İŞÇİNİN YETERLİ ÖLÇÜDE BİLGİLENDİRİLMEMESİ

SAYILAR

Esas No : 2024/1320
Karar No : 2024/1618
Tarihi : 08/07/2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/17-21
Yargı Yeri: T.C. BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • İŞÇİNİN YETERLİ ÖLÇÜDE BİLGİLENDİRİLMEMESİ
  • FESHİN ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİNE AYKIRI OLMASI
  • GEÇERSİZ FESİH

 

Tam Metin

ÖZETİ Somut olayda, davacının davalı işyerinde 18/03/2018-16/11/2022 tarihleri arasında en son mağaza müdürü olarak çalışırken, çalıştığı yerdeki mağazalardan alıp biriktirdiği kolileri izinsiz toplayıp satması gerekçe gösterilerek, iş akdinin feshinin haklı olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

İşyerindeki mağazalardan toplanan kolilerin AVM yönetimi tarafından anlaşma yapılan Kahramanmaraş’ta bulunan Sicimoğlu firmasına satılacağı ve mağazayı bu nedenle zarara uğrattığı iddia edilmişse de, davalı işyeri ile AVM yönetimi arasında bu konuda yapılmış ve taraflarca imzalanmış bir sözleşmenin dosyada bulunmadığı, davacının birkaç aydır koli topladığı bilinmesine rağmen mağazalardaki kolilerin başka bir firmaya satılacağına yönelik davacıya yapılan bir tebligat yada ihtar bulunmadığı, fesih konusu eyleme göre uygulanan yaptırımın ağır olduğu, fesihte ölçülülük ilkesine uygun davranılmadığı, bu nedenle yapılan feshin geçersiz olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yerine reddine karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.

Kütahya 2. İş Mahkemesi’nin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararına ilişkin olarak davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan dosya incelendi.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı işyerinin Madame Coco Sera AVM şubesinde mağaza müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, işe iadesine ve işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLKDERECEMAHKEMESİNİNKARARÖZETİ:

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİSÜRÜLENİSTİNAFNEDENLERİ:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, feshin son çare ilkesine uyulmadan yapıldığını, mahkemece verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

İSTİNAFNEDENLERİNİNİNCELENMESİVE GEREKÇE:

HMK’nın 342. maddesinde yer alan “istinaf başvuru dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin bildirilmesi”, 355. maddesinde yer alan “incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak, bölge adliye mahkemesinin kamudüzenineaykırılıkgördüğütakdirdebunuresengözeteceği”ve357. Maddesinde yer alan “bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı” ve “ilk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği hâlde incelenmeden reddedilen veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan delillerin bölge adliye mahkemesince incelenebileceği” hükümleridoğrultusundaistinafbaşvurudilekçesindeherhangibirgerekçeiçermeyensoyutveyasanınamacınauygunolmayansebeplernazaraalınmaksızın gerekçeli olarak ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin hususlar inceleme konusu yapılmıştır.

İş akdinin feshinin haklı yada geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu 25/II-ı bendi; işçinin, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverene, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme olanağı tanımaktadır.

İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmış ise; zararın miktarı da bu kusuru nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.

Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Bu noktada zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 Sayılı İş Kanununda herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir, maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir.

Zararın otuz günlük ücrete aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararının derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırılmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da fesih hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.” (Yargıtay9. Hukuk Dairesi, 24.09.2008tarih,2007/27655E., 2008/24626K.)

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir.

İşveren, iş sözleşmesine aykırı davranışta bulunan işçiye yaptığı eylemle orantılı yaptırım uygulamalıdır. Eylem ile orantılı olmayan ve ölçüsüz olarak nitelendirilebilecek bir yaptırım mazur görülemez. Sonuç itibariyle fesihte bir cezadır. Ölçülülük ilkesi uyarınca, uygulanacak önlem, ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmalı bir başka anlatımla tedbir uygun olmalı, ulaşılmak istenen amaç açısından gerekli olmalı ve uygulanacak tedbirin sonucu olan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç, ölçüsüz bir oran içerisinde bulunmamalıdır. Bu ilke uyarınca feshin geçerli olup olmadığını kararlaştırılırken, işçinin davranışının ağırlığı dikkate alınarak, her olayın özelliğine göre işçinin davranışı ile işverence uygulanan fesih türü arasında bir orantısızlık (ölçüsüzlük) olup olmadığı takdir edilmelidir.

4857 sayılı Yasa’nın 25/II-e maddesinde haklı fesih sebepleri, aynı yasanın 18. Maddesinde ise ”işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler” geçerli fesih nedeni kabul edilmiştir. 18. Maddedeki geçerli fesih nedenleri 25/II maddedeki tazminatsız fesih gerektirecek ağırlıkta olmamakla birlikte işçinin işe iade edilmesine engel teşkil etmektedir.

İş yasasının 18. Madde gerekçesinde, ”işyerinde iş akışını ve iş ortamını olumsuz etkileyecek bir biçimde diğer kişilerle ilişkilere girmek” geçerli feshe örnek olarak gösterilirken, ”işçinin davranışından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olarak feshe neden olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerindeki üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılmaz..” şeklinde açıklama getirilmiştir.

Somut olayda, davacının davalı işyerinde 18/03/2018-16/11/2022 tarihleri arasında en son mağaza müdürü olarak çalışırken, çalıştığı yerdeki mağazalardan alıp biriktirdiği kolileri izinsiz toplayıp satması gerekçe gösterilerek, iş akdinin feshinin haklı olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir.

İşyerindeki mağazalardan toplanan kolilerin AVM yönetimi tarafından anlaşma yapılan Kahramanmaraş’ta bulunan Sicimoğlu firmasına satılacağı ve mağazayı bu nedenle zarara uğrattığı iddia edilmişse de, davalı işyeri ile AVM yönetimi arasında bu konuda yapılmış ve taraflarca imzalanmış bir sözleşmenin dosyada bulunmadığı, davacının birkaç aydır koli topladığı bilinmesine rağmen mağazalardaki kolilerin başka bir firmaya satılacağına yönelik davacıya yapılan bir tebligat yada ihtar bulunmadığı, fesih konusu eyleme göre uygulanan yaptırımın ağır olduğu, fesihte ölçülülük ilkesine uygun davranılmadığı, bu nedenle yapılan feshin geçersiz olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yerine reddine karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.

Sonuç olarak; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, istinaf nedenleri ile resen nazara alınacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar gözetildiğinde açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ileri sürülmeyen ve kamu düzenine ilişkin olmayan hususlar nazara alınmaksızın davanın esasına ilişkinolarakaşağıdakişekildeyenidenhükümkurulmasınakararverilmesigerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda anılan nedenlerle,

1- Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Kütahya 2. İş Mahkemesi’nin 19/03/2024 tarih ve 2022/213 Esas – 2024/138 Karar sayılı kararının ORTADANKALDIRILMASINA,

2-Davanın KABULÜNE,

a-) Davalı işveren tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİ İLE davacının davalının nezdinde İŞİNE İADESİNE,

b-) Davacının, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucu işverence işe başlatılmaması halinde davacının kıdemi ve fesih sebebi göz önünde bulundurularak takdiren 4aylık brüt ücret tutarındaki 34.920,76TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiğinin BELİRLENMESİNE,

c-) Davacının, işe iade için 10 günlük yasal süre içinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen en çok4 aylık ücreti ve diğer haklarının tutarı olan brüt 44.920,76 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiğinin BELİRLENMESİNE,

Alınması gereken harç 427,60 TL olduğundan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 346,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,

Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT üzerinden hesaplanan17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafından yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti: 1.750,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davacı tarafından yatırılan 427,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,

Davacı tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan (istinaf başvuru harcı: 1.169,40 TL, posta masrafı: 350,00 TL) 1.519,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 800,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,

HMK 333. Maddesi uyarınca artan gider avanslarının yatırana iadesine,

Kararın tebliği ile harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 7036 sayılı Kanun’un 8/1-a maddesigereğince KESİN olmak üzere 08/07/2024tarihinde oybirliği ile Karar verildi.