YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ |
|||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2011/13096 2012/97 17.01.2012 |
İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 |
|||||
|
|||||||
ÖZETİ davacı işçinin işe iadesine ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra kanuni sürede işe başlamak için davalı işverene 02/12/2008 günü başvuruda bulunduğu, davalı işverenin de 17/12/2008 günlü yazı ile 23/12/2008 günü işe başlaması için davacı işçinin işe iade başvurusunu kabul ettiği konusu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı dava dilekçesinde işverenin davetine icabet etmemesi yönünde bir mazeret ileri sürmemiştir. Böyle olunca işverence yapılan fesih artık 4857 sayılı Kanun’un 21/5.maddesi gereğince geçerli feshin sonuçlarını doğuracağından, bunun sonucu olarak boşta geçen dört aylık süre ücretine hak kazanamaz. Mahkemece davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır. | |||||||
DAVA : Davacı, boşta geçen süre ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi K. Keleş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine dair kesinleşen mahkeme kararından sonra süresi içinde başvurduğunu işverenin işe davet ettiğini ancak işe başlamadığını, işe iade kararında belirlenen botsa geçen süre ücretinin işveren tarafından ödenmediğini ileri sürerek boşta geçen süre ücreti istemiştir.
Davalı işveren, davacının çağrıya rağmen işe başlamadığını, mazeret de bildirmediğini bu nedenle feshin geçerli hale geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece boşta geçen süre ücretine hak kazanmak için işe başlamak gerekmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.
4857 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. İhbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı belirtilen fesih tarihindeki emsal işçi ücretine hesaplanır.
İş sözleşmesi geçersiz nedenle feshedilen işçinin süresinde başvurusuna rağmen işe başlatılmaması veya başlatılması halinde çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları geçersiz sayılan feshi izleyen dönem ücretine göre hesaplanmalıdır.
Somut olayda, davacı işçinin işe iadesine ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra kanuni sürede işe başlamak için davalı işverene 02/12/2008 günü başvuruda bulunduğu, davalı işverenin de 17/12/2008 günlü yazı ile 23/12/2008 günü işe başlaması için davacı işçinin işe iade başvurusunu kabul ettiği konusu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı dava dilekçesinde işverenin davetine icabet etmemesi yönünde bir mazeret ileri sürmemiştir. Böyle olunca işverence yapılan fesih artık 4857 sayılı Kanun’un 21/5.maddesi gereğince geçerli feshin sonuçlarını doğuracağından, bunun sonucu olarak boşta geçen dört aylık süre ücretine hak kazanamaz. Mahkemece davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.