ÖZETİ: İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir. Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin gerekçesinde “Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir.” şeklinde anılan durum açık olarak belirtilmiştir.
İşkolu tespitine konu işyerinde yürütülen faaliyetin kapsamı ve itiraz konusu hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince aralarında hukuk fakültesi iş hukuku anabilim dalında görev yapan öğretim üyesi, ağaç işleri endüstri mühendisi veya endüstri mühendisi ile mobilya sektöründe uzman bir bilirkişinin yer aldığı heyet teşkili ile tespit konusu işyerinde yeniden keşif icra edilmeli, işyerinde imal edilen nihai ürünlerin bileşiminde yer alan malzemelerin nitelik ve nicelik olarak ağırlığı somut verilere istinaden belirlenmeli, üretim sürecinde kullanılan yöntemler değerlendirilmeli, bu tespitler bağlamında imal edilen nihai ürünlerin kullanım amacı da gözetilerek İşkolları Yönetmeliği’nde yer alan düzenlemeler çerçevesinde işyerinde yürütülen ağırlıklı faaliyet belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki işkolu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 4. İş Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli ve 2022/547 Esas, 2023/83 Karar sayılı kararı ile Ankara Batı İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Yetkisizlik kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi sonrası yetkili İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlıkça 22.11.2022 tarih ve 32021 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2022/160 Karar numaralı işkolu tespit kararında; müvekkiline ait 1377012.006 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sicil numaralı işyerinde yürütülen faaliyetlerin niteliği itibarıyla İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı ağaç ve kağıt işkolunda yer aldığı yönünde tespitte bulunulduğunu, söz konusu işyerinde mobilyaların giydirme ve kumaş kaplama işlemleri yapıldığını, bu işyerinin ahşap mobilya ile hiçbir bağlantısı olmadığını, dava konusu işyerinde kumaş ve sünger gibi malzemelerin kesim ve dikimi sonrası, dışarıdan tedarik edilen koltuk iskeletlerine giydirilmesi faaliyetinin yürütüldüğünü, işyerindeki faaliyetin tekstil ağırlıklı olduğunu belirterek 22.11.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan, 2022/160 Karar numaralı tespit kararının iptaline, 1377012.006 SGK işyeri sicil numaralı işyerinin, İşkolları Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı dokuma, hazır giyim ve deri işkolunda yer aldığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; dava konusu işyerinin hangi işkoluna girdiğinin tespiti için yapılan inceleme neticesinde işverenliğe ait olan faaliyet belgesinde faaliyet konusunun; işverenliğin bütününe yönelik olarak büro, okul, ibadethane, otel, lokanta, sinema, tiyatro vb. kapalı alanlar için mobilya imalatı olarak belirtildiği, kapasite raporunda; işverenliğin bütününe yönelik olarak düzenlenmiş üretim konusunda muhtelif mobilya üretimi yazdığı, üretim konuları arasında mutfak, ofis, banyo ve ev mobilyası, vestiyer, elbise dolabı, kapı vs. mobilya ürünlerinin bulunduğu, dava konusu işyerinde koltuk, kanepe ve sandalye iskeletlerinin üzerlerine sünger ve kumaş kaplanarak giydirmesinin (döşeme) yapılarak ev mobilyasına özgü koltuk, kanepe ve sandalye üretimi yapıldığı, önce kumaşların kesim ve dikim işlemlerinin yapıldığı sonrasında ise iskeletin üzerine sünger ve kumaş giydime (döşeme) işleminin yapıldığı, bu yolla üretilen kanepe, koltuk ve sandalyelerin paketleme işleminden sonra depoya, müşterilere ve mağazalara gönderildiği, işyerinde sadece iskelet üzerine yapılan sünger ve kumaş döşemesi ile koltuk, kanepe ve sandalye üretimi yapıldığı, işçilerin de bu işlere özgü işlerde çalıştığı, işyerinde ev mobilyasına yönelik koltuk, kanepe ve sandalye üretimi gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bu faaliyetin İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı ağaç ve kağıt işkolunda yer aldığını ileri sürerek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Selüloz Kağıt Ağaç ve Mamülleri İşçileri Sendikası (Selüloz-İş Sendikası) vekili cevap dilekçesinde; davanın İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı ağaç ve kağıt işkolunda yer alan tüm sendikalara yöneltilmesi gerektiğini, işkolunun işyerinde yapılan asıl işe ve teknik amaca göre belirlenmesi gerektiğini, işyeri/işletmenin tüketiciye ulaştırmayı hedeflediği nihai ürün veya hizmetin işletmenin teknik amacını ve dolayısıyla da asıl işi belirleyeceğini, davacı işletmede asıl işin mobilya üretimi olmasını gerekçe göstererek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
3. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu 1377012.006 SGK sicil numaralı işyerinde koltuk üretimi yapılmadığı, koltuk sandalye iskelet, kumaş ve süngerinin dışarıdan temin edildiği, işyerinde kumaşın kesim, dikim ve giydirme işinin yapıldığı, davaya konu işyeri ile davacıya ait olan diğer fabrikanın fiziki bağlantısının bulunmadığı, bağımsız bir işyeri olarak nitelendirilebileceği, işyerinde ağırlıklı olarak koltuk ve sandalye kumaşının dikim ve giydirme işleminin yapılması nedeniyle, işyerinin İşkolları Yönetmeliği’nin 05 sıra numaralı dokuma, hazır giyim ve deri işkolu kapsamında bulunduğunu, dava konusu işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı ağaç ve kağıt işkolu kapsamında yer almadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili; iş müfettişi tarafından fiilen yapılan incelemelerde; işyerinde ev mobilyasına özgü koltuk kanepe ve sandalye üretimi yapıldığının tespit edildiğini, Mahkemece verilen kararın isabetli olmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Selüloz-İş Sendikası vekili; işkolunun işyerinde yapılan asıl işe ve teknik amaca göre belirlenmesi gerektiğini, işyerinin tüketiciye ulaştırmayı hedeflediği nihai ürün veya hizmetin işletmenin teknik amacını ve dolayısıyla da asıl işi belirleyeceğini, davacının asıl işinin mobilya üretimi olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan keşif neticesinde işyerinde koltuk üretimi yapılmadığı, koltuk sandalye iskelet kumaş ve süngerinin dışarıdan temin edildiği, işyerinde kumaşın kesim, dikim ve giydirme işinin yapıldığı, davacıya ait olan diğer fabrika da sadece ofis mobilyası üretimi yapıldığı, tespite konu işyerinde giydirmesi yapılan koltuk ve sandalyelerin ise dışarıdan temin edildiği, dolayısıyla her iki işyeri arasında 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 4 üncü maddesine göre asıl iş yardımcı iş anlamında bir bağlantı bulunmadığı, davaya konu işyerindeki faaliyetin İşkolları Yönetmeliği’nde 13.92 kodu ile belirtilen “giyim eşyası dışındaki tamamlanmış tekstil ürünlerinin imalatı” olduğu, bu sebeple işyerinin dokuma, hazır giyim ve deri işkolunda yer aldığı gerekçe gösterilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Selüloz-İş Sendikası vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 5 inci maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Kanun’un “Kuruluş serbestisi” kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunur.”
2. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolları” kenar başlıklı 4 üncü maddesi de şöyledir: “(1) İşkolları bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir.
(2) Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır.
(3) Bir işkoluna giren işler, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”
3. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Bir işyerinin girdiği işkolu bu işyerinde yürütülen asıl işe göre belirlenir. İşyerindeki yardımcı işler de asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılır. Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolunun tespiti” kenar başlıklı 5 inci maddesi ise şöyledir:
“(1) Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi iki ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay, uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.
(2) Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.
(3) İşkolu değişikliği yürürlükteki toplu iş sözleşmesini etkilemez.”
5. 19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“(1) Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir.”
6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Uyuşmazlık, işkolu tespitine itiraz istemine ilişkin olup Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 6356 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesine göre sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. İşkolunun belirlenmesi konusunu düzenleyen 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesine göre işkolu tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasını müteakip bu tespite karşı ilgililer, on beş gün içinde dava açabilir. Belirtilen süre hak düşürücü süredir.
2. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre işkolları, Kanun’a ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de asıl işin girdiği işkolundan sayılır. Yine aynı maddede, bir işkoluna giren işlerin neler olacağının, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
3. İşkolu kavramı sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öğedir. Birbirine benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır. İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin gerekçesinde işyeri; teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında işyerine bağlı yerler ile eklentiler ve araçların bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması hâlinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda amaçta birlik, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile yönetimde birlik ve aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.
4. İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir. Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin gerekçesinde “Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu iş artık asıl işveren yönünden yardımcı iş olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir.” şeklinde anılan durum açık olarak belirtilmiştir.
5. Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
6.Somutuyuşmalıkta; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 22.11.2022tarihve32021sayılıResmî Gazete’de yayımlanan 2022/160 Karar numaralı kararı ile; 1377012.006 SGK sicil numaralı işyerinde ev mobilyasına yönelik koltuk, kanepe ve sandalye üretimi yapıldığı ve işçilerin bu işe özgü işlerde çalıştıkları belirlendiğinden yürütülen faaliyetlerin İşkolları Yönetmeliği’nin 06 sıra numaralı ağaç ve kağıt işkolunda yer aldığına dair işkolu tespit kararı verilmiştir.
7. İlk Derece Mahkemesince keşif suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve bu suretle kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddedildiği anlaşılmaktadır.
8. Bu noktada ifade etmek gerekir ki, dava konusu işyerinde yapılan işin niteliği, yürütülen faaliyetin kapsamı, iş müfettişi raporu ile keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde yapılan tespitler karşısında, İlk Derece Mahkemesince yetersiz bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
9. İşkolu tespitine konu işyerinde yürütülen faaliyetin kapsamı ve itiraz konusu hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince aralarında hukuk fakültesi iş hukuku anabilim dalında görev yapan öğretim üyesi, ağaç işleri endüstri mühendisi veya endüstri mühendisi ile mobilya sektöründe uzman bir bilirkişinin yer aldığı heyet teşkili ile tespit konusu işyerinde yeniden keşif icra edilmeli, işyerinde imal edilen nihai ürünlerin bileşiminde yer alan malzemelerin nitelik ve nicelik olarak ağırlığı somut verilere istinaden belirlenmeli, üretim sürecinde kullanılan yöntemler değerlendirilmeli, bu tespitler bağlamında imal edilen nihai ürünlerin kullanım amacı da gözetilerek İşkolları Yönetmeliği’nde yer alan düzenlemeler çerçevesinde işyerinde yürütülen ağırlıklı faaliyet belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.