ÖZETİ Tüm bu yasal düzenlemeler, uygulanan ilkeler doğrultusunda ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının davalı iş yerinde 01.04.2014-11.10.2021tarihleri arasında elektrikçi olarak çalıştığı, işten ayrılış kodunun kuruma 46 (işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması) olarak bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı işveren tarafından davacının iş akdinin evine yer altından hat çekilmesi gerekirken iki direk dikilerek havai hattan enerji almasını sağlayıp kontrolü yapan personel olarak belgeleri imzaladığı iddia edilerek feshedildiği anlaşılmış ise de; dinlenen davalı tanıklarının davacının isteği üzerine hattın çekilmediğini, bir fazla bölümden izin çıktığını beyan ettikleri ve dosyada bulunan belgeler gözetilerek davalı işverenin davacının görevini kullanarak evinin bulunduğu bölgede usulsüz hat çektirdiği ispatlayamadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin işe iade kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmekle incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil, yedi yılı aşkın süredir davalı işveren bünyesinde çalıştığını, bugüne kadar hukuka ve ahlaka aykırı hiçbir eylem içerisinde yer almamış olmasına rağmen, müvekkili tarafından müvekkilinin sadakat borcunu ihlal ettiği gerekçesiyle iş akdi İK 25/II-e hükmüne istinaden feshedildiğini, müvekkiline, 21/09/2021 tarihinde, kendi evine ait abonelik işleminde, yer altından enerji müsaadesi çıkmasına rağmen iki direk dikilerek havai hattan enerji alındığı tespit edildiğinden Disiplin Kurulu’nda değerlendirilmek üzere savunması istenildiğini, müvekkili tarafından, 23/09/2021 tarihinde hazırlanan yazılı savunmada elektrik hattının yerden alındığını, havai hattan alınmadığını ve Kurumun zarara uğramadığını detaylı şekilde izah ettiğini, davalı Kurumca tutanak mümzileri dinlenilmeksizin ve müvekkilin savunmasına itibar edilmeksizin, hakkında TİS Disiplin Yönetmeliğinin “Güveni Kötüye Kullanmak” başlıklı 30. ve 36. maddeleri ve İş Kanunu m. 25/II-e hükümleri uyarınca meslekten çıkarma cezası verildiğini, iddia edildiği şekilde eve havai hattan enerji alınmadığını, yine yer altı kablosu ile alındığını, direklerin dikilmesi sürecinde müvekkilinin bilgisi veya katkısı bulunmadığını, ancak davalı şirketten habersiz şekilde bu direklerin dikilmiş olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin, evli ve üç çocuklu bir çalışan olduğunu, net ücretinin (günlük 152,11 TL) yanında Toplu İş Sözleşmesi ile kendisine sağlanan imkanlardan da yararlandığını, Sodexho kart aracılığıyla yemek yardımı, yol yardımı, yılda bir maaş tutarında ikramiye, bayram harçlığı gibi ek ödemeler aldığını, müvekkilinin işe iadesine karar verilmesi halinde boşta geçen süreye ilişkin alacak hesabının brüt ücret üzerinden yapıldığından hesabında bu alacak kalemlerinin de dikkate alınmasını talep ettiklerini beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABININ ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılıp açılmadığının tetkiki ile süresi içerisinde açılmamış ise davanın bu yönden reddini talep ettiklerini, davacı müvekkili şirketin Toroslar EDAŞ emrinde, 01/04/2014 tarihinden itibaren Hatay Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Kırıkhan Lokasyonda şebeke operasyonları bölümünde arıza onarım operatörü olarak görev yapmaya başladığın, davacı hakkında 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili maddelerine dayanarak ve kanuna uygun olarak işlem yapıldığını, feshin geçersizliğinin söz konusu olmadığını, davacı işçinin görevini yerine getirirken, kendisine ait eve, yer altından enerji müsaadesi çıkmasına rağmen, iki direk dikilerek havai hattan enerji aldığını ve kontrolü yapan personel olarak imzalamış olduğu belgede yer altı kablosu çekilmiş gibi göstererek, görevini kötüye kullanmak suretiyle işvereni yanıltıcı bir davranış sergilediğinin tespit edildiğini ve savunmasının alındığını, davacı hakkında yasaya uygun olarak işlem yapıldığından, feshin geçersizliğinin söz konusu olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi tarafından; “…1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının iş akdinin davalı işverence feshine dair işlemin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin kıdem durumu da dikkate alınarak 4857 sayılı yasanın 21/1. maddesi gereğince takdiren 5 aylık ücreti tutarında olan brüt 20.535,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar boşta geçen süre için gerçekleşen 4 aylık ücreti olan brüt 23.089,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,…” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı işçinin görevini yerine getirirken, kendisine ait eve, yer altından enerji müsaadesi çıkmasına rağmen, iki direk dikilerek havai hattan enerji aldığını ve kontrolü yapan personel olarak imzalamış olduğu belgede yer altı kablosunun çekilmiş gibi göstererek, görevini kötüye kullanmak suretiyle işvereni yanıltıcı bir davranış sergilediğinin tespit edildiğini ve savunmasının alındığını, davacı hakkında yasaya uygun olarak işlem yapıldığından, feshin geçersizliğinin söz konusu olmadığını beyanla,ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dairemizce istinaf incelemesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355’inci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır.
Dava, işe iade istemine ilişkindir.
Taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan işveren vekili konumunun bulunmadığı, davalı şirkette çalışan davacı işçinin kıdeminin 6 aydan fazla olduğu anlaşılmıştır. İş sözleşmesinin 11.10.2021 tarihi itibariyle feshedildiği, davacı işçi tarafından yasal bir aylık sürede 27.10.2021 tarihinde arabuluculuk görüşmeleri başlatılmış, 09.11.2021 tarihinde anlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Davacı tarafından süresi içerisinde 19.11.2021tarihinde yetkili ve görevli mahkemede işe iade davası açıldığı belirlenmiştir.
Somut olayda; Davacının davalı Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. nezdinde elektrikçi olarak çalıştığı, davalı tarafından 12.10.2021 tarihinde davacının iş akdi “… İş sözleşmeniz ve yürürlükteki Toplu İş Sözleşmesi ( TİS) çerçevesinde yürütmekte sorumlu olduğunuz işleri yaparken kendi evinize, yer altından enerji müsaadesi çıkmasına rağmen, iki direk dikilerek havai hattan enerji aldığınız ve kontrolü yapan personel olarak imzalamış olduğunuz belgede yer altı kablosu çekilmiş gibi göstererek, görevinizi kötüye kullanmak suretiyle işvereni yanıltıcı bir davranış sergilediğiniz tespit edilmiştir.” gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-e maddeleri gereğince feshedildiği, söz konusu fesih bildiriminin davacıya bildirildiği, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından davacının işi iade talepli söz konusu davayı açtığı anlaşılmıştır.
İş Kanunu’nun 20/2 maddesine göre, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini davalı işveren ispat edecektir. Bu kapsamda; İşveren, önce feshin şekil şartlarına uygun yapıldığını kanıtlayacaktır. Şeklen geçerlilik şartları tespit edildikten sonra içerik yönünden feshin geçerli ya da haklı olduğunun tespiti gereklidir.
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler, uygulanan ilkeler doğrultusunda ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının davalı iş yerinde 01.04.2014-11.10.2021tarihleri arasında elektrikçi olarak çalıştığı, işten ayrılış kodunun kuruma 46 (işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması) olarak bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı işveren tarafından davacının iş akdinin evine yer altından hat çekilmesi gerekirken iki direk dikilerek havai hattan enerji almasını sağlayıp kontrolü yapan personel olarak belgeleri imzaladığı iddia edilerek feshedildiği anlaşılmış ise de; dinlenen davalı tanıklarının davacının isteği üzerine hattın çekilmediğini, bir fazla bölümden izin çıktığını beyan ettikleri ve dosyada bulunan belgeler gözetilerek davalı işverenin davacının görevini kullanarak evinin bulunduğu bölgede usulsüz hat çektirdiği ispatlayamadığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin işe iade kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle istinaf talepleri yerinde olmayıp reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak;
Yargılama giderlerinden olup mahkemesince resen nazara alınması gereken arabuluculuk ücreti hakkında bir karar verilmemesi ise isabetli olmamıştır. Bu kapsamda davalının istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
Bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak anılan gerekçelerle yeniden hüküm kurulmasına dair karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurularının KABULÜ ile, HMK 353/1-b-2 maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararı yerine,
a-Davanın KABULÜNE,
b-Davacının iş akdinin davalı işverence feshine dair işlemin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
c-Davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin kıdem durumu da dikkate alınarak 4857 sayılı yasanın 21/1. maddesi gereğince takdiren 5 aylık ücreti tutarında olan brüt 20.535,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
d-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar boşta geçen süre için gerçekleşen 4 aylık ücreti olan brüt 23.089,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE,
e-Harçlar Kanunu gereğince hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 427,60 TL karar ve ilam harcından başta peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 368,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 124,50 TL tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplamda 993,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereğince 680 TL maktu Arabuluculuk ücretinin davalıdan alınıp HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
ı- Artan ilk derece gider avanslarının olması halinde taraflara iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının bu tarafa iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan 272 TL istinaf yargılama giderlerinin ve 1.169,40 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf gider avansından arta kalanın yatırana iadesine,
7-HMK’nin 359. maddesinin 4. fıkrası gereği kararın tebliği ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ TARAFINDAN YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 26.09.2024 tarihinde İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesi gereği KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.