HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

SAYILAR

Esas No : 2024/4750
Karar No : 2024/6115
Tarihi : 30.05.2024
İlgili Kanun/Madde : 5510 S. SSGSK/86
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
  • ÇALIŞMAYA ASKERLİK SÜRESİNCE ARA VERMENİN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN ETKİLİ OLMADIĞI
  • ASKERLİK SONRASI MAKUL SÜREYİ AŞACAK ŞEKİLDE ARA VERİLMESİ HALİNDE ASKERLİK ÖNCESİ ÇALIŞMANIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREYE UĞRAYACAĞI

 

Tam Metin

ÖZETİ: Eldeki davada, davacının askerlik öncesi davalı Lüks.. A.Ş.’ye ait 42 V 0781 plakalı araçta muavin olarak çalıştığı, askerliğin sona erdiği 15.07.2003 tarihinden sonraki makul süreyi aşar şekilde ara verip 23.10.2003 tarihinde diğer davalılar adına kayıtlı 42 YC 551 plakalı araçta çalıştığı, her ne kadar askerlik süresince ara vermesi hak düşürücü süre yönünden etkili değilse de askerlik sonrasında makul sürenin fazlasıyla geçtiği bu haliyle fiili bir ara vermenin mevcut olması karşısında askerlik öncesi dönemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi hatalıdır.

 

Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

Kararın, davacı, davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Dilan Nur Bişer Tüfekci tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili özetle; davacının, davalı şirket bünyesinde 42 V 0781 plaka sayılı araçta muavin olarak 1997 yılının 11. ayının başından, askere gittiği 10.03.2002 tarihine kadar çalıştığını, asker dönüşü çalışmaya devam ettiğini, 2004 yılından itibaren Mehmet Tunç ve Şaban Esen’e ait olup davalı şirkete kiraya verilen 42 YC 551 plakalı araçta çalışmaya devam ettiğini, 20.12.2005 tarihinde trafik iş kazası geçirerek yaralandığını belirterek hizmet tespiti talebinde bulunmuştur.

  1. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde hizmet akdine dayalı olarak çalışmadığını, 42 YC 551 plakalı araç sahiplerinin bir defaya mahsus olarak davacıyı görevlendirdiğini, şirketin bu görevlendirmeyle bir ilgisi bulunmadığını, davanın haksız ve yersiz açıldığını beyanla reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının davasının kısmen kabulü ile davacı Mustafa Cihan Uzan’ın davalı Lüks Ereğli Turizm Seyahat A.Ş. adına kayıtlı işyerinde 06.11.1998-28.02.2002 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının ve çalıştığı sürenin Kuruma bildirilmediğinin tespitine, davacı Mustafa Cihan Uzan’ın dahili davalı Mehmet Tunç ve Müteveffa Şaban Esen adına kayıtlı işyerinde 23.10.2003-22.12.2005 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının ve çalıştığı sürenin Kuruma bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı, davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının Kasım 1997 işe başladığını, işe başlama tarihinin 06.11.1998 olarak tespit edilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

  1. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendisini sosyal güvenlik sistemine dahil ettirme amacıyla dava açtığını, davalı müvekkil şirketin kiralama yöntemi ile kiralamış olduğu ve maliki olmadığı, 42 YC 551 plakalı araçta, aracın sahipleri olan Şaban Esen ve Mehmet Tunç tarafından bir defaya mahsus olarak muavin olarak görevlendirildiğini, müvekkili şirket bünyesinde çalıştığının kabulü kararının hatalı olduğunu, davacının çalışmaya başladığını ileri sürdüğü tarihte, henüz 15 yaşında bir çocuk ve öğrenci olmasına rağmen, müvekkil şirkete karşı hizmet tespiti davası açma yoluna gitmiş olmasının kötü niyetli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
  2. Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı Kurumun resmi bir kurum olduğunu, Kurum kayıtlarına göre böyle bir çalışmanın bulunmadığını, salt tanık beyanları ve bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğini, aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
  3. Dahili davalılar İsmail Esen ve Havva Esen istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendisini sosyal güvenlik sistemine dahil ettirme amacıyla dava açtığını, kötüniyetli olduğunu, iddia tarihinde 15 yaşında olduğunu, öğreniminin devam ettiğinin öğrenim durum belgesiyle sabit olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
  4. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacının 18 yaşını doldurmasından öncesine ilişkin de kabul kararı verilmiş ise de sigortalılık süresi 18 yaşını doldurduğu tarihte başlayacağından 506 sayılı Kanun 60/G maddesi gereğince tespitine karar verilen 06.11.1998– 06.11.2000 tarihleri arasındaki sürenin sadece prim gününe ilavesinin gerektiğinin kurum tarafından infazda gözetilebileceği anlaşıldığı gerekçesi ile başvuruların esastan reddine dair hüküm verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekilleri özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesi.

  1. Değerlendirme

1.Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Öte yandan, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.

2.Eldeki davada, davacının askerlik öncesi davalı Lüks.. A.Ş.’ye ait 42 V 0781 plakalı araçta muavin olarak çalıştığı, askerliğin sona erdiği 15.07.2003 tarihinden sonraki makul süreyi aşar şekilde ara verip 23.10.2003 tarihinde diğer davalılar adına kayıtlı 42 YC 551 plakalı araçta çalıştığı, her ne kadar askerlik süresince ara vermesi hak düşürücü süre yönünden etkili değilse de askerlik sonrasında makul sürenin fazlasıyla geçtiği bu haliyle fiili bir ara vermenin mevcut olması karşısında askerlik öncesi dönemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi hatalıdır.

Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

  1. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

  1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
  2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.