YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2008/26925 2010/19975 22.06.2010 |
İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14 |
||||
|
||||||
ÖZETİ davalı işveren ile sendika arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi 25. maddesine göre akdin feshi durumunda işçiye yapılacak her türlü ödemenin bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz ile hüküm altına alınacağı düzenlenmiştir. Kıdem tazminatına ilişkin kural mutlak emredici niteliktedir. Kıdem tazminatı tavanını bertaraf eden sözleşme hükmü batıl niteliktedir. Dairemizce kıdem tazminatı faizinin yasada emredici şekilde düzenlendiği ve işçi yararına olsa da arttıran toplu sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır. |
||||||
DAVA :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, bayram ve tatil günleri çalışma ücreti, maaş farkları ve ikramiye bedellerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi U.Ocak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı vekili, davacının 18.11.2002-25.04.2005 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşmesinin 25.04.2005 tarihinde feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Belediye Başkanlığı vekili, davacının ihale ile iş alan şirketlerin çalışanı olması dolayısıyla davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının 01/01/2004 – 25/04/2005 tarihleri arasında yol bakım ve kontrol işleri hizmetlerinde çalıştığını, Şirketin içinde bulunduğu mali kriz nedeniyle işçilerin sözleşmelerinin sona erdirilmek zorunda kaldığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne kıdem tazminatının Toplu İş Sözleşmesi gereği en yüksek banka işletme kredi faizi oranı üzerinden işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Kıdem tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.
Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için de faiz başlangıcı olmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin başladığı tarihtir.
İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, "uygulanan en yüksek faiz" sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T.C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
Bankaların uyguladıkları faiz oranlan bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranlan dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranlan değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, HUMK.' nun 74. maddesi uyarınca istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir, işçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş Hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Böyle olunca kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır.
Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84. maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.
Kıdem tazminatı gecikme faizi niteliği itibarıyla bir faiz olmakla faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararlan bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/ 19196 E, 2005/ 22752 K). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda, davalı işveren ile sendika arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi 25. maddesine göre akdin feshi durumunda işçiye yapılacak her türlü ödemenin bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz ile hüküm altına alınacağı düzenlenmiştir. Kıdem tazminatına ilişkin kural mutlak emredici niteliktedir. Kıdem tazminatı tavanını bertaraf eden sözleşme hükmü batıl niteliktedir. Dairemizce kıdem tazminatı faizinin yasada emredici şekilde düzenlendiği ve işçi yararına olsa da arttıran toplu sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemece kıdem tazminatının bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.