YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2009/12851 2010/9336 04.10.2010 |
İlgili Kanun / Madde 5510.S.SGK/96 |
||||
|
||||||
ÖZETİ: | davacıların murisi olan sigortalının prim ödeme hesabına hileli girişler 16.02.1995 tarihinde yüklenmiş, aynı gün 'maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunmuş, maluliyet aylığı ise 01.03.1995 tarihinde bağlanmıştır. Tüm bu belgeler hileli şekilde oluşturulan maluliyet aylığı koşullarının murisin katılımı ile gerçekleştirildiğim göstermektedir. Artık olayda Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kuralının uygulama olanağı bulunmamaktadır. hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru 10 yıllık sürede yapılan yersiz fark aylık ödemelerinin bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte iadesinin istenebileceği hususu da nazara alınarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken |
|||||
Davacı, emekliliğinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, yersiz ödemeden dolayı borçlu olmadığının tespitine ödenmeyen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mehmet Beleç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Dava davacıların murisi Mustafa Karataş'ın 28.07.2004 tarihinde vefat etmesi nedeni ile hak sahiplerine 28.07.2004 tarihinde bağlanan ölüm aylığının, daha sonra kurum müfettişinin 12.12.2006 tarih ve 3 sayılı raporuna dayalı olarak usulsüz yüklenen primlerle sigortalıya maluliyet aylığı koşullarının sağlandığı gerekçesi ile sigortalıya maluliyet aylığı, davacılara ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin Kurum işlemi iptal edilip kuramca 04.03.1995-28.07.2004 tarihleri arasında sigortalı Mustafa Karataş'a ödenen 9.919,22 TL maluliyet aylığı ile 17.043,76 TL işlemiş faiz ve davacılara ödenen 12.167,05 TL ölüm aylığı ile 2.013.34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.143,37 TL nın geri istenmesine ilişkin davalı kurum işleminin iptali ile davacıların kuruma yersiz ödeme nedeni ile borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne, kurum işleminin iptali ile davacıların murisi Mustafa Karataş'ın 01.03.1995 tarihi itibarı ile maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine bu tarihten itibaren müteveffa sigortalının kazanmış olduğu tüm özlük haklarının mirasçılarına iadesine davacılara ödenmeyen ölüm aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine, davacıların davalı Kuruma 41.143,37 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş ise de hüküm usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Murisin 28.7.2004 ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa'nın 41.maddesi gereğince 5 yıl pirimi ödenmiş sigortalılık süresi ölüm aylığı bağlanması için yeterli olduğundan ve murisin hileli şekilde kayıtlara giren 2 adet hayali ödeme katılmaksızın pirimi ödenmiş 5 yıllık sigortalılık süresi bulunduğundan davacılar ölüm aylığına hak kazandığından mahkemece davalı Kurumun davacılara bağlanan ölüm aylığını iptal eden ve davacılara ödenen ölüm aylığı nedeniyle borç çıkaran Kurum işleminin iptaline ilişkin olarak verilen karar doğrudur.
Davacıların murisi Mustafa Karataş'ın nakliyecilik faaliyetinden kaynaklanan oda kaydı ve vergi kaydı nedeni ile 06.11.1974 tarihi itibarı ile Bağ Kur'a kayıt ve tescil edildiği, SSK Van Hastanesi’ nin 28.02.1995 tarihli raporuna, göre meslekte kazanma gücünün 2/3 oranında kaybettiğinin tespit edilmesi nedeni ile 06.11.1974-28.02.1995 tarihleri arasında geçen 1479 sayılı Yasa kapsamında 20 yıllık sigortalı olarak prim ödemeleri dikkate alınarak rapor tarihini takıp eden aybaşı olan 01.03.1994 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, davacıların murisinin 11.07.1984-09.03.1992 tarihleri arasında prim ödemelerinin bulunduğu ayrıca 16.02.1995 tarihinde Kurum görevlilerince 9.600.000 TL (9,6 TL), ve 3.000.000 TL (3,00 TL ) lik 2 adet prim ödemesinin ödeme yapılmadığı halde murisin kayılarına yüklenerek 01.03.1995 tarihinden itibaren davacıların murisine maluliyet aylığı bağlandığı, prim girişinin yapıldığı tarihteki toplam prim borcunun 2008 yılı itibariyle güncellemiş miktarının 705,00 TL olduğu ve davacıların 19.09.2008 tarihinde 705,00 TL' nı Kuruma ödediği murisin 28.7.2004 tarihinde ölümü üzerine davacılara 26.8.2004 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının murisine maluliyet aylığı bağlandığı tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa'nın 29. maddesinde çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmek, en az beş tam yıl prim ödemek koşulu ile maluliyet aylığa hak kazanacağı belirtilmiş olmakla birlikte davacıların murisinin 01.03.1995 tarihi itibari ile 2/3 oranında çalışma gücünü kaybettiği ve 5 yıldan fazla prim ödemesi bulunduğundan 16.02.1995 tarihinde yükleme yapılan iki adet prim ödemesi dikkate alınmadığı takdirde de maluliyet aylığına hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak sigortalıya uzunca bir süre maluliyet aylığına hak kazandığı inancı verildikten sonra aylığın iptal edilmesi iyi niyetten uzak olacaksa da kimse kendi hilesinden yararlanamayacağından, bu kuralın uygulanabilmesi için usulsüz olarak hileli şekilde oluşturulan aylık şartlarının hak sahibinin de katılımının bulunduğu muvazaalı bir işlem sonucunda oluşturulmamalıdır. Murisin sigorta kayıtlarına 16.02.1995 tarihi itibarı ile 27.01.1993-28.03.1994 tarihleri arasını kapsayacak şekilde;(12.600.000-TL)= 12.60-TL tutarında 2 adet prim ödemesi yüklenerek 01.03.1995 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmıştır. Bu husus kurum müfettişinin 12.12.2006 tarih 3 nolu rapor içeriği ile ekindeki belgelerden de anlaşılmaktadır. Davacı maluliyet aylığı bağlanmasına yeterli primin usulsüz ve hileli olarak kayıtlarına yüklendiğini bilebilecek durumda olup kimse kendi hileli davranışı ile ve kurumu bu yolla yanıltarak bir hak elde edemez. Bu tür hak kazanımlarını ise hukuk sistemi korumaz. Bir başka deyişle kurum personelinin yeterince denetlenmediğinden bahisle kurumun kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği gibi hayali girişlerin yapıldığı: 1995 yılı itibariyle 12.600,000-TL' nında çok yüksek bir miktar olduğu da görülmektedir.
Somut olayda davacıların murisi olan sigortalının prim ödeme hesabına hileli girişler 16.02.1995 tarihinde yüklenmiş, aynı gün 'maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunmuş, maluliyet aylığı ise 01.03.1995 tarihinde bağlanmıştır. Tüm bu belgeler hileli şekilde oluşturulan maluliyet aylığı koşullarının murisin katılımı ile gerçekleştirildiğim göstermektedir. Artık olayda Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kuralının uygulama olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan 5510 sayılı Yasa'nın 96 maddesinde "Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemelerin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden
- Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,itibaren hesaplanacak olan kanuni faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır."hükmü yer almaktadır.
Bu husustaki kurum müfettişinin 12.12.2006 tarih 3 nolu rapor içeriği ile ekindeki belgelerin aksi de kanıtlanmadığına göre; mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacıların murisi Mustafa Karataş'a usulsüz ve silon şekilde girilen iki adet ödeme nazara alınmaksızın 16.11.1974- 25.2.1995 tarihleri arasındaki pirimi ödenmiş süreye göre hak ettiği 1.3.1995 tarihi ile ölüm tarihi olan 28.7.2004 tarihleri arasındaki maluliyet aylığının miktarının şekilde hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru 10 yıllık sürede yapılan yersiz fark aylık ödemelerinin bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren hesaplanacak kanuni faizi ile birlikte iadesinin istenebileceği hususu da nazara alınarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu davanın kabulüne, kurum işleminin iptali ile davacıların murisi Recep Oğur' un 1.3.1995 tarihi itibarı ile maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine, bu tarihten itibaren kazanmış olduğu tüm özlük haklarının mirasçılarına iadesine davacıların yersiz ödeme nedeni ile kuruma borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.