T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/5139
Karar No. 2022/6281
Tarihi: 18.05.2022
İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/5
l İŞKOLU TESPİT İSTEMİNİN BEKLETİCİ MESELE YAPILAMAYACAĞI
ÖZETİ: Belirtmek gerekir ki toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir.
Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, işkolu tespit kararı mevcut yetki süreci bakımından geçerli olmayıp bir sonraki dönem geçerli olacağından, dosya kapsamına göre yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir sebep de bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir.
DAVA: Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; bir sendikanın bir işyerinde yetkili olabilmesinin ön şartının işyeriyle aynı işkolunda kurulu bulunması olduğunu, Genel-İş Sendikası tarafından ilgili Bakanlığa işkolu tespiti talep edildiğini ve 06.10.2017 tarihli ve 30202 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2017/19 sayılı işkolu tespiti kararıyla işyerleri için "genel işler" işkolu kararı verildiğini, dolayısıyla Bakanlıkça işyerlerinin bütünü için belirlenmiş yetki tespitinin işkolu açısından hatalı olduğunu, bu nedenle yetki tespitinin iptalini arz ettiklerini, işkolu tespiti kararı ile işyerlerinin küllen (otoparklar ve Çorlu ulaşım dosyaları dâhil) “genel işler” işkoluna tabi kılındığını, bu nedenle davalı Öz Taşıma-İş Sendikası gibi “taşımacılık” işkolunda faal olan sendikaların işyerlerinde yetki almasının, sendika mevzuatı gereği mümkün olmadığını, işyerleri için ilgili Bakanlıkça verilen işkolu kararına karşı Öz Taşıma-İş Sendikası tarafından dava açılsa da davanın ret ile sonuçlandığını, Tekirdağ 2. İş Mahkemesine ait 2019/138 Esas sayılı davanın kesin hükümle sonuçlanana kadar, Mahkeme hükmü gereği işyerlerinin “genel işler” işkolunda bulunmaya devam edeceğini, bu nedenle “taşımacılık” işkolunda faaliyette bulunan Öz Taşıma-İş Sendikasının yetkiyi almasının mümkün olmadığını, hatalı yetki tespitinde sayıları dikkate alınan sendika üyesi işçilerin büyük çoğunluğunun 49.31.05 işkolu (genel işler) altında çalıştığını, bu nedenle üyesi oldukları Öz Taşıma-İş Sendikası "taşımacılık" işkolunda faaliyette bulunduğundan, "genel işler" işkolunda faaliyete bulunan işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olmadığını ileri sürerek T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı/Çalışma Genel Müdürlüğüne ait 26/02/2020 tarihli ve 413671 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Öz Taşıma-İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davanın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerine aykırı olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 06.02.2020 tarihli yetki başvurusu tarihi itibarıyla üye çoğunluğunun sağlandığını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereği yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağını ve süreci uzatmaya yönelik olacağını, işkolu tespit kararına itiraz davasının 6356 sayılı Kanun gereği ayrı bir dava olarak talep edilebileceğini, 06.10.2017 tarihli ve 30202 sayılı Resmî Gazete'de ilan olunan işkolu tespit kararının iptali için Tekirdağ 2. İş Mahkemesinde dava açtıklarını, davanın reddine karar verildiği, ancak kararı istinaf ettikleri için henüz kesinleşmediğini, ortada kesinleşmiş işkolu kararı bulunmadığını, 01.05.2016 – 30.04.2018 tarihleri arası dönem toplu iş sözleşmesi için Bakanlığın 15 nolu “taşımacılık” işkolu için yetki tespiti verdiğini, müvekkili Sendikanın 01.05.2018-30.04.2020 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin Bakanlığın 06.07.2018 tarihli yetki belgesi dâhilinde imzalandığını, davacı işveren işyerlerinde çalışan 340 işçinin, 312’sinin sendika üyesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; Bakanlığın yetki tespiti ile 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesindeki esaslar dikkate alınmak suretiyle işlem yapıldığını, aynı Kanun'un 42 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bakanlık kayıtlarının başvuru tarihi itibarıyla esas alındığını, Kanun'un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yazılı mevzuat uyarınca işlem yapıldığını, söz konusu işyerinde ilişkin 06.10.2017 tarihli ve 30202 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan işkolu tespit kararı ile işyeri için “genel işler” işkolu kararı verildiğinin anlaşıldığını, Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde 06.02.2020 tarihinde davacı Şirketin "taşımacılık" işkolunda kurulu işyerinde 340 işçinin çalıştığı, bunlardan 312 işçinin Öz Taşıma-İş Sendikasına üye olduğu bilgisi üzerine yetki tespit yazısının düzenlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle “…6356 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereği bir işyerinde görülen işlerin hangi işkoluna girdiğinin sadece Bakanlık tarafından belirleneceğinden ve Tekirdağ Otopark Ulaşım Nakliye İmar Planlama İnşaat ve Taahhüt Sanayi Ticaret Anonim Şirketi işyerlerinin yetki tespit talep tarihinde "taşımacılık" işkolundan bildirildiği, Bakanlığın yaptığı işkolu tespitine itiraz davası kesinleşinceye kadar işyerlerinin "Taşımacılık" işkolundan devam etmesi gerektiğinden, Öz Taşıma İş Sendikasının bakanlığın verdiği yetkiye istinaden davacı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmasına mani olacak şekilde her türlü değişikliğin sendikal hakların engellenmesi sonucunu doğuracağından ve yetki başvurusu tarihi itibariyle davalı sendikanın yetki tespiti talebinde bulunmaya ehliyetinin bulunduğu, yetki başvuru tarihi itibariyle tespite konu işyerlerinin "taşıma" işkolunda kayıtlı olduğu, sendika tarafından Tekirdağ 2. İş Mahkemesinde açılan 2019/138 Esas sayılı dosyanın yerleşik yargıtay kararlarında işkolu tespit davası devam etmekte iken yetki süreci başlamış ise işyerinde T.İ.S yapılmış, iş kolu davası bekletici mesele yapılamayacağı yönünde olduğundan kesinleşmesi beklenmemiş olup tüm bu sayılan nedenlerden dolayı karar tarihi itibariyle (15/06/2021) ilgili dosya Yargıtay incelemesinde olduğundan işkolunun değiştirir kesinleşmiş bir işkolu tespiti kararı olmadığı …” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Sendikanın Tekirdağ 2. İş Mahkemesinin 2019/138 Esas sayı ile açtığı işkolu tespit davasının Yargıtay 9. Hukuk Dairesinde görülen temyiz incelemesi sonucunda "… belediye şirketlerine ait işyerlerinin İşkolları Yönetmeliği’nin 20 sıra numaralı 'genel işler' işkolunda yer aldığının kabulü gerektiğinin ve bu itibarla kararın sonucu itibarıyla isabetli olduğunun anlaşılmasına göre davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu gerekçe ile onanmasına …" karar verildiğini, davanın sonucunu belirleyecek Şirketin iştigal alanında işkolunun “genel işler” işkolu olduğunun tartışmasız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Uyuşmazlık konusu işyerlerinde otobüs ile şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyeti yürütüldüğü anlaşıldığından İşkolları Yönetmeliği’nin 20 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer almaktadır. Davalı Sendika ise 15 numaralı ''Taşımacılık'' işkolunda kurulu olduğundan 20 numaralı işkoluna giren işyerleri açısından Toplu İş Sözleşmesi bağıtlama yetkisine sahip olması mümkün değildir. Bu nedenle, davanın kabulü yerine davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri, 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi gereğince yetki süreci başladıktan sonra yapılan işkolu değişikliği tespitinin bir sonraki dönem geçerli olacağını ve davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumsuz yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. Yine aynı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi ise şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
3. Değerlendirme
1.İnceleme konusu davada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 06.02.2020 başvuru tarihi itibarıyla davacıya ait işletmede toplam 340 işçi çalıştığı ve 312 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle Öz Taşıma-İş Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığına dair 26.02.2020 tarihli ve 413671 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
2. Diğer taraftan yetki tespitine konu işyerlerinin bir kısmı bakımından yetki başvuru tarihinden önce olmak üzere işkolu tespit başvurusu yapıldığı, 06.10.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan işkolu tespit kararı ile tespit konusu bir kısım işyerlerinin “genel işler” işkolunda yer aldığının belirlendiği, bu tespite itiraz edildiği, yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın Dairemizin 30.06.2021 tarihli ve 2021/6433 Esas, 2021/11185 Karar sayılı ilâmıyla onandığı görülmektedir.
3. Öncelikle belirtmek gerekir ki her ne kadar Dairemizin bu konuda daha önce vermiş olduğu kararda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespit başvuru tarihinden önce işkolu tespit başvurusunda bulunulmuş ise işkolu tespit kararının beklenilmesi, işkolu tespit kararına da itiraz edilmesi durumunda buna ilişkin yargılamanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de konunun yeniden değerlendirilmesi ile Dairemizin anılan kararında belirtilen uygulamanın değiştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
4. Bu noktada işkolu tespit talebi ve işkolu tespit kararının yetki sürecine etkisi açıklanmalıdır.
5. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
6. Hükmün madde gerekçesinde de “İkinci fıkraya göre, işyeri veya işletme için yeni dönem yetki sürecinin başlamış olması halinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararı mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyecek, işkolu değişikliği bir sonraki dönem için geçerli olacaktır. Yeni bir toplu sözleşme için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olacak, işkolu tespiti talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacak, işkolu değişiklikleri yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinin uygulamasını etkilemeyecektir. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir.
7. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde açık bir şekilde yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde işkolu değişikliğine dair bir tespit kararı verilse dahi bu kararın bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
8. Nitekim madde gerekçesinde de yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararının, mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyeceği ve işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
9. Belirtmek gerekir ki toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir.
10. Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir.
11. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, işkolu tespit kararı mevcut yetki süreci bakımından geçerli olmayıp bir sonraki dönem geçerli olacağından, dosya kapsamına göre yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir sebep de bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı Öz Taşıma-İş Sendikasının yaptığı 157,00 TL, davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı 155,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife'ye göre 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
7. Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı Öz Taşıma İş Sendikasına iadesine,
18.05.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.