ÖZETİ: Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.
Meslek hastalığının tespiti için gerekirse söz konusu işyerleri faaliyetlerine devam ediyorsa mahallinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi için keşif yapılmalıdır. Bu şekilde hastalığın işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları nedeniyle meydana gelip gelmediği belirlenmelidir. Yapılacak keşifte hastalığın niteliğine göre bir uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve işin niteliğine göre mühendis bilirkişi bulundurulmalıdır.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra ortaya çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilecektir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı ile maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenecektir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda karara bağlanacaktır.
Belirtilen yasal durum karşısında meslek hastalığının tespiti için; öncelikle davacının talebi açıklattırılmalıdır. Sigortalının hastalık öyküsü alınmalı, ilk defa ne zaman rahatsızlandığı, işyerinde yaptığı iş, temas ettiği maddeler, çalışma ortamı, işyerinde başka benzeri nitelikte hastalığı olan çalışanlar olup olmadığı belirlenmeli, bu şekilde hastalık ile meslek arasında illiyet tespit edilmelidir. Sigortalının daha önce sağlık durumuna ilişkin geçirdiği operasyonlar, tedavi evrakları getirtilmelidir.
Kurum tarafından davalı işyeri ile sigortalının çalıştığı dava dışı işyerlerinde denetim yapılmışsa bu denetim belgeleri getirtilmelidir. Gerekirse söz konusu işyerleri faaliyetlerine devam ediyorsa mahallinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi için keşif yapılmalıdır. Bu şekilde hastalığın işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları nedeniyle meydana gelip gelmediği belirlenmelidir. Yapılacak keşifte hastalığın niteliğine göre bir uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve işin niteliğine göre mühendis bilirkişi bulundurulmalıdır.
Keşif üzerine alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm belgelerle birlikte Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile ATK 3. İhtisas Kurulu arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte Adli Tıp 2. Üst Kurulundan rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde davacı sigortalının işe girişinde rahatsızlığının bulunmayışı, yaptığı beden işçiliğinden dolayı sürekli iş göremezliğe neden olan rahatsızlığının işin yürütümünde kaynaklanması nedeni ile işyerinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi, işin niteliğinin ve yürütümünün bu rahatsızlığa neden olup olmayacağının uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve beden işçiliğinde uzman mühendis bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Bilinememezlik ve varsayıma dayalı Adli Tıp Kurumu raporlarının kabul edilmemesi gerektiği düşünülmeli, kesin yargı içerir Adli Rapor alınmalıdır.
Taraflar arasındaki meslek hastalığı olmadığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Kadir Dermancıoğlu tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalı Adem Çakır’ın müvekkiline ait işyerinde paketleme işi yaptığını, paketlenen ürünleri yerden yüksek yerlere kaldırdığından dolayı boyun fıtığından ameliyat olduğunu, ameliyattan sonra tam iyileşmeden işyerinde daha ağır iş olan pres kapak basım bölümünde çalıştığını, bu kez sol kolundan ameliyat olduğunu, daha sonra işyerinde makineden çıkan ürünleri banttan toplayarak üst raflara sıralama işi yaptığını, bu iş nedeniyle boynunda tekrar ağrılar olduğunu, Celal Bayar Üniversitesinde seri çalışmaktan ve eğilip kalkmaktan dolayı kemik çıkıntısı teşhisi konduğunu bunun bir meslek hastalığı olduğunu iddia ederek Kuruma müracaat ettiğini ve İzmir 5. İş Mahkemesinin 2017/306 Esas sayılı dosyasında meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığını, Kurum tarafından gerekli incelemeler yapıldığını, davalı Adem Çakır’ın müvekkilinin şirkette yaptığı çalışmalar neticesinde bu kişinin yaptığı işin niteliğine ve işin yürütüm şartlarına bakıldığında ve Kurum Sağlık Kurulunun 12.12.2017 tarih ve 2773 sayılı Kurul Kararı ile 15.08.2017 tarihi itibariyle meslek hastalığı olduğunun anlaşıldığına ilişkin 19.12.2017 tarihli 15386584 sayılı yazının müvekkiline gönderildiğini, Kurum Sağlık Kurulu kararına 28.12.2017 tarih ve 15895192 sayılı yazı ile itiraz edildiğini, bu itirazlarının Kurum tarafından reddedildiğini, bir hastalığın meslek hastalığı olması için, hastalığın yapılan iş ile illiyet bağının olması gerektiğini, işçinin boyun fıtığı olmasının sebebinin işyerindeki çalışmaları olduğuna ilişkin illiyet bağının kesin olarak ispat edilmesi gerektiğini, davalı işçinin boyun fıtığı olmasında veya sol kolunda ağrı olmasında müvekkili işverenin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı işçinin tüm periyodik sağlık raporlarını aldırdığını, işyeri hekiminin bilgi ve onayı dışında bir iş yaptırılmadığını beyanla, davalı Kurumun, davalı Adem Çakır’ın müvekkiline ait işyerinde yaptığı işin niteliği ve işin yürütüm şartlarına bakılarak meslek hastalığına (opere servikal disk hernisi) yakalandığına ilişkin ilgili kararın iptali ve davalı Kurumun, davalı işçinin hastalığının meslek hastalığı olduğuna ilişkin kararının iptali ile meslek hastalığı olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
1.Davalı Adem Çakır vekili; müvekkilinin davacı işverene ait işyerinde “silindir paketleme elemanı” olarak 2004 yılından itibaren sigortalı olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin işe girdiğinde silindir paketleme bölümünde görevlendirilmiş ise de davacı işverene ait işyerinde sadece paketleme işi yaptırılmadığını, müvekkilinin mesai içerisinde aynı zamanda paketlenen ürünleri alıp yerleştirmek amacıyla yerden yüksek bölümlere kaldırdığını, bu ürünlerin oldukça ağır olmasından ve olumsuz çalışma koşullarından dolayı zaman içerisinde boynunda ve sol kolunda ağrılar meydana geldiğini, ağır çalışma koşullarından dolayı boynunda fıtık meydana geldiğini ve sonrasında boyun fıtığı ameliyatı olduğunu, müvekkilinin daha uzun bir süre dinlenmesi gerekmesine rağmen işveren tarafından 45 gün sonra işe başlama talimatı verildiğini ve henüz tam iyileşme sağlanmadan müvekkilinin işe başlatıldığını, müvekkilinin ameliyatından kısa bir süre sonra niteliği itibariyle önceki işinin aksine daha ağır olan press kapak basım bölümünde çalıştırıldığını, müvekkilinin daha ağır koşullar altında çalışmaya devam ettiği esnada, bu kez sol kolunda ağrı hissetmesi üzerine bu kez sol kolunda tümör olması nedeniyle tümör nedeniyle ameliyat olduğunu, ameliyatından 15 gün sonra işe başlatıldığını, işveren tarafından tekrar daha ağır şartlarda çalıştırılarak makineden çıkan ürünleri bantta toplayarak, üst raflara seri şekilde sıralama konusunda görevlendirildiğini, yaptığı bu iş sürekli eğilip kalkmasını gerektirdiği için boynunda tekrar ağrılar yaşaması üzerine müvekkilinin boynunda “seri çalışmaktan/eğilip kalkmaktan ötürü” kemik çıkıntısı teşhisi konulduğunu, bu rahatsızlığından dolayı ameliyat olacağını işverene bildirmesi üzerine işveren tarafından müvekkiline bu ameliyat için izin verilmeyeceğinin beyan edildiğini, 5510 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinde işverenin işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlama konusunda yükümlülükler yüklendiğini, işverenin iş ve işçi sağlığı açısından yasaya aykırı hareket ettiğini ve üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden dolayı İzmir 5. İş Mahkemesinin 2017/306 Esas sayılı dosyasında meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, Yüksek Sağlık Kurulu kararında “servikal disk hernisi hastalığının mesleki olduğuna” şeklinde belirtilerek onaylandığını, müvekkilinin yaşadığı sağlık sorunlarının halen devam ettiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
2.Davalı Kurum vekili, sigortalı Adem Çakır tarafından meslek hastalığı iddiası ile 04.04.2017 tarihinde Kuruma başvurulduğunu, 2016/21 sayılı Genelge uyarınca Kurum Sağlık Kurulunca gerekli incelemelerin yapılması için sigortalının sevkinin sağlandığını, Kurum Sağlık Kurulunun 12.12.2017 tarihli 2773 sayılı kararı ile sigortalı Adem Çakır’ın yakalanmış olduğu opere servikal disk hernisinin mesleki olduğu ve meslekte kazanma gücü kaybının da % 0 olduğunun tespit edildiğini, Kurum Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi üzerine dosyanın Yüksek Sağlık Kuruluna sevk edildiğini, YSK’nın 19.02.2018 tarihli ve 14/2939 sayılı karar ile sigortalının 15.08.2017 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle Maluliyet Oranını Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirildiğinde sigortalının servikal disk hernisi hastalığının mesleki olduğuna başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına kontrol muayenesi gerekmediğine karar verildiğini, Kurum işleminde herhangi bir hata ve hukuka aykırılık bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili Kurum dava açılmasına sebebiyet vermediğinden Kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ileAdli Tıp 3. İhtisas Dairesi ve Adli Tıpİkinci Üst Kurulunun raporları ve aldırılan bilirkişi kurulu raporu ile davalı sigortalının servikal disk hernisi hastalığında yaptığı işin ve çalışma şeklinin etkisinin olabileceğinin, ancak disk hernilerinin böyle bir işte çalışmayan kişilerde de görüldüğünün, ayrıca disk hernisinin işi dışında herhangi bir eylem sırasında da ortaya çıkabileceğinin belirtilmiş olması, bu duruma göre davalı sigortalının servikal disk hernisi hastalığının salt davacıya ait işyerinde yaptığı işin niteliğinden ve çalışma şeklinden kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulamamış olması karşısında davanın kabulüne, davalı Adem Çakır’ın “servikal disk hernisi” hastalığının mesleki olmadığının tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
1.Davalı Adem Çakır vekili, bir hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için hastalık ve meslek arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğini, yargılama sürecinde alınan 27.04.2023 tarihli bilirkişi kusuru raporuna itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, üç kişiden oluşan bilirkişi kurulunda sadece bir hekim olduğu, diğer iki bilirkişinin iş güvenliği uzmanı olduğunun anlaşıldığını, tıbbi bir konu olan dava konusu olaydan birden fazla hekim olması ve akademisyen hukukçunun da heyette yer alması gerektiğini, rapor mevcut haliyle hatalı değerlendirmeler içerdiğinden raporun denetime elverişli olmadığını, müvekkilinin mesleği dışındaki bir sebepten hastalığının meydana geldiğini gösterir mevcut hiçbir delil sunulmadığını beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı SGK Başkanlığı vekili, meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük hali olup bir hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için hastalık ve meslek arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğini, bilirkişi raporunu hazırlayan Kurulda yalnızca bir hekimin bulunmasına yönelik itirazlarına rağmen gerekçeli kararda bu raporların hükme esas alındığını, müvekkili Kurum tarafından yapılan tüm işlemlerin 5510 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi çerçevesinde yapıldığını, Kurum işleminde herhangi bir hata ve hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Kurum tarafından dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sağlık Kurulu ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporlar iledavalı sigortalının “opere servikal disk hernisihastalığının ” meslek hastalığı olduğu yönünde raporlar düzenmiş ise de yargılama sürecinde alınanAdli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ve Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafındanmeslek hastalığı olmadığıyönünde raporlar düzenlendiği gözetildiğinde, bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı taraf vekilleri birebir aynı istinaf gerekçeleri ile kararın bozulmasını istemiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aksi Kurum işleminin iptali, davalı Adem Çakır’daki hastalığın mesleki olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri.
2- 5510 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinde; “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a)Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi,
b)Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
- a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından,
- b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından,
Bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücu edilir.
Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
3-Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 58 inci ve 95 inci maddesinde meslekte kazanma gücü ve malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya tıp fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığının ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulunca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Üst Kurulu tarafından giderilerek sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
4.Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur.
- Meslek hastalığının tespiti için gerekirse söz konusu işyerleri faaliyetlerine devam ediyorsa mahallinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi için keşif yapılmalıdır. Bu şekilde hastalığın işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları nedeniyle meydana gelip gelmediği belirlenmelidir. Yapılacak keşifte hastalığın niteliğine göre bir uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve işin niteliğine göre mühendis bilirkişi bulundurulmalıdır.
- Değerlendirme
Somut olayda, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun 19.02.2018 tarih, 14/2939 karar sayılı raporu ile davalı sigortalı hakkında, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesince düzenlenen 15.08.2017 tarih, 16383151 sayılı sağlık kurulu raporu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirildiğinde, adı geçende mevcut ‘servikal disk hernisi’ hastalığının mesleki olduğuna, maluliyet gerekmediğine, başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına, kontrol muayenesi gerekmediğine dair verilen rapora itiraz üzerine, ATK 3. İhtisas Kurulunun08.11.2019 tarihli raporunda, davalı Adem Çakır’da servikaldiscopati hastalığının mevcut olduğu, kişinin yaptığı işin ve çalışma şeklinin disk hernisi açısından etkisinin olabileceği ancak disk hernilerinin böyle bir işte çalışmayan kişilerde de görüldüğü, ayrıca disk hernisinin işi dışında herhangi bir eylem sırasında da ortaya çıkabileceği dikkate alındığında, hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediği gibi halihazırda maluliyetine neden olacak düzeyde arazı olmadığı şeklinde verilen rapor ile oluşan çelişkinin giderilmesi için ATK 2. Üst Kurulundan 08.10.2020 tarihli rapor alınmış, verilen raporda davalı Adem Çakır’da servikaldiscopati hastalığının mevcut olduğu, kişinin yaptığı işin ve çalışma şeklinin disk hernisi açısından etkisinin olabileceği ancak disk hernilerinin böyle bir işte çalışmayan kişilerde de görüldüğü, ayrıca disk hernisinin işi dışında herhangi bir eylem sırasında da ortaya çıkabileceği dikkate alındığında, hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediği gibi halihazırda maluliyetine neden olacak düzeyde arazı olmadığı rapor edilmiş, Mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Davalı sigortalı hakkında alınan Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile ATK 3. İhtisas Kurul raporu arasındaki “hastalığın mesleki olup olmadığının” çözümü noktasında çelişkiyi gidermek için alınan ATK 2. Üst Kurul raporu iki rapor arasında oluşan çelişkiyi gidermekten uzaktır.
Yukarıda ayrıntılı yapılan açıklamalar da belirtildiği üzere, meslek hastalığının tanımı ve tespit usulü 5510 sayılı Kanun m.14’de düzenlenmiştir. Maddeye göre meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra ortaya çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilecektir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı ile maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenecektir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda karara bağlanacaktır.
1.Belirtilen yasal durum karşısında meslek hastalığının tespiti için; öncelikle davacının talebi açıklattırılmalıdır. Sigortalının hastalık öyküsü alınmalı, ilk defa ne zaman rahatsızlandığı, işyerinde yaptığı iş, temas ettiği maddeler, çalışma ortamı, işyerinde başka benzeri nitelikte hastalığı olan çalışanlar olup olmadığı belirlenmeli, bu şekilde hastalık ile meslek arasında illiyet tespit edilmelidir. Sigortalının daha önce sağlık durumuna ilişkin geçirdiği operasyonlar, tedavi evrakları getirtilmelidir.
- Kurum tarafından davalı işyeri ile sigortalının çalıştığı dava dışı işyerlerinde denetim yapılmışsa bu denetim belgeleri getirtilmelidir. Gerekirse söz konusu işyerleri faaliyetlerine devam ediyorsa mahallinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi için keşif yapılmalıdır. Bu şekilde hastalığın işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları nedeniyle meydana gelip gelmediği belirlenmelidir. Yapılacak keşifte hastalığın niteliğine göre bir uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve işin niteliğine göre mühendis bilirkişi bulundurulmalıdır.
- Keşif üzerine alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm belgelerle birlikte Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile ATK 3. İhtisas Kurulu arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte Adli Tıp 2. Üst Kurulundan rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
- O hâlde davacı sigortalının işe girişinde rahatsızlığının bulunmayışı, yaptığı beden işçiliğinden dolayı sürekli iş göremezliğe neden olan rahatsızlığının işin yürütümünde kaynaklanması nedeni ile işyerinde işyeri koşullarının değerlendirilmesi, işin niteliğinin ve yürütümünün bu rahatsızlığa neden olup olmayacağının uzman doktor, sosyal güvenlik uzmanı ve beden işçiliğinde uzman mühendis bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Bilinememezlik ve varsayıma dayalı Adli Tıp Kurumu raporlarının kabul edilmemesi gerektiği düşünülmeli, kesin yargı içerir Adli Rapor alınmalıdır.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle,
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
- İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.