5953 S. BİşK/29
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/13144
Karar No. 2022/1795
Tarihi: 15.02.2022
lGAZETECİNİN YILLIK İZİN ÜCRETİ
lGAZETECİNİN YILLIK İZİN TALEBİNDE BULUNMADIĞI HALLERDE KULLANMADIĞI İZİNLER İÇİN İKİ KATI ÖDEME YAPILAMAYA-CAĞI
lBEŞ YILINI GAZETECİLİKTE DOLDURMUŞ OLAN GAZETECİNİN İHBAR TAZMİNATININ ÜÇ AY OLDUĞU
ÖZETİ: Dairemizin kararlılık kazanan dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, bu kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21’inci maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti 29’uncu madde gereği 2 kat hesaplanamaz.
Dosya içeriğine göre; davacı çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş değildir. Bu nedenle 21’inci maddeye göre kullanılmayan izinlerin, 29’uncu madde dikkate alınmaksızın hesaplanmasında Dairemiz uygulamasına göre isabetsizlik yoksa da davacı iş sözleşmesinin feshinden sonra kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre, 21’inci madde uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresi, son ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Mahkemece davacının 21’inci madde uyarınca kullandırılmayan izinlerinin dönem ücretleri üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesinin 4’üncü fıkrasında “Birinci maddenin şümulüne giren bir işyerinde işverenle arasındaki hizmet münasebeti bir veya müteaddit mukaveleye istinaden fasılasız olarak en az beş yıl sürmüş olan gazetecinin işine son verilmesi yapılacak yazılı ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra muteber olur. Beş seneden az hizmeti olanlar için bu ihbar müddeti bir aydır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının 11.01.2001-19.11.2013 tarihleri arasında 5953 sayılı Kanun kapsamında davalı nezdinde çalıştığı kabul edildiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdemine göre hak kazandığı ihbar tazminatının 3 aylık ücret tutarında belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin anılan tazminatının 8 haftalık ücret tutarı üzerinden hesaplandığı, yine davalı tarafından yapılan brüt 14.798,56 TL ihbar tazminatı ödemesinin brüt 11.481,68 TL olarak mahsup edildiği anlaşılmış olup dava konusu ihbar tazminatı hakkında davacının kıdemi ile yapılan ödeme miktarına göre hatalı hesaplama ile karar verilmesi de ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/02/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat Asker Çatak ile karşı taraf adına vekili Avukat Hüsnü Arslan geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde 11.01.2001-19.11.2013 tarihleri arası 6112 ve 5953 sayılı Kanunlar kapsamında editör ve haber spikeri olarak çalışan müvekkilinin iş sözleşmesinin, işyerinin devri ertesinde oluşturulan yeni iş organizasyonunda hizmetine ihtiyaç kalmaması gerekçesi ile ihbar ve kıdem tazminat ödenmek suretiyle feshedildiğini, fesihte ödenen kıdem ve ihbar tazminat ile yıllık izin ücretlerinin gerçek ücret üzerinden ödenmediğini ve fark alacakları bulunduğunu, 5953 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinden doğan ikramiyelerin verilmediğini, genel tatillerde çalışma yaptığını ancak karşılığı ücreti alamadığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile %5 fazlası alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya iş sözleşmesinin fesih tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin eksiksiz ödendiğini, davacının ücret iddiasının gerçek duruma uygun olmadığını, bordrolardaki ücretin esas alınması gerektiğini, müvekkili kâr etmediğinden ikramiye alacağı talep edilemeyeceğini, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde aylık ücretin genel tatillerde çalışmalar karşılığı ücreti de kapsadığı hükmüne yer verildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne karar verilerek, Hukuk Muhakemleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak kurulan yeni hüküm ile dava konusu alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 29’uncu maddesine göre; “Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir. Kanunun 21’inci maddesinde meslekteki kıdemine göre kullanacağı izin süresi belirtilirken son fıkrasında “izin hakkından feragat edilemeyeceği” açıkça vurgulanmıştır. 29’uncu maddeden gazeteci çalışırken uygulanması gereken bir yaptırım düzenlediği, çalışırken izin vermeyen veya izin verildiği halde izin ücreti ödenmeyen işveren hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Dairemizin kararlılık kazanan dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, bu kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21’inci maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti 29’uncu madde gereği 2 kat hesaplanamaz.
Dosya içeriğine göre; davacı çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş değildir. Bu nedenle 21’inci maddeye göre kullanılmayan izinlerin, 29’uncu madde dikkate alınmaksızın hesaplanmasında Dairemiz uygulamasına göre isabetsizlik yoksa da davacı iş sözleşmesinin feshinden sonra kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre, 21’inci madde uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresi, son ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Mahkemece davacının 21’inci madde uyarınca kullandırılmayan izinlerinin dönem ücretleri üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesinin 4’üncü fıkrasında “Birinci maddenin şümulüne giren bir işyerinde işverenle arasındaki hizmet münasebeti bir veya müteaddit mukaveleye istinaden fasılasız olarak en az beş yıl sürmüş olan gazetecinin işine son verilmesi yapılacak yazılı ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra muteber olur. Beş seneden az hizmeti olanlar için bu ihbar müddeti bir aydır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacının 11.01.2001-19.11.2013 tarihleri arasında 5953 sayılı Kanun kapsamında davalı nezdinde çalıştığı kabul edildiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdemine göre hak kazandığı ihbar tazminatının 3 aylık ücret tutarında belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin anılan tazminatının 8 haftalık ücret tutarı üzerinden hesaplandığı, yine davalı tarafından yapılan brüt 14.798,56 TL ihbar tazminatı ödemesinin brüt 11.481,68 TL olarak mahsup edildiği anlaşılmış olup dava konusu ihbar tazminatı hakkında davacının kıdemi ile yapılan ödeme miktarına göre hatalı hesaplama ile karar verilmesi de ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
4-Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin içtihadına atfen dava konusu ulusal bayram ve genel tatil ücreti % 5 fazlası alacağı talebinin reddi nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı gerekçesi ile söz konusu alacak yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmolunmadığı belirtilmiş ise de talep konusu 25.000,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti % 5 fazlası alacağı dışında davacının reddedilen toplam alacak miktarı 28.764,94 TL olup karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalılar lehine 4.314,74 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile vekalet ücretine hükmedilmediği ifade edilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti % 5 fazlası alacağı da eklenmek suretiyle davalılar lehine 7.789,44 TL vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.