İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/32
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/5137
Karar No. 2022/6732
Tarihi: 30.05.2022
lİŞVEREN TEMERRÜDÜ
lİŞ SÖZLEŞMESİNİN ASKIYA ALINMASI
lASKIYA ALINMA NEDENİ OLARAK DAYANILAN FETÖ İLİŞKİSİ İDDİASININ GERÇEĞE AYKIRI OLDUĞUNUN ANLAŞILMASI
lİŞÇİYE İŞVEREN TEMERRÜDÜ NEDENİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN ASKI SÜRESİNCE DOĞAN ÜCRET VE DİĞER HAKLARININ ÖDENME-SİNİN GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Davacı işçi, davalı işveren tarafından FETÖ ile bağlantılı olduğu şüphesiyle 11.08.2016 tarihinde önce ücretsiz izne çıkarılmış olup ardından davacıya iş sözleşmesinin askıya alındığı bildirilmiştir. Davacı, FETÖ ile bağlantılı olmadığının tespit edilmesi üzerine 19.01.2018 tarihinde yeniden işe başlatılmıştır. Davacının FETÖ ile bağlantılı bulunmadığı ortaya çıktığına göre iş sözleşmesinin tek taraflı askıya alınması, 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesi kapsamında işverenin temerrüde düşmesine neden olmuştur. Bu durumda anılan madde uyarınca, davacının çalıştırılmadığı süreye ait ücret ve diğer haklarını talep edebilmesi mümkündür.
DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı bünyesinde çalışmakta iken Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle Honaz Kaymakamlığının 11.08.2016 tarihli ve 1708 sayılı onayı ile görevinden uzaklaştırıldığını, uzaklaştırma süresinde Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yapılan araştırmalar sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve yeniden işbaşı yaptırıldığını, davacının kamu personeli statüsünde olmaması nedeniyle çalışmadığı dönemlere ait ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek davacının haksız olarak görevden uzaklaştırıldığı ve çalışamadığı 11.08.2016-19.01.2018 tarihleri arasındaki ücret alacakları ile 16. dönem toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda idari yargı mercilerinin görevli olduğunu bu sebeple davanın görev yönünden reddi gerektiğini, esas bakımından da talebin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Honaz Kaymakamlığının 11.08.2016 tarihli ve 97375875/1708 sayılı onayı ile açığa alınarak görevden uzaklaştırıldığı, Honaz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli daimi işçi davacının; 16.01.2018 tarihli idari soruşturma raporu, ifadelerine başvurulan tanıkların beyanlarında davacının FETÖ ile bağlantılı bulunmadığını belirtmeleri ve Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2017 tarihli ve 2017/16631 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararı dikkate alınarak Honaz Kaymakamlığının 19.01.2018 tarihli ve 216112 sayılı oluru ile yeniden görevine iade edildiği, 20.01.2018 tarihinde Honaz İlçe Müdürlüğünde görevine başladığı, davacının açıkta kaldığı süre içerisinde alamadığı ücretlerini talep ettiği, ücretin çalışmanın karşılığı olup çalışılmayan günler için işçiye ücret ödeme zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; haksız olarak işten uzaklaştırılan ve iade olan davacı asılın boşta geçen süredeki sosyal ve mali haklarının ödenmesi gerektiğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının da yararlandığı 16. dönem toplu iş sözleşmesinin içeriği ve sözleşmenin gözetim altına alınma, tutukluluk ve mahkumiyet hâlinde fesih ve tekrar işe başlatmaya ilişkin 24 üncü maddesinin kapsamı ile davacının talep dönemi içerisinde fiilen çalışmadığı olguları birlikte değerlendirildiğinde; davalı İdare tarafından yapılan işlemde sözleşme ve kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf yoluna başvuru dilekçesindeki gerekçeleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının ise bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalı işveren tarafından FETÖ ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle 16. dönem toplu iş sözleşmesinin 24 üncü maddesine göre ücretsiz izinli sayıldığı ve akabinde iş sözleşmesinin askıya alındığı bildirilen davacının yeniden göreve başlatılması üzerine, görevden uzaklaştırılması sebebiyle fiilen çalışmadığı 11.08.2016 – 19.01.2018 tarihleri arasındaki döneme ait ücret ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenip ödenemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu'nun "Ücret ve ücretin ödenmesi" kenar başlıklı 32 nci maddesinin ilk fıkrası şöyledir:
" Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
…"
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "a. İşverenin temerrüdü hâlinde" başlıklı 408 inci maddesi şu şekildedir:
"İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir."
3. 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname' nin (667 sayılı KHK) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi aşağıda yazılı şekildedir:
"14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinde belirtilenler hariç diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgisine göre ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır."
4. 667 sayılı KHK'nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi şöyledir:
"Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır."
5. 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname' nin "İade hükümleri" başlıklı 2 nci maddesi şu şekildedir:
" (1) Ekli (2) sayılı listede yer alan kamu görevlileri, ilgili kanun hükmünde kararnamenin eki listelerin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(2) İlgili kanun hükmünde kararname hükümleri, birinci fıkrada belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır.Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on güniçerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler,kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir. Bu maddeye ilişkin işlemler ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından yürütülür."
3. Değerlendirme
1. Davacı işçi, davalı işveren tarafından FETÖ ile bağlantılı olduğu şüphesiyle 11.08.2016 tarihinde önce ücretsiz izne çıkarılmış olup ardından davacıya iş sözleşmesinin askıya alındığı bildirilmiştir. Davacı, FETÖ ile bağlantılı olmadığının tespit edilmesi üzerine 19.01.2018 tarihinde yeniden işe başlatılmıştır.
2. Davacının FETÖ ile bağlantılı bulunmadığı ortaya çıktığına göre iş sözleşmesinin tek taraflı askıya alınması, 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesi kapsamında işverenin temerrüde düşmesine neden olmuştur. Bu durumda anılan madde uyarınca, davacının çalıştırılmadığı süreye ait ücret ve diğer haklarını talep edebilmesi mümkündür.
3. Diğer yandan 692 sayılı KHK'nın 2 nci maddesinin (1) numaralı bendinde, Ekli (2) sayılı listede yer alan kamu görevlilerinin ilgili kanun hükmünde kararnamenin eki listelerin ilgili sıralarından çıkarıldığı açıklanmıştır. Ekli (2) sayılı listedeki kamu görevlileri arasında işçilerin de bulunduğu görülmektedir. FETÖ bağlantısı şüphesi ile çıkartılan; ancak 692 sayılı KHK'nın 2 nci maddesinin (2) numaralı bendi kapsamında tekrar işe başlatılan bu kamu görevlilerine (işçi dâhil), kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları belirtilen madde uyarınca ödenmiştir. Bu husus da dikkate alındığında; iş sözleşmesi tek taraflı olarak askıya alınan işçi bakımından 6098 sayılı Kanun'un 408 nci maddesinde düzenlenen işveren temerrüdü hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırı bir yön olmadığı değerlendirilmiştir.
4. Hâl böyle olunca 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesine göre işçinin davalı işveren nezdinde çalışmadığı 11.08.2016-19.01.2018 tarihleri arasındaki sürede, yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararların hesaplanacak alacak tutarlarından indirilmesi gerekeceği de değerlendirilerek işin esasına girilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen husus dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.