Yargı Kararları

HİZMET TESPİTİ

SAYILAR

Esas No : 2021/7550
Karar No : 2021/10767
Tarihi : 22.09.2021
İlgili Kanun/Madde : 5510 S. SSGSK/86
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 10. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : l HİZMET TESPİTİ l HİZMET TESPİTİ DAVLARININ KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLMASI l RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ l TANIK ANLATIMLARININ İNANDIRICILIĞI ÜZERİNDE DURULMASININ GEREKTİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
5510 S. SSGSK/86
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2021/7550
Karar No. 2021/10767
Tarihi: 22.09.2021

HİZMET TESPİTİ
HİZMET TESPİTİ DAVLARININ KAMU DÜZENİNE İLİŞKİN OLMASI
RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ
TANIK ANLATIMLARININ İNANDIRICILIĞI ÜZERİNDE DURULMASININ GEREKTİĞİ

ÖZETİ: Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
DAVA: Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01.10.1991 – 01.05.1992 tarihleri arası dönemde geçen ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen sigortalı çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer'i müdahil Kurum vekili ve davalı Apartman Yönetimi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A) DAVACININ İSTEMİ:
Dava, davacının davalıya ait işyerinde 01.10.1991 – 01.05.1992 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen ve SGK’na bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B) DAVALILARIN CEVABI:
Fer'i Müdahil vekili; davacının talebinin haksız olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
İlk Derece Mahkemesince, davacının, … sicil numaralı davalı … ünvanlı davalı işyerinde; 01.10.1991 – 01.05.1992 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden hizmet akdine dayalı olarak sigortasız çalıştırıldığının tespitine dair karar verilmiştir.
D) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN KARARI:
Fer'i müdahil Kurum vekili; davacının iddia ettiği tarihler arasında çalıştığına dair delil bulunmadığını, tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağını, Kurum kayıtlarının aksinin yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı apartman yönetimi; davacının sigortasının sehven başkasının adına yatırıldığını belirttiği tarih olan 01.10.1991-01.05.1992 tarihlerinde binada oturmadığını, davanın o tarihteki yönetime karşı açılması gerektiğini belirterek 25 sene sonra açılan davada apartman yönetiminin kusuru bulunmadığını beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
E) TEMYİZ TALEBİ:
Fer'i müdahil Kurum vekili, istinaf talebi ile aynı doğrultuda kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; … sicilli … Yöneticiliğinin 15.02.1979 – 31.10.1998 tarihleri arasında kapsamda olduğu; davacı adına belirtilen sicil numarasından 01.10.1991 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği ve bu bildirgenin 31.10.1991 tarihinde intikal ettiği; davacının 03.12.1987 – 03.06.1989 tarihleri arası askerlik hizmetinde bulunduğu, iş bu hizmetin talep dönemi ile çakışmadığı tespit edilmekle; davacı tanıklarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada, ihtilaf konusu olan 01.10.1991 – 01.05.1992 tarihleri arasında geçtiği iddia olunan fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davalı işyerine komşu ev ve bakkal, manav gibi işyeri sahipleri Belediye ve Nüfus Müdürlüğünden sorulup tespit edilerek; re’sen tespit edilen komşu evlerin apartman kapıcıları, işyeri sahipleri yahut işyeri çalışanlarının davacının ihtilaf döneminde apartman temizliği, kalorifer yakımı işleri ile iştigal edip etmediği, çalışmanın niteliği sorularak; öte yandan çalışmanın tam veya kısmi süreli olup olmadığına dair beyanlarına da başvurmak suretiyle, belirtilen apartman işyerinin kapsam ve kapasitesi yönünde yapılacak araştırmada dikkate alınarak; gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra; sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
İlk Derece Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, fer'i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.