GEÇERLİ FESİH

SAYILAR

Esas No : 2023/788
Karar No : 2024/552
Tarihi : 14/03/2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/17-21
Yargı Yeri: T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 48. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • GEÇERLİ FESİH
  • İŞVERENİN FESİHTE KIDEM İHBAR TAZMİNATI ÖDEMİŞ OLMASININ FESİH NEDENİNİ HAKLI NEDEN AĞIRLIĞINDA GÖRMEDİĞİNİN ZIMNEN KABULÜ ANLAMINA GELDİĞİ
  • İŞÇİNİN BİR BAŞKA ÇALIŞANA SKYPE YAZIŞMASINDA “SENİN ALLAH CEZANI VERSİN İNSANIN YAPTIĞI İŞE BİRAZ SAYGISI OLUR DİYE YAZMASININ İŞYERİNDE OLUMSUZLUĞA YOL AÇAN DAVRANIŞ NİTELİĞİNDE OLDUĞU

Tam Metin

ÖZETİ Somut olayda, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bildirilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesine göre esasen feshe konu olayların işverence de haklı neden ağırlığında değerlendirilmediğinin zımnen de olsa kabul edildiği anlaşılmakla feshin haklı nedene dayanmadığı açıktır.

Ancak feshe sonu edilen SKYPE yazışması ve davacının neticeten özürlerini dile getirdiği savunma içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının iş yerinde çalışan bir diğer çalışana ”senin Allah cezanı versin” “insanın yaptığı işe biraz saygısı olur” şeklindeki söylemlerinin işyerinde olumsuzluğa yol açtığı, davacı hakkında daha öncesinde tutulan tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde feshin geçerli nedene dayandığı gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu gerekçeyle sınırlı olarak yerinde olduğu anlaşılmıştır.

 

İlk derece mahkemesi kararının istinaf kanun yolunda incelenmesi istenmiş olmakla Dairemizce yapılan inceleme sonucu gereği görüşülüp düşünüldü;

A- Davacı Talebinin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 28.07.2009-24.03.2022 tarihleri arasında yönetmen yardımcısı olarak çalıştığını iş akdinin haklı ve geçerli olmayan nedenlerle feshedildiğini beyanla, feshin geçersizliği ile davacının işe iadesinekarar verilmesini talep etmiştir.

B- Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının iş akdinin şube yöneticisine hakaret etmesi nedeniyle feshedildiğini esasen bu davranışı tazminatsız fesih için yeterli olduğu halde işverenliğin davacının kıdemini gözetilip iyiniyet çerçevesinde tazminat ödemesi yoluna gittiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

C- İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :

İlk derece mahkemesince, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

D- İstinaf Başvurusu:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacının tüm uyarılara rağmen olumsuz hal ve tavırlarını sürdürdüğünü işinde gerekli dikkat ve özeni göstermediğini sık sık hatalı işlemler yaptığını ve bu nedenle müşterilerin de şikayetlerine sebebiyet verdiğini , çalışma arkadaşlarıyla sürekli problemler yaşayıp yöneticisinden/yetkilisinden izin almadan görev yerini izinsiz terk ettiğini , 01/03/2022 tarihinde Banka’nın SKYPE uygulaması üzerinden Şube Yöneticisine hakaretlerde bulunduğunu fakat savunmasında bu durumlara açıklık getirebilecek bir beyanı olmadığından iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II. Maddesinin b bendi gereğince “işçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması”, d bendi gereğince “işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması”, ve e bendi gereğince “işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” bendleri uyarınca 24/03/2022 tarihinde feshedildiğini, davacının önceye dayalı uyumsuz davranışlarının da evraklardan sabit olduğunun davacının sorumluluklarını yerine getirirken “T.C. Ziraat Bankası’nın saygınlığını zedeleyecek her türlü kişisel davranış ve tutumdan kaçınmalıdır.” maddelerine aykırılık teşkil eden davranışlarının tespit edildiğini ve o defaya mahsus olmak üzere mevcut görev yeri değiştirilerek uyarı aldığını her defasında kendisine bir şans daha verilmesine rağmen durumunda herhangi bir düzelme olmayan davacının müvekkili banka ile iş ilişkisinin devam etmesine imkan bulunmadığını, iş ilişkisinin sürdürülmesinin ileride daha büyük sorunlara yol açabileceğini söz konusu fiiller her ne kadar tazminatsız fesih kapsamında bulunsa da davacının müvekkili bankadaki 12 yıl görev süresi göz önüne alınarak kıdem tazminatının da ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

E- Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:

HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf edenin sıfatına göre ve tarafların ileri sürdükleri istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Davanın yasal süresi içerisinde açıldığı, işyerinde çalışan işçi sayısının otuzun üzerinde olduğu , davacının yaptığı işe göre iş güvencesi kapsamında olduğu ve kıdeminin altı ayın üzerinde olduğu konularında anlaşmazlık bulunmamaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesine ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, feshin haklı veya geçerli bir sebebe dayandığının ispat yükümlülüğü işverene ait olup; işveren, ispat yükümlülüğünü yerine getirirken öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin haklı veya geçerli olduğunu kanıtlamak zorundadır.

Somut olayda, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği bildirilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesine göre esasen feshe konu olayların işverence de haklı neden ağırlığında değerlendirilmediğinin zımnen de olsa kabul edildiği anlaşılmakla feshin haklı nedene dayanmadığı açıktır.

Ancak feshe sonu edilen SKYPE yazışması ve davacının neticeten özürlerini dile getirdiği savunma içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının iş yerinde çalışan bir diğer çalışana ”senin Allah cezanı versin” “insanın yaptığı işe biraz saygısı olur” şeklindeki söylemlerinin işyerinde olumsuzluğa yol açtığı, davacı hakkında daha öncesinde tutulan tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde feshin geçerli nedene dayandığı gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu gerekçeyle sınırlı olarak yerinde olduğu anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği anlaşılmış ve davanın reddine dair yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;

A-1-Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

Davanın REDDİNE,

2-Alınması gerekli427,60 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye346,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4-Davalı tarafından dava ve istinaf aşamalarında yapılan 120,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

6-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabuluculuk ücreti olarak hazine tarafından karşılanan 664,41 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

B-1-Davalı tarafça yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

2-Davalı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcının davacıdanalınarak davalıya verilmesine,

3-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,

5-Kararın tebliği ve harç tahsili işlemleri ile hazinece haksız çıkan taraftan karşılanmak üzere yapılan zorunlu arabuluculuk giderlerinin tahsiline ilişkin işlemlerinİlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/1-a ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3 maddeleri uyarınca mahiyeti itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.