ÖZETİ: Sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları dönemsel özellik gösteren borçlardandır. Kanun’da belirtilen şartların yerine getirilmiş olması şartıyla toplu iş sözleşmesinde aidat borcunun ödenme zamanına ilişkin hüküm mevcut ise bu hüküm uyarınca üyelik ve dayanışma aidatı borçlarının ödenme zamanı ve temerrüt tarihi belirlenmektedir. Bu itibarla sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları yönünden zamanaşımı süresi, mülga 818 sayılı Kanun’un 126 ncı maddesi ile 6098 sayılı Kanun’un 147 nci maddesi gereğince beş yıldır.
Taraflar arasındaki sendika aidat alacağının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2015/672 Esas, 2017/1028 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli ve 2018/2541 Esas, 2018/2376 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Belediye-İş Sendikasının davalı işveren Belediyede, yıllardır örgütlü olduğunu, davalı Belediye Başkanlığı bünyesinde çalışan ve müvekkili Sendikaya üye olan işçilerin Belediye-İş Sendikası Ana Tüzüğü’ne göre sendika üyelik aidatı ödemeleri gerektiğini, davalı Belediyenin işçilerden kestiği üyelik ve dayanışma aidatlarını müvekkiline ödemediğini belirterek ödenmeyen sendika üyelik ve dayanışma aidatlarının her ay için en yüksek işletme kredi faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve öncelikle görev yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından kesilen aidatların Sendikaya ödenmediğinden bahsedilmiş ise de müvekkili tarafından işçilerin ücretlerinden aidat kesintisi yapılmadığını, talep edilen faiz türü ve oranının hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu, dava tarihine göre bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığı, davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def’i uyarınca alınan bilirkişi ek raporunda zamanaşımına uğramayan alacakların ay ay gösterilmek suretiyle hesaplandığı, söz konusu rapor doğrultusunda hüküm tesis edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
- İstinaf Sebepleri
- Davacı vekili; davalı Belediye ile 14.05.2009 tarihinde anlaşma yapıldığını, davalının 14.05.2009tarihli yazısı ile müvekkili Belediye-İş Sendikasına borcunu ikrar ettiğini, borç ikrar edilmekle bu tarih itibarıyla zamanaşımının kesilmiş olduğunu, borç ikrarından sonraki işleyecek yeni zamanaşımı süresinin 10 yıl olması nedeniyle de davaya konu alacağın zamanaşımına uğramadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Davalı vekili; haksız ve hukuka aykırı davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkili tarafından işçilerden sendika aidatı olarak bir kesinti yapılmadığını, Mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan eksik incelemeyle hatalı karar verildiğini, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz türünün hatalı belirlendiğini, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, müvekkili Kurumun temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz tarihi belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zamanaşımının, alacak hakkının belirli bir süre kullanılmaması sebebiyle dava edilebilme niteliğinden yoksun kalınması olduğu, zamanaşımının alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç hâline dönüştürdüğü, sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçlarının dönemsel özellik gösterdiği; bu itibarla sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları yönünden zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı ve davalının istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
- Temyiz Sebepleri
- Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun“Üyelik aidatı” kenar başlıklı 18 inci maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik aidatının miktarı kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenir.
(2) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir.
(3) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.
(4) Üye aidatının tahsiline ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
- Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61 inci maddesi şöyledir:
“İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.
Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.”
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) “Zamanaşımının kesilmesi” kenar başlıklı 154 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
- Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse …”
- 6098 sayılı Kanun’un “Yeni sürenin başlaması” kenar başlıklı 156 ncı maddesi şöyledir:
“Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.
Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.”
- Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) “Müruru zamanın kat’ı” kenar başlıklı 133 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Aşağıdaki hallerde müruru zaman katedilmiş olur:
1 – Borçlu borcu ikrar ettiği, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiği takdirde. …”
- Mülga 818 sayılı Kanun’un “Yeni müddetin mebdei” kenar başlıklı 135 inci maddesi şöyledir:
” Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar.
Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddet daima on senedir.”
- Resmî Gazete’nin 09.07.2013 tarihli ve 28702 sayılı nüshası ile yürürlüğe giren Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik’in 9 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilerek ilgili sendikaya ödenir. Genel kurul kararı ile aidatlarda değişiklik yapıldığı takdirde, en geç bir ay içinde sendika tarafından aidat miktarı işverene bildirilir. (Ek cümle: RG-14/6/2015-29386) Yetkili işçi sendikası, üyelik değişikliklerini de en geç bir ay içerisinde işverene bildirmekle yükümlüdür.
(2) İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikası veya toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa ya da sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikası, aidatların işçilerin ücretlerinden kesilmesi için işverene yazılı talepte bulunur.
(3) İşveren aidatları kesmeye, kestiği aidatın türünü belirterek tutarı ile kesinti listesini sendikaya göndermekle yükümlüdür.
(4) Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür.”
- 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
- Değerlendirme
- Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
- Sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları dönemsel özellik gösteren borçlardandır. Kanun’da belirtilen şartların yerine getirilmiş olması şartıyla toplu iş sözleşmesinde aidat borcunun ödenme zamanına ilişkin hüküm mevcut ise bu hüküm uyarınca üyelik ve dayanışma aidatı borçlarının ödenme zamanı ve temerrüt tarihi belirlenmektedir. Bu itibarla sendika üyelik ve dayanışma aidatı borçları yönünden zamanaşımı süresi, mülga 818 sayılı Kanun’un 126 ncı maddesi ile 6098 sayılı Kanun’un 147 nci maddesi gereğince beş yıldır.
- Somut uyuşmazlıkta davalının davaya karşı zamanaşımı savunmasında bulunmadığı, davacı vekili tarafından 22.04.2019 tarihinde davanın ıslah edilmesi sonrası davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü, Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor alındığı, söz konusu rapora göre davacının 31.03.2014 öncesi aidat alacaklarının zamanaşımına uğradığı kabulü ile dava konusu alacakların hesaplandığı görülmektedir.
- Dosyaya davacı Sendika tarafından sunulan ve toplu iş sözleşmelerinin tarafı olan Belediye Başkanlığınca davacı Sendikaya hitaben yazılan 14.05.2009 tarihli ve 2009 yılı Mart ayı itibarıyla davalı Belediyenin davacı Sendikaya toplam 1.003.830,00 TL (anapara ve faiz) borçlu olduğunun kabul edildiği yazı, mülga 818 sayılı Kanun’un 133 ve 6098 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesi anlamında borç ikrarı niteliğinde olduğundan zamanaşımı kesen bir sebep olarak kabulü gerekir.
- Davalı tarafından ıslaha karşı yapılan zamanaşımı savunması değerlendirilmekle bir kısım alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edilmiş ise de 14.05.2009 tarihli borç ikrarına göre zamanaşımının kesildiği ve ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımına uğrayan bir alacak bulunmadığının anlaşılmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
- Kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunun havale tarihi 28.06.2021 olmasına karşın hüküm fıkrasında 28.04.2021 olarak yazılması da isabetsizdir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
- İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.