Yargı Kararları

İHBAR TAZMİNATI ÖDENEREK FESİH

SAYILAR

Esas No : 2007/40738
Karar No : 2009/10796
Tarihi : 16.04.2009
İlgili Kanun/Madde : 4867.S.İşK/14
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : l İHBAR TAZMİNATI ÖDENEREK FESİH l İHBAR ÖNELİ İÇERİSİNDE İŞÇİNİN EMEKLİ OLMASI l EMEKLİLİĞİN İŞ SÖZLEŞMESİ İŞÇİ TARAFINDAN FESHİ ANLAMINA GELMEYECEĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4867.S.İşK/14

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2007/40738
Karar No. 2009/10796
Tarihi: 16.04.2009                                

l İHBAR TAZMİNATI ÖDENEREK FESİH
l İHBAR ÖNELİ İÇERİSİNDE İŞÇİNİN EMEKLİ OLMASI
l EMEKLİLİĞİN İŞ SÖZLEŞMESİ İŞÇİ TARAFINDAN FESHİ ANLAMINA GELMEYECEĞİ

ÖZETİ: Dairemizce, daha önce verilen kararlarda, derhal yapılan fesihlerde henüz ihbar tazminatı ödenmemişken ve yine ihbar öneli süresi içinde işçinin emeklilik başvurusu hali, işçinin emeklilik suretiyle feshi olarak değerlendirilmekteydi. Bu halde işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz ise de, kamu kurumlan bakımından kıdem tazminatı hesabında daha önce borçlanmış olduğu askerlik süresinin dikkate alınması gerekmekteydi. Kamu kurumu işyerleri bakımından askerlik borçlanmasının kıdem tazminatına yansıtılması noktasında işçi lehine olarak değerlendirilebilecek bu husus, işçinin ihbar tazminatına hak kazanamaması sebebiyle de işçinin aleyhinedir. Dairemizin, derhal feshin ardından önel içinde işçinin emeklilik için dilekçe vermesi halinde feshin işçi tarafından gerçekleştirildiği görüşü, işe iadeyle ilgili iş güvencesi hükümleri de dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunun sistematiğine uygun düşmemektedir.
Gerçekten açıklanan çözüm tarzında işveren feshi yerine işçinin emeklilik sebebiyle feshine değer verildiğinden, işçi iş güvencesinden de mahrum kalmaktadır. Bu nedenle, işverenin derhal feshinin ardından, işçinin ihbar tazminatı ödenmediği bir anda yaşlılık aylığı için tahsiste bulunmasının işveren feshini ortadan kaldırmayacağı düşünülmektedir. Dairemizce, konunun bütün yönleriyle ve yeniden değerlendirilmesi sonucu, işverence yapılan feshin ardından ve henüz ihbar tazminatı ödenmediği bir sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.

DAVA: Davacı, kıdem tazminatı, ikramiye ile yıllık izin ücreti ile sosyal hak alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ş.Kurnaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten soma dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı askerlikte geçen süreninde hizmet süresine eklenerek fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur.
Davalı ise davacıya hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatının ödendiğini fark kıdem tazminatı isteyemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece istek hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının askerlikte geçen ve borçlanılan döneme ilişkin fark kıdem tazminatı bulunup bulunmadığı noktasındadır
Yargıtay uygulaması, kamu kurum ve kuruluşlarından emeklilik sebebiyle ayrılan işçi yönünden borçlanılan askerlik süresinin de kıdeme esas süreye ekleneceği şeklindedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının iş sözleşmesi işveren tarafından hizmetinden yeterince yararlanılamadığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle feshedilmiştir. Fesihten soma davacı Sosyal Sigortalar Kurumuna müracaat ederek yaşlılık aylığı bağlanması isteğinde bulunmuş ve yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Dairemizce, daha önce verilen kararlarda, derhal yapılan fesihlerde henüz ihbar tazminatı ödenmemişken ve yine ihbar öneli süresi içinde işçinin emeklilik başvurusu hali, işçinin emeklilik suretiyle feshi olarak değerlendirilmekteydi. Bu halde işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz ise de, kamu kurumlan bakımından kıdem tazminatı hesabında daha önce borçlanmış olduğu askerlik süresinin dikkate alınması gerekmekteydi. Kamu kurumu işyerleri bakımından askerlik borçlanmasının kıdem tazminatına yansıtılması noktasında işçi lehine olarak değerlendirilebilecek bu husus, işçinin ihbar tazminatına hak kazanamaması sebebiyle de işçinin aleyhinedir. Dairemizin, derhal feshin ardından önel içinde işçinin emeklilik için dilekçe vermesi halinde feshin işçi tarafından gerçekleştirildiği görüşü, işe iadeyle ilgili iş güvencesi hükümleri de dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunun sistematiğine uygun düşmemektedir.
Gerçekten açıklanan çözüm tarzında işveren feshi yerine işçinin emeklilik sebebiyle feshine değer verildiğinden, işçi iş güvencesinden de mahrum kalmaktadır. Bu nedenle, işverenin derhal feshinin ardından, işçinin ihbar tazminatı ödenmediği bir anda yaşlılık aylığı için tahsiste bulunmasının işveren feshini ortadan kaldırmayacağı düşünülmektedir. Dairemizce, konunun bütün yönleriyle ve yeniden değerlendirilmesi sonucu, işverence yapılan feshin ardından ve henüz ihbar tazminatı ödenmediği bir sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Somut olay yönünden davacı işçi 1475 Sayılı İş Kanunu 14/4.maddesinde öngörüldüğü üzere yaşlılık veya malûllük aylığı veya toptan ödemeye hak kazanacak şekilde hizmet sözleşmesini feshetmiş değildir. Böyle olunca borçlanılan askerlik süresinin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınarak fark kıdem tazminatı hesabı yapılması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.