ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta davacı ile dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ arasında 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesi doğrultusunda çalışma devam ederken, taraflar arasında 26.07.2012 tarihli bir ek sözleşme yapılarak muhabir olan davacının iş sözleşmesine konu hizmetini ayrıca Ciner Medya Grubu bünyesinde yayımlanan ve yayımlanacak olan gazete, televizyon ve diğer mecralarda ifa edeceğinin, bu çalışma nedeniyle ayrıca bir ücret talep edemeyeceğinin düzenlenmesi karşısında; somut davada iş sözleşmesine katılma durumu ile tek bir iş ilişkisi, tek bir ücret ödemesinin sözkonusu olduğu, davacının davalı Şirkete karşı iş görme ediminin farklı bir iş olmadığı ve davacının davalı Şirketten ayrıca ücret talep edemeyeceği yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesi ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen Daire kararı da dikkate alındığında isabetlidir. Nitekim ayrıca ücret ödenmeyeceği de ek sözleşmede açıkça kararlaştırılmıştır.
Yukarıda (2) numaralı paragrafta da açıklandığı üzere, iş sözleşmesine katılmada tek bir iş ilişkisi sözkonusu olup davacının bu iş ilişkisi dolayısıyla hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği sabittir. Açıklanan nedenle davalı Şirketin davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesine hükmedilmesi hatalıdır. Buna göre davanın tümden reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Habertürk Gazetesinde muhabir olarak çalışırken davalıya ait bir televizyon kanalında da çalıştırıldığını, 2009 yılında haber bültenine birkaç dakikalık özel haberle başlatılan bu çalışmanın 2011 yılından itibaren ortalama 3-4 saati bulacak şekilde düzenli haber yapma, haber merkezine haber paketleri hazırlama, canlı bağlantılar gerçekleştirme ve televizyon için röportajlar yapma şeklinde devamlı hâle dönüştüğünü ve 2014 yılının Ocak ayına kadar devam ettiğini, davacının bu çalışması karşılığında sürekli vaat edilmesine karşılık ücret ödenmediğini, bu nedenle davacının yaptığı günlük ortalama 3 saatlik çalışma ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret alacağı ve ücret alacağının %5 fazlası alacak taleplerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı Şirketin Ciner Yayın Holding bünyesinde faaliyet gösterdiğini, Holding bünyesinde ayrı haber kadrolarıyla yapılanan şirketlerde haber veriminin artırılması amacıyla haber üretiminin entegrasyonunun sağlandığını ve bu hususun 25.07.2012 tarihinde çalışanlara duyurulduğunu, böylelikle çalışanların televizyon, gazete ve internet sitesine içerik hazırlayabilir hâle geldiklerini, birlikte istihdam modelinin uygulandığını, davacının bu şekilde çalışmasının 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesinin 8 inci maddesi ile entegrasyon kararı sonrası imzalanan 26.07.2012 tarihli ek sözleşmeye uygun olduğunu, sözü edilen sözleşmede alınan ücretin tüm mecralarda ifa edilecek işleri de kapsayacağının hüküm altına alındığını, davacının çalışanı olduğu Habertürk Gazetecilik AŞ’den işten ayrıldıktan sonra kıdem ve ihbar tazminatlarını aldığını, davacı ile davalı Şirket arasında ayrı bir iş ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle davalıdan kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.08.2009-31.12.2011 tarihleri arasında Habertürk Matbaacılık AŞ, 01.01.2011-07.01.2014 tarihleri arasında Habertürk Gazetecilik AŞ nezdinde sigorta kaydının bulunduğu, dosyada mübrez 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesinde davacının Habertürk Gazetecilik AŞ yayın organında veya işverenin yayımladığı diğer yayınlarda çalışacağının kabul edildiği, tanık beyanları, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve dosya kapsamından; davacının davalı Şirket nezdinde 01.01.2011-07.01.2014 tarihleri arasında 3 yıl 7 gün çalıştığı, taraflar arasında düzenlenen 26.07.2012 tarihli ek sözleşmenin birlikte istihdam olgusunu net olarak ortaya koymadığı, televizyon muhabirliği ile gazeteciliğin birbirinden farklı işler olduğu, bu doğrultuda taraflar arasında yeni ve farklı bir iş ilişkisi bulunduğu, davacının 01.03.1996 yılından itibaren gazetecilik yaptığı, meslekte 5 yıllık kıdemini doldurduğu ve kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının yıllık ücretli izin alacağı bulunduğu, ücret alacağı ve %5 fazlası alacak talepleri yönünden; bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplama esas alınarak ve ek raporda yapılan hesaplamada ücret alacağının %5 fazlası alacağından %95 oranında indirim yapılarak bu taleplerin de hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
- İstinaf Sebepleri
- Davacı vekili; ücret alacağına %95 oranında indirim uygulanamayacağını, indirim yapılan kısım üzerinden karşı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, ücret alacağı ve diğer alacaklar için tamamlama harcı ile bedel artırıldığını, sözkonusu alacakların belirsiz alacak olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
- Davalı vekili; müvekkili Şirket, bir holding yapılanması içinde olduğundan ve her bir çalışanın ürettiği içerikler diğer mecralarda da kullanıldığından iş sözleşmelerinin birlikte istihdamı karşılayacak şekilde düzenlendiğini, medya sektöründe haber birimlerinin Ortak Hizmet Merkezi oluşturarak Holding bünyesindeki tüm yayın kuruluşlarına da hizmet verdiğini, bu uygulamanın birlikte istihdam veya iş sözleşmesine katılma şeklinde bir çalışma biçimi olduğunu, ayrı bir ücret gerektirmediğini, davacının dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ ile imzaladığı 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesinin 3 üncü maddesinde davacının Habertürk Gazetecilik AŞ yayın organında veya işverenin yayımladığı veya yayımlayacağı diğer yayınlarda muhabir olarak çalışmayı kabul ve taahhüt ettiğini, 26.07.2012 tarihli ek sözleşmede de davacının belirlenen ücretinin Ciner Medya Grubu bünyesinde yer alan ve bundan sonra yer alacak tüm mecralarda ifa edeceği hizmetleri de kapsadığının ve gazeteciye bundan dolayı ayrıca bir ücret ödenmeyeceğinin düzenlendiğini, somut davada yeni ve farklı bir iş ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle sözleşmelerin birlikte istihdam olgusunu kapsamadığı kabulünün hukuka aykırı olduğunu, kararlaştırılmayan ücret için %5 fazla yönünden hesap yapılmasının hatalı olduğunu, davacının aynı çalışma dönemi için birden fazla kıdem ve ihbar tazminatları ve yıllık ücretli izne hak kazanamayacağını, davacı lehine mevduat faizine hükmedilmesinin ve kıdem tazminatı için faizin fesih tarihinden itibaren işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından davacı ile dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ arasında 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesi düzenlendiği, iş sözleşmesi devam ederken yine taraflar arasında ek sözleşme yapılarak muhabir olan davacının iş sözleşmesine konu hizmetini ayrıca Ciner Medya Grubu bünyesinde yayımlanan ve yayımlanacak olan gazete, televizyon vs. tüm mecralarda ifa edeceğinin, ayrıca bir ücret talep edemeyeceğinin düzenlendiği, somut davada iş sözleşmesine katılma durumu ile tek bir iş ilişkisi, tek bir ücret ödemesinin sözkonusu olduğu, davacının davalı Şirkete karşı iş görme ediminin farklı bir iş olmadığı, fazladan iş görme olarak da değerlendirilemeyeceği ve davacının ayrıca davalı Şirketten ücret talep edemeyeceği, davalının bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu, davacının ücret alacağı talebinin reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 03.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının brüt 2.360,44 TL aylık ücreti üzerinden hesaplama yapıldığı ve davacının bu ücret miktarına dair istinaf itirazı bulunmadığı, söz konusu aylık ücret gözetilerek ek sözleşme tarihi olan 26.07.2012 ile 07.01.2014 tarihleri arasındaki 1 yıl 5 ay 12 gün hizmet süresi için Dairece resen hesaplama yapılarak kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının belirlendiği, davacının ücret alacağından kaynaklanan %5 fazlalık alacağı talebininde reddi gerektiğini ,davacının yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığı, hükmedilen kıdem ve ihbar tazminatları için dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
- Temyiz Sebepleri
- Davacı vekili; ek sözleşmenin davacının çalışma süresi hesabında başlangıç tarihi kabul edilerek hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesine katılma hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 206 ncı maddesinde düzenlenen sözleşmeye katılma hükümlerinin 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle verilmeyen ücretin %5 fazlası ve ek iş ücreti üzerinden, ret vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin belirlediği kıdeme esas ücret miktarının hatalı olduğunu, kazanılmış hak nedeniyle davacı lehine ücret alacağı ve ücretin %5 fazlası alacağına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
- Davalı vekili; istinaf incelemesi sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının son ücretinin talep aşılarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, bu ücret hesabına göre kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulünün hukuka aykırı olduğunu, iş sözleşmesine katılma durumunda tek kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi olacağına dair emsal kararlar doğrultusunda iş sözleşmesine katılan işverenlerin müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun, bu alacakların bir işveren tarafından ödenmesi durumunda ortadan kalkacağını, davacının işvereni olan dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ’den bu alacaklarını tam olarak aldığı hâlde, müvekkili Şirket aleyhine ikinci defa kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini ileri sürerek katılma yoluyla temyiz talebinde bulunmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet süresi, ücret miktarı, mevcut iş ilişkisinde davalı işveren açısından iş sözleşmesine katılma durumu bulunup bulunmamasına göre davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
- 5953 Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un (5953 sayılı Kanun) 5, 6ve 14 üncü maddeleri, 6098 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesi, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
- Anayasa Mahkemesinin 5953 sayılı Kanun’un 04.01.1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1 inci maddesiyle değişik 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının iptaline dair 14.02.2020 tarihli ve 31039 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 25.12.2019 tarihli ve 2019/108 Esas, 2019/101 Karar sayılı iptal kararı.
- Anayasa Mahkemesinin iptal kararının kesinleşmemiş davalara da uygulanması gerektiğine dair Dairemizin 14.10.2020 tarihli ve 2016/27633 Esas, 2020/12010 Karar sayılı kararı.
- Dairemizin 29.06.2015 tarihli ve 2015/16625 Esas, 2015/23491 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:
“… İş Sözleşmesine katılma ayrı bir kural olarak öngörülmemiş ise de sözleşmeye katılma 6098 sayılı TBK. ‘un 206 maddesinde tanımlanmış ve kurala bağlanmıştır. Ancak bu düzenlemeden önce doktrinde bu sözleşme türü ifadesini bulmuş(M. ALP. İş Sözleşmesinin Devrinde Bazı Sorunlar. DEÜ. Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt 9. Özel Sayı, 2007) ve Yargıtay kararına da(Dairemizin 17.06.2013 gün ve 2011/2705 E, 2013/18665 K.) konu olmuştur.İş sözleşmesine katılmada başlangıçta tek bir işverenle kurulan iş ilişkisine zamanla diğer bir işveren katılmakta ve işçi iş görme edimini bu katılan şirkete karşı da yerine getirmektedir. İsçinin ilk işvereni ile bağlantısı kopmamakta, iş sözleşmesinin devri değil, işveren tarafında bir çoğalma söz konusu olmaktadır.Bu durumda da tek bir iş ilişkisi vardır.Birlikte istihdam ve iş sözleşmesine katılmada tek bir iş ilişkisi ve dolayısı ile tek bir ücret ödemesi sözkonusudur. İşçinin diğer şirketlere karşı iş görme edimi, fazla iş olarak değerlendirilemez ve bu nedenle ayrıca ücretin ödenmesi gerekmez. Elbette ister başlangıçta birden fazla işveren olsun, ister sonradan işveren çoğalmasına gidilsin, ayrı ayrı iş ilişkisi de kurulabilir. Aksi öngörülmedikçe iş akdinin kurulması özel bir şekle tabi olmadığından işin gereğine göre bu hizmetin ancak ücret karşılığında görülebileceği kabul edilebilir ve her şirket ile ayrı bir iş sözleşmesi kurulmuş sayılabilir. Fiili iş ilişkisi ile de aynı sonuca varmak mümkündür. Ancak bunun kanıtlanması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi başlangıçta bir şirket ile sözleşme yapmış, daha sonra kurulan şirkette iş sözleşmesine katılmış, davacı bir anlamda iki işverene birlikte hizmet vermiştir. Davacı davalı şirketlerden ayrı ayrı ücret aldığını iddia etmiş ise de tanıklar bu konuda beyanda bulunmamışlar, davacı bu hususa ilişkin başkaca delil de sunmamıştır. Davacı tanıkları davacının 5.000,00 TL civarında ücret aldığını belirtmişlerdir. Davacının aldığını iddia ettiği özellikle kurma bildirilen aylık prim gün sayısına göre ücret toplamı brüt 5.585,00 TL olup, buna göre davacının hizmet verdiği iki ayrı şirkette 5.585,00 TL brüt ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş davacının çalışmasının 01/09/1992 – 03/09/2009 tarihleri arası alınıp, bu süreye ilişkin olarak kıdem tazminatı yönünden tavan miktarla bağlı kalınarak tek kıdem tazminatı hesaplamak, giydirilmiş ücret üzerinden tek ihbar tazminatı hesabı yapmak ve çıplak ücret üzerinden tek izin ücreti hesaplamak, ücret alacağı yönünden ise son ücret olan brüt 5.585,00 TL üzerinden geçmiş yıllar ücretleri asgari ücrete oranlama yapılarak bulunacak ücret üzerinden tek ücret alacağı hesaplanıp davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar vermektir.Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
…”
- Değerlendirme
- Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
- Somut uyuşmazlıkta davacı ile dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ arasında 01.01.2012 tarihli iş sözleşmesi doğrultusunda çalışma devam ederken, taraflar arasında 26.07.2012 tarihli bir ek sözleşme yapılarak muhabir olan davacının iş sözleşmesine konu hizmetini ayrıca Ciner Medya Grubu bünyesinde yayımlanan ve yayımlanacak olan gazete, televizyon ve diğer mecralarda ifa edeceğinin, bu çalışma nedeniyle ayrıca bir ücret talep edemeyeceğinin düzenlenmesi karşısında; somut davada iş sözleşmesine katılma durumu ile tek bir iş ilişkisi, tek bir ücret ödemesinin sözkonusu olduğu, davacının davalı Şirkete karşı iş görme ediminin farklı bir iş olmadığı ve davacının davalı Şirketten ayrıca ücret talep edemeyeceği yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesi ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen Daire kararı da dikkate alındığında isabetlidir. Nitekim ayrıca ücret ödenmeyeceği de ek sözleşmede açıkça kararlaştırılmıştır.
- Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının işten ayrılmadan önce düzenlenen son ay ücret bordrosunda ve fesihten sonra taraflar arasında düzenlenen “İbraname” başlıklı belgede kıdem ve ihbar tazminatları ile sair işçilik alacaklarının dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ tarafından davacıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dairemizce Dosya Eksiklik Talebi suretiyle temin edilen davacıya ait banka kayıtlarının incelenmesinde; iş sözleşmesinin feshinden sonra dava dışı Habertürk Gazetecilik AŞ tarafından davacının çalışma süresine göre hak kazandığı ve son ay ücret bordrosu ile “İbraname” başlıklı belgede tahakkuk ettirilen kıdem ve ihbar tazminatı tutarlarının 21.02.2014 tarihinde davacıya ödendiği tespit edilmiştir.
- Yukarıda (2) numaralı paragrafta da açıklandığı üzere, iş sözleşmesine katılmada tek bir iş ilişkisi sözkonusu olup davacının bu iş ilişkisi dolayısıyla hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği sabittir.Açıklanan nedenle davalı Şirketin davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesine hükmedilmesi hatalıdır. Buna göre davanın tümden reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
- Diğer yandan 5953 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen ücret alacağının %5 fazlasına dair talebin reddi nedeniyle karşı taraf lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı dikkate alındığında hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı gözetilmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Relevant Law / Article
5953 S. BİŞK/6,14
T.R.
SUPREME COURT
LEGAL DEPARTMENT
Docket No. 2024/6978
Decision No. 2024/9558
Date: 10.06.2024
JOINING THE EMPLOYMENT CONTRACT
WHEN JOINING AN EMPLOYMENT CONTRACT, THERE IS A SINGLE EMPLOYMENT CONTRACT
THERE IS A SINGLE FEE TO JOIN THE EMPLOYMENT AGREEMENT.