ÖZETİ Hukukumuzda, sendika aidat alacaklarının tahsili yöntemi bakımından kaynakta kesinti olarak ifade edilebilecek check off sistemi benimsenmiştir. Buna göre, üyelik ve dayanışma aidatları işveren tarafından işçi ücretlerinden kesilerek belirli bir süre içinde sendikaya devredilmektedir (Ünal Narmanlıoğlu, İş Hukuku Toplu İş İlişkileri, İstanbul, 2013, s.206; Turhan Esener, Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, Sendika Hukuku, İstanbul, 2014, s.161).
Belirtilen kanuni düzenlemeye göre de bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir. Aksi hâlde işverenin yükümlülüğünden söz edilemez (Narmanlıoğlu, s.207).
Diğer taraftan işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresine göre 01.01.2018 tarihi ve sonrası dönem yönünden davacı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikası olup olmadığı hususu araştırılmaksızın karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
Taraflar arasındaki sendika aidat alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendika tarafından 04.04.2017 tarihli yazı ile sendika üyesi 451 işçi adına Sendika Tüzüğü ve işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi gereğince üyeler adına 1 günlük çıplak ücretlerinin %75’nin sendika üyelik aidatı olarak 2017 yılı Nisan ayından itibaren üyelerin ücretlerinden kesilerek müvekkili Sendikanın bildirilen banka hesabına yatırılmasına dair yazılı talebin işverene bildirildiğini, söz konusu yazıya cevap verilmemesi ve üyelik aidatlarının yatırılmaması üzerine davalı işverene 15.11.2017 ve 19.06.2018 tarihlerinde aynı içerikli yazının tekrar gönderildiğini, 2017 yılı Nisan ayı ile 2018 yılı Mayıs ayı arasındaki dönem için aidat alacaklarının talep edilmesine karşılık işverence ödeme yapılmadığını belirterek ödenmeyen sendika üyelik ve dayanışma aidatlarının her ay için en yüksek işletme kredi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirkete Gaziantep 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.08.2016 tarihli ve 2016/5027 D. İş sayılı kararı ile kayyum atandığını, daha sonra 02.09.2016 tarihli ve 2016/5555 D. İş sayılı kararla kayyumların görev ve yetkilerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, TMSF’nin 08.09.2016 tarihli kararı ile Yönetim Kurulu oluşturulduğunu ve 09.11.2016 tarihli kararı ile Şirketin mal varlıkları hakkında iktisadi bütünlük kararı verildiğini, dava dilekçesinde aidat alacağı olarak 2017 yılı Nisan ayı ile 2018 yılı Mayıs ayı arası dönem için talepte bulunulduğunu, işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 31.12.2017 tarihinde son bulduğunu, yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin devam ettiğini belirterek açıklanan sebepler doğrultusunda alacak kaleminin belirlenmesini ve müvekkili Şirketin harçtan muaf tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Sendika ile davalı işveren arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Yüksek Hakem Kurulunca 01.01.2016-31.12.2017 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinin Kurulun 07.03.2017 tarihli kararı ile yürürlüğe konulduğu, taraf beyanlarına göre davacı Sendikaya Bakanlıkça yeni döneme ilişkin yetki belgesi verildiği ve sürecin devam etmekte olduğu, davacı Sendikanın yeni dönem toplu iş sözleşmesi yetkisi almış olması nedeniyle 2018 yılı için aidat talep edebileceği, davalı Şirkete kayyum atanması ve akabinde TMSF’ye devredilmesinin aidat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, davacı Sendikanın toplu iş sözleşmesi döneminde üyesi olan işçilerin listesini ve banka hesap numarasını davalı işverene 04.04.2017 tarihli yazı ile gönderdiği, davalı Şirket tarafından Sendika Ana Tüzüğü’nde belirtilen 1 günlük çıplak ücretin %75 oranındaki sendika üyelik ve dayanışma aidatlarını işçilerin ücretlerinden her ay kesilerek takip eden bir ay içinde Sendikanın bildirdiği banka hesabına yatırıldığının ispat edilemediği, dolayısıyla tüm bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporlarının dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarının denetime elverişsiz olup farazi hesaplamalara dayandığından eksik inceleme ile karar verildiğini, 451 işçinin sendika üyelik tarihi, işçilerin söz konusu sendika üyeliğinden çıkıp çıkmadıkları, üyeliklerin bildiriliş tarihleri, bazı işçilerin talep edilen dönemde işten ayrılıp ayrılmadıklarına ilişkin belgelerin davacı tarafından sunulmadığını, aidatları ödenmediği iddia edilen 303 işçi için detaylı inceleme yapılmadığını, müvekkili yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiğini, dava ve ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerekirken faizin alacağın muaccel olduğu aydan itibaren işleyecek şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava kabul edilmesine rağmen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sendika üyesi işçilerin listesi, Sendika Ana Tüzüğü, davacı Sendikanın üyelik aidatı talep bildirim yazıları, Banka hesap döküm cetveli, Yüksek Hakem Kurulunun 07.03.2017 tarihli ve 2016/1853 Esas, 2017/631 Karar sayılı kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi ile davalı tarafından sunulan ücret bordrolarının bilirkişi incelemesinden geçtiği, bu nedenle davalı vekilinin eksik incelemeye ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davacı Sendikanın aidat talebinde bulunabileceği ve talep edilen dönemdeki aidatların ödenmediği hususunun davalı tarafın kabulünde olduğu, üye işçilerin listesi ve aidatın ödeneceği banka hesap numarasının davalı işverene 04.04.2017 tarihinde bildirildiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada talep döneminde sendika üyesi olan işçiler dikkate alınarak alacak hesabı yapıldığı, hesaplanan alacak miktarı ve faiz başlangıç tarihlerinin kanuna uygun olduğu ve davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, cevap dilekçesinde dava tüm sonuçları ile kabul edilmediğinden karar tarihindeki Tarife uyarınca vekâlet ücretinin hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Üyelik aidatı” kenar başlıklı 18 inci maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir.
(2) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.
(3) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
(4) Üye aidatının tahsiline ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Resmî Gazete’nin 09.07.2013 tarihli ve 28702 sayılı nüshası ile yürürlüğe giren Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik’in 9 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilerek ilgili sendikaya ödenir. Genel kurul kararı ile aidatlarda değişiklik yapıldığı takdirde, en geç bir ay içinde sendika tarafından aidat miktarı işverene bildirilir. (Ek cümle:RG-14/6/2015-29386) Yetkili işçi sendikası, üyelik değişikliklerini de en geç bir ay içerisinde işverene bildirmekle yükümlüdür.
İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikası veya toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa ya da sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikası, aidatların işçilerin ücretlerinden kesilmesi için işverene yazılı talepte bulunur.
İşveren aidatları kesmeye, kestiği aidatın türünü belirterek tutarı ile kesinti listesini sendikaya göndermekle yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
- Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Hukukumuzda, sendika aidat alacaklarının tahsili yöntemi bakımından kaynakta kesinti olarak ifade edilebilecek check off sistemi benimsenmiştir. Buna göre, üyelik ve dayanışma aidatları işveren tarafından işçi ücretlerinden kesilerek belirli bir süre içinde sendikaya devredilmektedir (Ünal Narmanlıoğlu, İş Hukuku Toplu İş İlişkileri, İstanbul, 2013, s.206; Turhan Esener, Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, Sendika Hukuku, İstanbul, 2014, s.161).
Belirtilen kanuni düzenlemeye göre de bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir. Aksi hâlde işverenin yükümlülüğünden söz edilemez (Narmanlıoğlu, s.207).
Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi ek raporu doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan 18.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda; sendika üyelik aidatlarının ay bazında hesaplanması için farklı ve birbirine yakın ücretler gruplandırılarak ortalama ücretlerin ve sendikalı işçi sayısının tespit edilmesi yönteminin uygulandığı, bilirkişi raporunda bu yönteme göre fark oluşmasının kaçınılmaz olduğunun belirtildiği, 18.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda da açıkça ifade edildiği üzere dava konusu dönemde her ay için ne miktarda aidat kesintisi yapılması gerektiği açık ve denetime elverişli şekilde belirtilmediğinden 18.05.2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresine göre 01.01.2018 tarihi ve sonrası dönem yönünden davacı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikası olup olmadığı hususu araştırılmaksızın karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, Mahkemece 01.01.2018 tarihi ve sonrası dönem yönünden davacı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için yetki belgesi alan işçi sendikası olup olmadığı belirlenmeli, dava konusu dönemde her ay için ne miktarda aidat kesintisi yapılması gerektiği konusunda bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.