İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21, 25
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/4333
Karar No. 2023/231
Tarihi: 25/01/2023
lGEÇERLİ FESİH NEDENİNİ İŞVERENİN KANITLAMAK ZORUNDA OLDUĞU
lTERÖR ÖRGÜTÜ İLE İLTİSAKININ BULUNMAMASI
lGEÇERSİZ FESİH
ÖZETİ: Somut olayda; her ne kadar davacının iş akdi asıl işvereni olan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Müdürlüğü’ne bağlı işyerinde bakıcı personel olarak görev yapmakta iken 15/07/2016 tarihinde FETÖ/PDY Terör örgütü tarafından meydana getirilen silahlı darbe kalkışması sonrasında ilan edilen olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 667 sayılı KHK'nin kamu görevlilerine ilişkin tedbirler başlıklı 4/1-g maddesi uyarınca ve davalı bakanlığın 19/08/2016 tarihli genelgesi doğrultusunda feshedilmiş ise de davacının terör örgütüyle ilgisi, irtibatı, iltisakı ya da ilişkisinin ne olduğuna dair delillerin sunulmadığı, mahkeme tarafından yapılan araştırmada da davacı hakkında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmaya veya örgütle bağlantısına rastlanmadığı anlaşılmakla iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği ispat yükü üzerinde olan davalılar tarafından ispatlanmadığından davacının işe iade talebinin kabulüne dair mahkeme hükmü yerinde görülmüştür.
DAVA: Yukarıda bilgileri yazılı bulunan kararın istinaf yolu ile incelenmesini davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin yasal süre içerisinde istemesi üzerine, Hakim Yıldız Angı tarafından düzenlenen rapor ile dosyadaki tutanaklar ve belgeler okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, Müvekkilinin asıl işveren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde Kayseri İl Müdürlüğüne bağlı olarak alat işveren konumunda olan Zen İç ve Dış Tic. Şirketinde 01/10/2013 tarihinden işten çıkarıldığı 25/09/2016 tarihine kadar çalıştğıını, çalıştığı dönemde bakıcı anne-bakım elemanı olarak görev yaptığını, 25/09/2016 tarihinde kendisine yapılan fesih bildirimi ile FETÖ/PYD terör örgütüyle bağlantısı olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini ancak müvekkilinin söz konusu terör örgütüyle bir bağlantısının bulunmadığını, bylock kullanıcısı olmadığını, dava konusu işten aldığı maaş ile kıt kanaat geçinmeye çalışan, vatanına ve milletine sadık birisi olduğunu, bu durumun müvekkilini çok üzdüğünü, müvekkiline işten çıkarılmasının akabinde işten çıkarılan diğer işçilerle beraber tekrar işe alınacaklarının söylendiğini ancak bugüne kadar herhangi bir sonuç çıkmadığını beyan ederek iş akdi haksız olarak sonlandırılan müvekkilinin işe iadesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yasal süresi içinde işe başlatılmaması halinde en az 8aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Zen İç ve Dış Tic. Şirketi vekili, Öncelikle davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin davacı işçiyi kamu ihale kanunu kapsamında yüklenici olarak Kayseri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü'nde çalıştırmaktayken kamu kurumunun bu ilişkiyi muvazaa ile bozduğunu, davcının işten çıkartılması kararının müvekkili şirket tarafından alınmadığını, kamu kurumu olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğünün kararı olduğunu, davanın müvekkili şirkete değil Kayseri Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne açılması gerektiğini, davacının FETÖ/PYD bağlantısı sebebiyle işten kamu kurumunca çıkartıldığını, işe iade davası için gerekli koşulların sağlanmadığını beyan ederek öncelikle davanın husumet yokluğundan reddine, aksi halde işe iade şartlarının oluşmamış olması sebebiyle esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalı Kayseri Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü vekili dilekçesinde; Davanın hak düşürücü süre sonunda açıldığını, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davacının alt işveren işçisi olduğundan ve iş sözleşmesinin de alt işveren tarafından feshedildiğinden feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverende olduğunu, asıl işveren olan müvekkili kurumun iş ilişkisinde taraf sıfatı bulunmadığından işe iade yükümlülüğünün de olmadığını, davacı için İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan güvenlik soruşturması sonucu ile illegal FETÖ/PDY ile bağlantısının tespit edildiğini, Valilik onayı ile ilgilişirket tarafından işine son verildiğini beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı hakkında cezai bir işlem başlatılmamış olsa da dosyada yer alan Kayseri Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü 07.09.2016 ve 1316 sayılı personel işleri konulu FETÖ/PYD ile bağlantılı olduğu tespit edilen şahıslarla ilgili araştırma tutanağında davacı Hatice Suna'nın da isminin yer aldığını, ilgili tutanakta şahsın Bank Asya'da geçmiş dönemlerde hesabının olduğu, kız kardeşlerinden F.U 'nun Aktif/Eğitim Sen üyesi olduğu ve H.A 'nın PDY'ye ait Elmas Eğitim Yayın A.Ş. de SGK kaydının olduğunun tespit edildiğini, o dönem bu durumların hepsi kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm personel için şüphe teşkil ettiğini ve haklarında cezai bir soruşturma ve kovuşturma olmaksızın listede adı geçen tüm personelin Kayseri Valiliğinin 23.09.2016 Tarih ve 989 sayılı görev iptali konuluonayı ile iş sözleşmelerinin feshedildiğini, tüm bu anılan tedbirler kapsamında iş iş sözleşmesine son verilirkenyerel mahkemenin davacının terör örgütüyle ilgisi, irtibatı, iltisakı ya da ilişkisinin ne olduğuna dair delillerin sunulmadığı gerekçesi ile işe iade talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf başvuru sebepleri ile kamu düzeni kapsamında Daire önüne gelen uyuşmazlık dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu;
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır.
Somut olayda ; her ne kadar davacının iş akdi asıl işvereni olan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Müdürlüğü’ne bağlı işyerinde bakıcı personel olarak görev yapmakta iken 15/07/2016 tarihinde FETÖ/PDY Terör örgütü tarafından meydana getirilen silahlı darbe kalkışması sonrasında ilan edilen olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 667 sayılı KHK'nin kamu görevlilerine ilişkin tedbirler başlıklı 4/1-g maddesi uyarınca ve davalı bakanlığın 19/08/2016 tarihli genelgesi doğrultusunda feshedilmiş ise de davacının terör örgütüyle ilgisi, irtibatı, iltisakı ya da ilişkisinin ne olduğuna dair delillerin sunulmadığı, mahkeme tarafından yapılan araştırmada da davacı hakkında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmaya veya örgütle bağlantısına rastlanmadığı anlaşılmakla iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği ispat yükü üzerinde olan davalılar tarafından ispatlanmadığından davacının işe iade talebinin kabulüne dair mahkeme hükmü yerinde görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına veya iadesine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK'nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi'nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy çokluğuile karar verildi. GKYT.23/02/2023
MUHALEFET ŞERHİ
Davacının Anayasa Mahkemesine müracaatından önce açtığı iş bu dava ile ilgili olarak, Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin12/11/2018tarih-2018/14185 Esas-2018/24198 Karar sayılı ilamıyla,
"Davacı vekili dava dilekçesi ile iş akdinin davalı işverence feshedildiğini, feshin geçerli veya haklı nedene dayanmadığını iddia ederek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber davacının iş akdinin illegal terör örgütü FETÖ/PDY ile iltisakı tespit edildiği için usulüne uygun olarak diğer davalı şirket tarafından sona erdirildiğinisavunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Zen İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde, davacının asıl işvereninin diğer davalı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, iş akdinin diğer davalı tarafından gelen yazılı bildirim üzerine diğer davalı kurum kararı ile feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamı uyarınca ilgili kurumlara müzekkere yazılarak müzekkere cevapları dosya içine alınmış, yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamının değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş ilk derece mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına ve özellikle Davalı asıl işveren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın davalı alt işveren Zen İç ve Dış Tic. Ltd. Şti'ne yazdığı 23.09.2016 tarihli yazı ile davacının da içinde bulunduğu listede ismi geçen kişilerin iş sözleşmelerinin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 2016/4 sayılı Başbakanlık Genelgesinde yer verilen hususlar göz önünde bulundurularak FETÖ/PDY örgütüyle açık bağlantısı, irtibatı, intisabı ve iltisakı tespit edilmesi nedeniyle görevine son verilmesinin istendiği anlaşılmakla asıl işverenin bu talebinin alt işveren yönünden fesih tarihi itibariyle en azından geçerli sebep oluşturduğu, alt işverenin terör örgütü ile ilgi ve ilişiği olduğu iddiasında bulunulan işçi ile hizmet sözleşmesini devam ettirmesinin beklenemeyeceği anlaşılmakla yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA" karar verildiği belirlenmiştir.
Davacının iş aktinin feshinin; alt işveren yönünden fesih tarihi itibariyle en azından geçerli sebep oluşturduğu, alt işverenin terör örgütü ile ilgi ve ilişiği olduğu iddiasında bulunulan işçi ile hizmet sözleşmesini devam ettirmesinin beklenemeyeceği belirgin olduğundan, ilk derece mahkeme hükmünün hatalı olduğu ve işe iade davasının reddine karar verilmesi kanaatinde olduğumdan, çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.