İKİ FRKLI İŞYERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN BİRLEŞTİRLEMEYECEĞİ

SAYILAR

Esas No : 2004/12340
Karar No : 2005/4342
Tarihi : 15.02.2005
İlgili Kanun/Madde : 1475 S.İşK/14
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • İKİ FRKLI İŞYERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN BİRLEŞTİRLEMEYECEĞİ

Tam Metin

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2004/12340
2005/4342
15.02.2005
İlgili Kanun / Madde
1475 S.İşK/14

 

 
  • İKİ FRKLI İŞYERİNDE GEÇEN ÇALIŞMALARIN BİRLEŞTİRLEMEYECEĞİ

 

  ÖZETİ: Davacı işçinin önce dava dışı Özdilek Anonim Şirketine  ait işyerinde çalıştığı ve 15.2.1991 tarihli yazı ile  ihbar öneli tanınmak suretiyle iş sözleşmesinin bu şirket tarafından feshedildiği ve ardından ayrı bir tüzel kişiliği olan davalı şirkete ait başka bir işyerinde çalıştığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemenin davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğü yönündeki gerekçesi de isabetli değildir. Gerçekten her iki şirketin ayrı adreslerde faaliyet gösterdiği Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtlarından anlaşıldığı gibi, davacı tanıkları da davacının Anadolu mahallesinde bulunan  işyerinden çıkarıldığını ve Yalova yolundaki işyerinde çalışmaya başlandığını  açıklayarak bu durumu doğrulamışlardır. Her iki işyerinin farklı tüzel kişiliği haiz olan işverenlere ait olduğu da tartışmasız durumdadır. O halde davacının aynı işverene ait işyerinde sürekli olarak çalıştığının ve kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin avans niteliğinde olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
             

DAVA                     :Taraflar arasındaki,kıdem tazminatı ile kısıt ikramiyesinin  ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.2.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse  gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
            1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2. Davacı işçi, davalıya ait işyerinde çalışırken 31.3.1991 tarihinde kağıt üzerinde çıktı ve 1.4.2001 tarihinde girdi işlemleri yapılmak suretiyle kıdem tazminatı ödenmiş olmasına rağmen,  aralıksız olarak aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğünü ve bu şekilde daha önce ödenen kıdem tazminatının avans niteliğinde olduğunu ileri sürerek, kıdem tazminatı farkı isteğinde bulunmuştur.
           Davalı işveren ise, davacının  önceki çalışmalarının dava dışı Özdilek Anonim Şirketine ait  işyerinde geçtiğini ihbar öneli tanınmak suretiyle iş sözleşmesinin 11.4.1991 tarihinde bu şirket tarafından feshedildiğini ve kıdem tazminatının ödenmiş olduğunu belirterek isteğin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
           Mahkemece, davalı işverence davacının iş sözleşmesinin 11.4.1991 tarihinde ihbar öneli tanınmak suretiyle feshedildiği savunulduğu halde 1.4.1991 tarihinde yeniden işe girişinin söz konusu olduğu ve  bu savunma ile Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtlarının birbiri ile çeliştiği, davacının sürekli olarak aynı işyerinde 1978-2000 yılları arasında çalıştığı  gerekçesiyle,  daha önce ödenen kıdem tazminatı avans olarak kabul edilerek kıdem tazminatı farkı isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
           Öncelikle belirtmek gerekir ki, dosya içinde bulunan ve dava dışı Özdilek Anonim Şirketi tarafından  Sosyal Sigortalar Kurumuna verilen dört aylık pirim bildirgelerine göre davacı işçinin en son 1991 yılı Mart ayı sonuna kadar çalışması söz konusudur. Anılan bildirgede 1991 yılı Nisan ayına ait pirim yatırılmamıştır. Bu nedenle davacının 1.4.1991 tarihinde yeniden işe girişinin yapılmadığı anılan kayıtlarla sabittir. Davacının sigorta primleri davalı şirket tarafından  ve ayrı bir işyeri sicil numarasıyla 1.5.1991 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumuna yatırılmaya başlanmıştır. Bu nedenle davacı işçinin 1.4.1991 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığı yönündeki mahkeme gerekçesi, dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
          Öte yandan, davacı işçinin önce dava dışı Özdilek Anonim Şirketine  ait işyerinde çalıştığı ve 15.2.1991 tarihli yazı ile  ihbar öneli tanınmak suretiyle iş sözleşmesinin bu şirket tarafından feshedildiği ve ardından ayrı bir tüzel kişiliği olan davalı şirkete ait başka bir işyerinde çalıştığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemenin davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğü yönündeki gerekçesi de isabetli değildir. Gerçekten her iki şirketin ayrı adreslerde faaliyet gösterdiği Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtlarından anlaşıldığı gibi, davacı tanıkları da davacının Anadolu mahallesinde bulunan  işyerinden çıkarıldığını ve Yalova yolundaki işyerinde çalışmaya başlandığını  açıklayarak bu durumu doğrulamışlardır. Her iki işyerinin farklı tüzel kişiliği haiz olan işverenlere ait olduğu da tartışmasız durumdadır. O halde davacının aynı işverene ait işyerinde sürekli olarak çalıştığının ve kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin avans niteliğinde olduğunun kabulü doğru olmamıştır.
         Davacı işçinin dava dışı Özdilek Anonim Şirketine  ait işyerinde 1991 yılına kadar çalıştığı, iş sözleşmesinin bu işverence feshi ve kıdem tazminatının ödenmesinin  ardından bir   süre sonra ayrı bir tüzel kişiliği olan ve farklı bir  yerde faaliyet gösteren davalı Özdilek Limited Şirketinde çalışmaya başladığı, bu işyerinden emekli olmak suretiyle ayrıldığı ve kıdem tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır.Bu durumda dava dışı şirkette geçen çalışmalarla ilgili olarak fark kıdem tazminatı isteğinde bulunulması mümkün değildir. Mahkemece kıdem tazminatı farkı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINApeşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.