İlgili Kanun/ Madde
4857 S. İşK/44,46,47
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No. 2020/5958
Karar No. 2020/14477
Tarihi: 03/11/2020
l İHTİYARİ ARABULUCULUKTA İRADENİN FESADA UĞRATILDIĞI İDDİASININ ARAŞTIRIL-MASININ GEREKTİĞİ
l ARABULUCULUK SONUÇ TUTANAĞINDAN BULUNMAYAN ALACAKLAR İÇİN ESASTAN DEĞERLENDİRME YAPILMASININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ Davacı taraf arabuluculuk tutanağına ilişkin bir arabuluculuk faaliyetinin bulunmadığını, muhasebede bir kısım evrakların imzalatıldığını, iradesinin fesada uğratıldığını belirterek bu iddialarını ispatlayabilmek için deliller sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı tarafça sunulan deliller toplanmadan ve davacının iradesinin fesada uğrayıp uğramadığı hususu araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de davacının dava dilekçesinde hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarını da talep ettiği, arabuluculuk sonuç tutanağında uyuşmazlığa konu alacaklar arasında bu alacakların bulunmadığı anlaşıldığından, bu alacaklar bakımından esastan değerlendirme yapılması gereklidir
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03/11/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat Erol Boylan geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde börek ustası olarak 25.04.2002 tarihinden 22.02.2017 tarihine kadar 3,500,00 TL ücret ile çalıştığını, müvekkili yıllık izindeyken iş sözleşmesinin haksız ve sebepsiz yere davalı tarafından feshedildiğini, hak ve alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taraflar arasında arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, arabuluculuk tutanağı davacı tarafından okunarak imzalanmış olduğunu, arabuluculuk sözleşmesi gereğince tüm ödemelerin müvekkil şirket tarafından davacıya yapıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, Bakırköy 6. İş Mahkemesi'nin 2017/248 Esas, 2017/173 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının huzurdaki davanın davalısı olan Seyran Pastacılık San. ve Tic. A.Ş., davalısının ise huzurdaki davanın davacısı olan Seyfettin Seçgül olduğunu, dava konusunun arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesine yönelik olduğu, yapılan yargılama neticesinde arabuluculuk anlaşma tutanağının icra edilebilirlik şerhinin verilmesine karar verildiği,kararın son olarak davalı vekiline 16.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, dava öncesinde ihtiyari arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı ve bağlayıcılığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosyada yer alan arabulucu sonuç tutanağında uyuşmazlık konusu,“işveren Seyran Pastacılık San. ve Tic. A.Ş. ile çalışan Seyfettin Seçgül arasında 25.04.2002-10.04.2012 başlangıç tarihli iş sözleşmesinin fesh edilmiş olması sebebiyle çalışanın işçilik alacaklarının belirlenmesi ve ödenmesine ilişkin ihtilafın giderilmesi”şeklinde gösterilmiştir.
Dosya içinde davacının arabulucuya başvurusuna dair bir belgeye rastlanmamıştır. Bunun aksine davacı işçi iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, muhasebe servisinde kendisine bir takım evrakların imzalatıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı karşılığı bir miktar ödeme yapıldığını, müvekkilime işe iade davası açmaması için ise "ek ödeme" adı altında "ikale" yapılarak21.711,01 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
Davalı taraf ise dava konusu alacakların tamamının arabulucu sonuç tutanağı ile anlaşma sonucu son bulduğunu, bu tutanak ile aralarındaki ihtilafın sonlandırıldığını ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında bulunan Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2917/248 esas, 2017/173 karar sayılı ilamı ile davalının başvurusu üzerine davacı ile davalı arasındaki arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verildiği ve kararın taraflarca istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş sözleşmesinin 22.02.2017 tarihinde feshedilmiş, aynı gün arabuluculuk sonuç tutanağı imzalanmıştır. Davacı tarafça iş bu davanın 31.03.2017 tarihinde açıldığı, davalı tarafça arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesi için 27.04.2017 tarihinde mahkemeye başvurduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf arabuluculuk tutanağına ilişkin bir arabuluculuk faaliyetinin bulunmadığını, muhasebede bir kısım evrakların imzalatıldığını, iradesinin fesada uğratıldığını belirterek bu iddialarını ispatlayabilmek için deliller sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı tarafça sunulan deliller toplanmadan ve davacının iradesinin fesada uğrayıp uğramadığı hususu araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de davacının dava dilekçesinde hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarını da talep ettiği, arabuluculuk sonuç tutanağında uyuşmazlığa konu alacaklar arasında bu alacakların bulunmadığı anlaşıldığından, bu alacaklar bakımından esastan değerlendirme yapılması gereklidir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.