HİZMET TESPİTİ

SAYILAR

Esas No : 2009/13442
Karar No : 2010/9718
Tarihi : 11.10.2010
İlgili Kanun/Madde : 506S.SSK/79
Yargı Yeri: YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • HİZMET TESPİTİ • KAMU DÜZENİ • ÇALIŞMALARIN KISMİ OLARK BİLDİRİLMİŞ OLMASI • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELERİN HER BİR GİRİŞ ÇIKIŞ İÇİN AYRI AYRI BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ

Tam Metin

YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2009/13442
2010/9718
11.10.2010
İlgili Kanun / Madde
506S.SSK/79
 
  • HİZMET TESPİTİ
  • KAMU DÜZENİ
  • ÇALIŞMALARIN KISMİ OLARK BİLDİRİLMİŞ OLMASI
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELERİN HER BİR GİRİŞ ÇIKIŞ İÇİN AYRI AYRI BELİRLENMESİNİN GEREKMESİ

 

  ÖZETİ: davacının tespitini istediği eksik incelemeye konu olan 19.7.1993-1.2.2004 tarihleri arasındaki sürelerle ilgili olarak Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde işyerinde çalıştığı belirlenen kişilerin isimleri ve teftiş tarihleri de gözetilerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi işe giriş bildirgelerindeki imzaların sigortalıya ait olduğu anlaşılan dönemlerin bitiminden itibaren davacının çıkış ve tekrar giriş tarihleri arasındaki her döneme ilişkin istemi ayrı, ayrı 5 yıllık hak düşürücü süre yönünden değerlendirip, hak düşürücü sürenin dolmuş olan dönemler için istemi ret etmek, hak düşürücü sürenin dolmadığı ve işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığı dönemler ile işe giriş – çıkış arası kısmi bildirim yapılan dönemlerle ilgili olarak imzalı ücret bordrolarını istemek, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordosundaki süreler kadar, imzalı ücret bordroları bulunmayan sürelerde işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin davacı çalışmasına ilişkin bilgilerine başvurmak çalışma süreleri, hangi işveren yanında ne kadar süre ile çalıştığı şüpheye mahal bırakmayacak biçimde belirlendikten sonra belirlenen bu süreler ile dava konusu dönem içinde Kurum kayıtlarında çalışıldığı görülen süreler göz önüne alınarak işçilik alacaklarını belirlemek ve tüm deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir
             

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 19.7.1993-1.2.2004 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tespitine ve işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum, Abdikler Kauçuk İnş. Mal. San. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Sultan Namazcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalılara ait işyerinde 19.7.1993-1.2.2004 tarihleri arasında geçen ve SGK(SSK) na eksik bildirilen çalışmalarının tespiti ile işçilik alacaklarının ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 19.7.1993-1.2.2004 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tespitine eksik bildirilen günlerin bildirilen sigortalı hizmetlerine eklenmesine, işçilik alacaklarının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde Abdikler Kauçuk San. Tic. Koli. Şti. 20.11.2002 tarihinde nevi değiştirerek Abdikler Kauçuk İnş. ve Mal. Müh. Ev Eşyaları San. Tic. Ltd. Şti. ne dönüştüğünü belirterek her iki şirket ve ortaklarının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek dava açmıştır. Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan kolektif şirket aleyhine de hüküm kurulmuştur. Taraf ehliyeti dava şartlarından olup kolektif şirketin limitet şirkete dönüşüp dönüşmediği yani kolektif şirketin tüzel kişiliğinin son bulup bulmadığı belirlenmeden kolektif şirket aleyhine hüküm kurulması hatalıdır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hâkim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572.3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578. 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespit davasının ispatlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken
Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer delillerle dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda; davacının 1993-2004 tarihleri arasında 2 ayrı sicil numaralı işyerinden. 6 adet işe giriş, 6 adet işten çıkış ile kısmi olarak bildirim yapıldığı Kurum kayıtlarında açıktır. Ancak bu 2 ayrı sicil numaralı işyerlerinin davalılara ait olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Dosya içeriğine göre dinlenen tanıkların dava konusu yapılan tüm dönemde çalışan bordro tanığı olup olmadıkları da anlaşılamamaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle kolektif şirketin limitet şirkete dönüşüp dönüşmediği araştırıp taraf ehliyeti belirlendikten sonra, davacının tespitini istediği eksik incelemeye konu olan 19.7.1993-1.2.2004 tarihleri arasındaki sürelerle ilgili olarak Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde işyerinde çalıştığı belirlenen kişilerin isimleri ve teftiş tarihleri de gözetilerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi işe giriş bildirgelerindeki imzaların sigortalıya ait olduğu anlaşılan dönemlerin bitiminden itibaren davacının çıkış ve tekrar giriş tarihleri arasındaki her döneme ilişkin istemi ayrı, ayrı 5 yıllık hak düşürücü süre yönünden değerlendirip, hak düşürücü sürenin dolmuş olan dönemler için istemi ret etmek, hak düşürücü sürenin dolmadığı ve işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığı dönemler ile işe giriş – çıkış arası kısmi bildirim yapılan dönemlerle ilgili olarak imzalı ücret bordrolarını istemek, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordosundaki süreler kadar, imzalı ücret bordroları bulunmayan sürelerde işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin davacı çalışmasına ilişkin bilgilerine başvurmak çalışma süreleri, hangi işveren yanında ne kadar süre ile çalıştığı şüpheye mahal bırakmayacak biçimde belirlendikten sonra belirlenen bu süreler ile dava konusu dönem içinde Kurum kayıtlarında çalışıldığı görülen süreler göz önüne alınarak işçilik alacaklarını belirlemek ve tüm deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı, davalı SGK ve davalı Abdikler Kauçuk İnş. ve Mal. Müh. Ev Eşyaları San. Tic. Ltd. Sti.' nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre işçilik alacaklarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı ile temyiz eden işverene iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.