YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ |
||||||
Esas No. Karar No. Tarihi: |
2007/31124 2007/36310 03.12.2007 |
İlgili Kanun / Madde 3417.S. ÇTTK/215,6,8 4853 S.ZTT/5 |
||||
|
||||||
ÖZETİ: | 3417 sayılı yasanın 6/3 maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edildiği 2001 yılına kadar yürürlüktedir. Bu maddeye göre, en az altı yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde sadece biriken tasarruf kesintileri ödenir. Ancak davacının sistemden çıkma dilekçesi verdiği tarihte 6 yılını doldurmadığı, dolayısı ile bu iradesinin geçersiz olduğu, davalı işverenin kesinti yapmaya devam etmesi gerektiği anlaşıldığından, kesintinin sona erdiği tarih olan Mayıs 2000 tarihine kadar kesinti ve nema hesaplanması yerindedir. Ancak bu hesaplamanın 4853 sayılı yasanın 5, 8 ve Ek 1. maddeleri uyarınca yapılması gerekmekte olup, ayrıca davacıdan sistemden çıkma tarihinden itibaren ücretinden kesinti yapılmadığından bu süreden sonra sadece işveren katkısı dikkate alınmalı idi. Davalı işverenin anılan yasanın 8. maddesi uyarınca davadan önce yatırdığı kesintilerden sorumlu tutulmaması gerekirdi Somut uyuşmazlıkta, davalı işverenin sistemden 08.01.1996 tarihinde çıkan davacı işçiye, kendi kesintilerini ödemediği, ancak davadan önce Aralık 1995 tarihine kadar yaptığı kesintileri 4853 sayılı yasa kapsamında gecikme cezası ile birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde T.C. Ziraat Bankası hesabına yatırdığı anlaşılmaktadır. Davalı işverenin sistemden çıkma tarihine kadar işçi ücretinden kesilen miktarları gecikme zammı ile birlikte yatırdığı kısımdan anılan yasa gereği sorumlu tutulması doğru değildir. Davacı işçi bu yatırılan kısmı anılan yasa gereği sorumlu olan Sosyal Sigortalar Kurumundan isteme hakkına sahiptir |
|||||
DAVA : Davacı, nema alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davalı Belediye işyerinde çalışan davacı, davalı işverenin 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun uyarınca, her ay düzenli olarak ücretinden kesinti yapmasına rağmen, devlet katkısı ile birlikte kendi ücretinden kesilen miktarları Ziraat Bankası'na yatırmadığını, bu nedenle hem kesintilerden, hem devlet katkısından hem de nemasından mahrum kaldığını belirterek, Kesinti ve nema alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren, davacı adına tasarruf teşvik kesintilerinin 1988 yılından Aralık 2005 yılına kadar kesildiğini, davacının dilekçesi üzerine bu tarihten sonra kesilmediğini ve kesilen teşvik primlerinin 23.12.2004 tarihinde kesilen makbuzlar ile ilgili Sosyal Sigortalar Kurumu il müdürlüğüne cezaları ile birlikte davadan önce yatırıldığını savunmuştur.
Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan rapor itibar edilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı işyerinde işçi olarak çalışan davacının 3417 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1995 yılı Aralık ayına kadar aylık ücretlerinden kesinti yapıldığı, ancak bu kesintilerin işveren katkı payları ile birlikte davacının tasarruf hesabına yatırılmadığı, davacının 08.01.1996 tarihinde dilekçe vererek, aynı yasanın 6/3. maddesi uyarınca bundan böyle aylık ücretinden kesinti yapılmasını istemediği, davalı işvereninde Aralık 2005 tarihinden itibaren davacının aylık ücretinden kesinti yapmadığı, belirtilen yasa maddesinin 2001 yılında Anayasa Mahkemesi'nin 200/42 Esas, 2001/361 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, Mayıs 2000 tarihinde 3417 sayılı yasa ile yapılan kesintiye son verildiği ve dava tarihinden önce 29.04.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun ile kesinti ve nemalarının ne şekilde tasfiye edileceğinin düzenlendiği, davanın bu yasadan sonra açıldığı, hükme esas bilirkişi raporunda, 1995 yılına kadar yapılan ve davadan önce 4853 sayılı yasa gereğince davalı işveren tarafından gecikme cezası ile birlikte bankaya yatırılan kesintiler ile birlikte, Mayıs 2000 yılına kadar kesilmesi gereken ancak kesilmeyen işçi ve işveren katkılarının neması ile birlikte hesaplanarak hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
3417 sayılı yasanın 6/3 maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edildiği 2001 yılına kadar yürürlüktedir. Bu maddeye göre, en az altı yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde sadece biriken tasarruf kesintileri ödenir. Ancak davacının sistemden çıkma dilekçesi verdiği tarihte 6 yılını doldurmadığı, dolayısı ile bu iradesinin geçersiz olduğu, davalı işverenin kesinti yapmaya devam etmesi gerektiği anlaşıldığından, kesintinin sona erdiği tarih olan Mayıs 2000 tarihine kadar kesinti ve nema hesaplanması yerindedir. Ancak bu hesaplamanın 4853 sayılı yasanın 5, 8 ve Ek 1. maddeleri uyarınca yapılması gerekmekte olup, ayrıca davacıdan sistemden çıkma tarihinden itibaren ücretinden kesinti yapılmadığından bu süreden sonra sadece işveren katkısı dikkate alınmalı idi. Davalı işverenin anılan yasanın 8. maddesi uyarınca davadan önce yatırdığı kesintilerden sorumlu tutulmaması gerekirdi.
Zira açılan davadan önce belirtildiği gibi, 4853 sayılı kesintilerin ve nemanın tasfiyesi amacını taşıyan yasa yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın 5. maddesinde nemanın ne şekilde değerlendirme oranlarına tabi tutulacağı, 7. madde de bu kanunun açılmış ve açılacak davalarda uygulanacağı, 8. maddesinde ise "3417 sayılı Kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapmaları gereken tasarruf kesintileri ile katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlar ile gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılacağı" ve özellikle Ek 1. madde de, 6 yılını dolduran ve sistemden çıkan tasarruf sahiplerine işveren katkısı ve nemasının ne şekilde hesaplanıp ve hangi tarihte ödeneceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işverenin sistemden 08.01.1996 tarihinde çıkan davacı işçiye, kendi kesintilerini ödemediği, ancak davadan önce Aralık 1995 tarihine kadar yaptığı kesintileri 4853 sayılı yasa kapsamında gecikme cezası ile birlikte, Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde T.C. Ziraat Bankası hesabına yatırdığı anlaşılmaktadır. Davalı işverenin sistemden çıkma tarihine kadar işçi ücretinden kesilen miktarları gecikme zammı ile birlikte yatırdığı kısımdan anılan yasa gereği sorumlu tutulması doğru değildir. Davacı işçi bu yatırılan kısmı anılan yasa gereği sorumlu olan Sosyal Sigortalar Kurumundan isteme hakkına sahiptir.
Yukarda açıklan olgular dikkate alınarak ve hesaplamada 4853 sayılı yasanın öngördüğü sistemi esas alan ve denetime elverişli bir bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Eksik inceleme ile 4853 sayılı yasa hükümlerini dikkate alınmadan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.