Yargı Kararları

SENDİKALI İŞÇİ SAYISINI AZALTMAMA NEDENİYLE İŞVEREN VEKİLİNİN İŞİNE SON VERİLMESİ

SAYILAR

Esas No : 2006/366
Karar No : 2007/268
Tarihi : 15.05.2007
İlgili Kanun/Madde : TCK/118 2821 S.SK/31
Yargı Yeri: KÜTAHYA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ

Ek Başlıklar : l SENDİKALI İŞÇİ SAYISINI AZALTMAMA NEDENİYLE İŞVEREN VEKİLİNİN İŞİNE SON VERİLMESİ l SENDİKAL HAKLARIN KULLANIL-MASININ ENGELLENMESİ SUÇU l SENDİKADAN İSTİFA ETMEYENLERİN KÖTÜ KOŞULLARDA ÇALIŞTIRILACAĞININ SÖYLENMESİ l TEHDİT

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
TCK/118
2821 S.SK/31

KÜTAHYA
2. SULH CEZA MAHKEMESİ

Esas No. 2006/366
Karar No. 2007/268
Tarihi: 15.05.2007                     
 
l SENDİKALI İŞÇİ SAYISINI AZALTMAMA NEDENİYLE İŞVEREN VEKİLİNİN İŞİNE SON VERİLMESİ
l SENDİKAL HAKLARIN KULLANIL-MASININ ENGELLENMESİ SUÇU
l SENDİKADAN İSTİFA ETMEYENLERİN KÖTÜ KOŞULLARDA ÇALIŞTIRILACAĞININ SÖYLENMESİ
l TEHDİT

ÖZETİ: Sendika üyesi işçilerin tutum ve davranışları karşısında şirket politikası gereğince, müvekkilinin işçilerle zaman zaman görüştüğünü, hatta müvekkilin iş aktinin 21.02.2007 tarihinde iş yerindeki sendika üyesi olan işçilerin sayılarının azaltılması istediğini halde bu konuda bir çalışma yapılmadığı için feshedildiğini, cebir veya tehdit unsurunun bulunmadığını savunmuştur.
Sanık vekilinin bu savunmasında da görüldüğü gibi sanığın işine sendikalı işçi sayısını azaltmada başarı göstermemesi nedeniyle son verilmiştir. Yani sanığın amacı 5237 s.k.118 maddesinde tanımlanan işçileri sendika üyeliğinden ayrılmaya zorlamaktadır. Nitekim bu amacını “işçileri ağır işlere vermek” “Toplu iş sözleşmesinden yararlandırmamak” “istifa edin” “hatta tatil bayram tatili izinlerini kaldırmak “sendikanın sömürü düzeni olduğunu konusunda telkinde bulunmak” “kapının önüne koymak” “bizi hiç bir güç yıkamaz, devlet biziz” gibi tehdit içeren söz ve davranışlarla ortaya koyduğu açıktır. Nitekim bu baskı ve zorlamalar doğrultusunda sendikadan istifa eden işçilerde olmuştur.
Yukarıda sanığın çeşitli şekillerde sendikalı işçilere sarf ettiği sözler katılanlara sair kötülük edeceğine ilişkin basit tehdit düzeyinde de olsa yasanın aradığı unsurun olayda varlığı gerçekleşmiş durumdadır. Katılanları kötü koşullarda çalıştıracağına, işine son vereceğini, izin kullandırmayacağını bildirmesi sair tehdittir.
Katılanların sendika üyeliklerinin devam ediyor olması nedeniyle suç teşebbüs olarak değerlendirilmemiştir. Zira eylemin tehdit etmekle tamamlandığı açıktır. Ancak anılan gerekçeyle alt sınırdan ceza tayini hakkaniteyet uygun bulunmuştur.

Suç: Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi
Suç Tarihi: 05/05/2006
KARAR TARİHİ: 15/05/2007
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:
İDDİA:
Sanık hakkında sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçundan dolayı TCK:nun
43/1 maddesi delaletiyle 118/1, 53/l-a,b,c,d,2 maddeleri gereğince cezalandırılması için kütahya
C. Savcılığının 10.07.2006 tarihli iddianamesiyle kamu davası açılmıştır
SAVUNMA:
Üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek savunmasını inkara dayandırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
1-KATILANLAR BEYANLARINDA: Sanıktan şikayetçi olduklarını beyan etmişlerdir.
2-Sanığın savunması, katılanların birbirini doğrulayan beyanlarına, tanıkların açıklamalarına sendikal faliyetlere ilişkin belgelere ve tüm dosya kapsamına göre. Tamamı Belediye İş Sendikasına üye olan katılanlara karşı, Alka Ltd..St.i ni müdür olarak temsil eden sanığın, sendikadan ayrılmaya zorlamak amacıyla bukı uyguladığı anlatıldığından eylemine uyun TCK.nun 118/l maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Sanık vekilinin 20.03.2007 tarihli dilekçesinde; özetle suçun maddi unsurunun cebir veya Tehdit olduğunu, sendika üyesi işçilerin tutum ve davranışları karşısında şirket politikası gereğince, müvekkilinin işçilerle zaman zaman görüştüğünü, hatta müvekkilin iş aktinin 21.02.2007 tarihinde iş yerindeki sendika üyesi olan işçilerin sayılarının azaltılması istediğini halde bu konuda bir çalışma yapılmadığı için feshedildiğini, cebir veya tehdit unsurunun bulunmadığını savunmuştur.
Sanık vekilinin bu savunmasında da görüldüğü gibi sanığın işine sendikalı işçi sayısını azaltmada başarı göstermemesi nedeniyle son verilmiştir. Yani sanığın amacı 5237 s.k.118 maddesinde tanımlanan işçileri sendika üyeliğinden ayrılmaya zorlamaktadır. Nitekim bu amacını “işçileri ağır işlere vermek” “Toplu iş sözleşmesinden yararlandırmamak” “istifa edin” “hatta tatil bayram tatili izinlerini kaldırmak “sendikanın sömürü düzeni olduğunu konusunda telkinde bulunmak” “kapının önüne koymak” “bizi hiç bir güç yıkamaz, devlet biziz” gibi tehdit içeren söz ve davranışlarla ortaya koyduğu açıktır. Nitekim bu baskı ve zorlamalar doğrultusunda sendikadan istifa eden işçilerde olmuştur.(Mustafa Talaz, Mehmet Ali Telli, Mustafa Candan Remzi Top, Abdullah Erdoğan,Yaşar Erdoğan son üç kişinin noter masraflarının sanık tarafından karşılandığı tanık Erdal tarafından açıklanmıştır.)
Yukarıda sanığın çeşitli şekillerde sendikalı işçilere sarf ettiği sözler katılanlara sair kötülük edeceğine ilişkin basit tehdit düzeyinde de olsa yasanın aradığı unsurun olayda varlığı gerçekleşmiş durumdadır. Katılanları kötü koşullarda çalıştıracağına, işine son vereceğini, izin kullandırmayacağını bildirmesi sair tehdittir.
4-Sanık savunmasında suçlamayı kabul etmemiş istifa edenlerin kendi istekleriyle istifa ettiklerini bildirmiş, hatta “Sendikadan ne fayda gördüklerini” sorduğunu açıklayarak bir pişmanlık belirtisi göstermemiştir. Sanık vekili müvekkilinin savunması yanında işyerinde sendika işçi sayısını azaltmakta başarı göstermemesi nedeniyle müvekkilinin iş akdini feshedildiğini açıklarken bile sanığın iş yerinde suç konusu eylem için faaliyet gösterdiğini dolayısıyla savunmuştur, sanığın işine son verilmiş olması bu türden bir suçu bir daha işlemiyeceği anlamına gelmez, mahkememizce algılanacak bir pişmanlık duymayan sanığın cezası seçenek yaptırımlara çevrilmemiş ve ertelenmemiştir.
5-Tüm katılanlara karşı sanık çeşitli zamanlarda yaptığı toplantılarla veya bireysel olarak bir suç işleme kararının icrası kapsamında bireysel sendikal faaliyeti engellemek için her bir katılana aynı suçu birden fazla işlediği gibi aynı suçu birden fazla kişiye karşıda işlemiştir. Sanık hakkında TCKnun 43/1-2 maddesi uygulanmıştır.
6-Katılanların sendika üyeliklerinin devam ediyor olması nedeniyle suç teşebbüs olarak değerlendirilmemiştir. Zira eylemin tehdit etmekle tamamlandığı açıktır. Ancak anılan gerekçeyle alt sınırdan ceza tayini hakkaniteyet uygun bulunmuştur.

HÜKÜM: yukarıda açıklanan gerekçeye göre:
1-Sanığın üzerine atılı sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu sabit görüldüğünden eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 118/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurularak takdiren alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirecek bir neden bulunmadığından 6AY HAPİS CEZASI İLE CEZALINDIRILMASINA,
Sanığın eylemini birden fazla kişiye karşı tek fiille işlediği hususu bir yana bir suç işleme kararı icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçu birden fazla işlediği de dikkate alınarak sanığa verilen cezanın TCK’nın 43/1-2 maddesi gereğince takdiren ¼ oranında arttırılarak 7 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA
3-Sanık hakkında takdiren başkaca artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına
Koşulları bulunmadığından 5560 sayılı kanunla değişik CMK’nun 231/5 ve devamı hükümlerinin takdiren uygulanmasına yer olmadığına
4-Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyo ekonomik durumuna ve yargılama sürecinde herhangi bir pişmanlık duymaması ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre TCK’nun 50 maddesinde gösterilen seçenek yaptırımlara takdiren ÇEVRİLMESİNE YER OLMADIĞINA
5-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olmakla birlikte suçu işledikten sonra yargılama sürecinde herhangi bir pişmanlık göstermemesinden dolayı tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde kanaat gelmediğinden hapis cezasının TCK’nun 51/1 maddesi gereğince takdiren ERTELENMESİNE YER OLMADIĞINA
6-TCK’nun 53/1 maddesi gereğince sanığın kasten işlemiş bulunduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak;
a)TBMM üyeliğinden devlet, il, belediye veya bunların denetimi ve gözetimi altında bulunan kurum veya kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçilmeye tabi bütün memuriyet ve hizmetlerden istihdam edilmekten
b)Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyaset haklarını kullanmaktan
c)Velayet hakkında, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan
d)Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan
e)Bir kamu kurumunun veya bu nitelikteki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında, serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten YOKSUN BIRAKILMASINA
7-TCK’nun 53/2 maddesi gereğince sanığın işlediği suç nedeniyle mahkum olduğu hapis cezasının (TCK’nun 53/1-c maddesi hariç)infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamayacağının karar yerinde belirtilmesine, TCK’nun 53/1-c maddesindeki yoksun bırakılma süresinin koşullu salıverme tarihine kadar uygulanacağının karar yerinde belirtilmesine
8-Yargılama nedeniyle yapılan 54 davetiye gideri 216.00 YTL’nin sanıktan tahsiline ile hazineye gelir kaydına
9-Katılanlar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereğince 250,00 YTL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınıp, katılanlara ödenmesine
10-Şikayetin doğrudan C.Savcılığına yapılması nedeniyle 5320 sayılı kanunun 16 maddesi gereğince kararın bir örneğinin ilgili kolluğa bildirilmesine yer olmadığına
İlişkin karar, Katılanlar vekili, sanık vekili ve katılanlardan İsa Çalış, Hasan Koç, Ali Batmaz, Lokman Bayram, Mestan Torun, Menderes Topbaş, Ahmet Kandemir, Adem Kara İzzet Demirci, Rıza Koca, Osman Dursun, Mehmet Hüseyin Karatekin, Hüseyin Er, Ali Osman Kaygısız, Ahmet Çakır, İsmail Zeybek, Hüseyin Emiroğlu Selahattin Dumlu yüzüne karşı diğerlerinin yokluklarında, kararın tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize yapılacak sözlü veya yazılı başvuruyla yargıtay yolu açık olmak üzere verildi açıktan okunup, usulen anlatıldı.15/05/2007