SENDİKA GENEL KURULU DIŞINDA YAPILAN DELEGE SEÇİMLERİNE İTİRAZ

SAYILAR

Esas No : 2024/3954
Karar No : 2024/5259
Tarihi : 21.03.2024
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/15,16
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

  • SENDİKA GENEL KURULU DIŞINDA YAPILAN DELEGE SEÇİMLERİNE İTİRAZ
  • DELEGE SEÇİMLERİNE İTİRAZ DAVASINDA VERİLEN KARARIN KESİN OLDUĞU

Tam Metin

ÖZETİ: Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerinin iptali istemine ilişkin dava bakımından değerlendirme yapılması gerekmektedir. 6356 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine yapılan itirazların, mahkemece kesin olarak karara bağlanacağı açık olarak ifade edilmiştir. Bu itibarla anılan dava bakımından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün değildir.

 

Taraflar arasındaki delege seçimlerinin iptaline ilişkin dava ile sendika şube genel kurulunun iptali istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

  1. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun yıllardır Kırklareli İl Özel İdaresi bünyesinde çalışan işçi olduğunu, sendikal faaliyetlerini üye olduğu Türkiye Yol-İş Sendikasında gerçekleştirdiğini, işçi sendikalarının genel kurullarının üye sayısının çokluğu nedeniyle üyeleri temsilen delegelerden oluşması sisteminin, öteden beri toplu iş hukuku mevzuatımızda yer verilen bir sistem olduğunu, delegelerin genel kurullarda görev yapmak için üyeleri temsilen seçildiklerini, sendikanın en alt birimi olan şube genel kurulu delegelerinin genel kurul dışında üyelerce seçildiğini, bu bağlamda genel kurullarda temsil görevini yerine getirecek delegelerin ne ölçüde demokratik ve üyelerin iradesini ortaya çıkarırsa sendika içi demokrasinin o ölçüde sağlanmış sayılacağını, ne yazık ki 18.07.2022 tarihinde Türkiye Yol-İş Sendikası İstanbul 2 No.lu Şube Başkanlığınca Sendikanın Tüzüğü’ne, Sendikanın Delege Seçim Yönetmeliği’ne ve tüm demokratik teamüllere aykırı delege seçimi yapıldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Türkiye Yol-İş Sendikası 2 No.lu Şubesinin Kırklareli İl Özel İdaresi işyerinde yapmış olduğu delege seçimlerinin iptaline ve seçimlerin tekrarlanmasına, genel kurulun iptaline ve genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

  1. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, sürecin delege seçim yönetmeliği usulüne uygun yürütüldüğünü, sürecin tutanak altına alındığını, işyeri temsilciliğinin 05.07.2022 tarihinde açık olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sendika genel kurullarının en geç 4 yılda bir yapılması gerektiğini, merkez genel kurulunun yapılabilmesi için şube genel kurullarının olağan toplantılarının daha önce yapılması gerektiğini, şube genel kurulunun yapılmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğinde merkez genel kurulunun yapılmasının imkânsız hâle gelebileceğini ve sendikal sistemin kilitlenebileceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 28.08.2022 tarihinde yapılan Yol-İş Sendikası İstanbul 2 No.lu Şubesi 11. Olağan Genel Kurulunun iptaline yönelik hak düşürücü süre içerisinde herhangi bir dava açtığının tespit edilememesi ve buna bağlı olarak Şube Olağan Genel Kurulunun kesinleşmesi durumu karşısında davacının iş bu davayı açma noktasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan davaların reddine karar verilmiştir.

  1. İSTİNAF
  2. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

  1. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

  1. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; delege seçimlerinin iptali yönünden, yapılacak delege seçimlerinde delegelik için başvuranların bilgilerini içeren listelerin ilan edildiğinin dosya içeriğine sunulan tutanak, fotoğraf ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, Pınarhisar, Vize, Pehlivanköy, Babaeski, Lüleburgaz ve Kolçaz ilçelerindeki işyerlerinde ilan yapılıp yapılmayacağı konusunda tüzükte ayrıcalıklı bir hüküm bulunmadığı ancak tanıkların ortak beyanı ile buralarda hiçbir zaman ilan yapılmadığı, sadece merkezde ilan yapıldığı, delege seçimlerinde mevzuata aykırılık bulunduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesinin bu talebin reddine karar verilmesi yönündeki kararının isabetli bulunduğu; genel kurulun iptali davası yönünden davacı tarafın20.07.2022 tarihinde açtığı davada, 28.08.2022 tarihinde yapılacak olan Türkiye Yol İş Sendikası İstanbul 2 No.lu Şubesi Olağan Genel Kurulunun ve bu Kurulda alınacak kararların iptalini istediği, yani dava açıldığı tarihte henüz yapılmış bir genel kurul ve alınmış bir karar bulunmadığı, her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre değerlendirilip karara bağlanacağından davacının bu talep yönünden hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

  1. TEMYİZ
  2. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

  1. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

  1. Gerekçe
  2. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerinin iptali ile Sendika Şube Genel Kurulunun iptali istemine ilişkindir.

  1. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

6356 sayılı Kanun’un “Seçimlere itiraz” kenar başlıklı 15 inci maddesi şöyledir:

“(1) Genel kurulda yapılan organ ve delege seçimlerinin devamı sırasında yapılan işlemlere ilişkin olarak seçim sonuç tutanaklarının düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde yapılacak itirazlar hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. İtiraz süresinin geçmesi ve itirazların karara bağlanmasından hemen sonra hâkim, 14 üncü madde hükümlerine göre kesin sonuçları ilan eder ve ilgili kuruluş veya şubesine bildirir.

 

Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre iki ay içerisinde sonuçlandırılır. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir.

Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler.”

6356 sayılı Kanun’un “Genel kurul dışında yapılan delege seçimi” kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:

“(1) Genel kurul dışında yapılan delege seçimleri üyeler tarafından serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır.

Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır. Delege seçiminin mahkeme tarafından iptal edilmesi hâlinde, seçimler on beş gün içinde yenilenir.”

  1. Değerlendirme

Öncelikle genel kurul dışında yapılan delege seçimlerinin iptali istemine ilişkin dava bakımından değerlendirme yapılması gerekmektedir. 6356 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine yapılan itirazların, mahkemece kesin olarak karara bağlanacağı açık olarak ifade edilmiştir. Bu itibarla anılan dava bakımından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün değildir.

Bu açıklamalara göre somut uyuşmazlıkta genel kurul dışında yapılan delege seçimlerinin iptali istemine ilişkin dava bakımından, İlk Derece Mahkemesi kararı kesin nitelikte olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esasına yönelik bir inceleme yapılmaksızın istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

İkinci olarak sendika şube genel kurulunun iptali davası bakımından değerlendirme yapılması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine göre, farklı bir gerekçeyle davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendine göre; bölge adliye mahkemesince “İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine” karar verilmelidir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesi kararı sonucu itibarıyla isabetli olsa dahi kararın gerekçesinin değiştirilmesi durumunda, aynı bendin (2) nci alt bendi gereği; bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalı ve gerekçe düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeksizin, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

  1. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.