İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2021/9866
Karar No. 2021/16909
Tarihi: 23.12.2021
lŞÜPHE FESHİ
lŞÜPHEYİ HAKLI KILAN CİDDİ ÖNEMLİ SOMUT OLAYLARIN VARLIĞI HALİNDE ŞÜPHE FESHİNİN GEÇERLİ BİR FESİH NEDENİ OLDUĞU
ÖZETİ: İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir.
Somut olayda ise; davacı hakkında Kayseri 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 esas sayılı dosyası ile beraat kararı verilmiş ise de; davacının FETÖ/PYD Silahlı terör örgütüne müzahir Boydak Eğitim ve Kültür vakfının yönetim kurulu üyesi olması, fesih için geçerli neden teşkil edecek şüpheyi haklı kılan bir neden olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde insan kaynakları koordinatörü olarak 01/05/1997 tarihinden itibaren çalışmakta iken işveren tarafından hiç bir haklı neden olmadan işten çıkartıldığını, feshin geçersiz olduğunu belirterek, feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işyerinin bütününü sevk ve idare eden işçi alma ve işten çıkartma yetkisini haiz işveren vekili ve işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili yardımcısı konumunda olması sebebiyle işe iade davası açamayacağını, davacı hakkında Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olan2016/342 esas sayı ile ceza yargılaması olması ve hakkında verilmiş bir adli kontrol kararı olmasının ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden yeni yönetim kurulu tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine dair kararına karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Esastan ret kararının davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarih, 2018/7011 esas, 2018/16107 karar sayılı kararı ile “Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının insan kaynakları koordinatörü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının işveren vekili olduğu kabul edilmiş ise de davacının konumu , bağlı bulunduğu birim, imza yetkisinin mahiyeti, görev tanımı dikkate alındığında işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcısı olmadığı değerlendirilmekle işin esasına girilmesi gerekirken davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi ve red kararına karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.’ denilerek bozma kararı verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, işe başlatılmama halinde davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının davacının altı aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine, davacının süresi içinde başvurması halinde hak kazanacağı en çok dört aya kadar ücret ve haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş akdinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta , davacı iş sözleşmesinin işverence haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise davacı hakkında Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olan2016/342 esas sayı ile ceza yargılaması olması ve hakkında verilmiş bir adli kontrol kararı olmasının ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden yeni yönetim kurulu tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuş.
İlk Derece Mahkemesince, davacının işveren vekili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar ise, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince “.Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacının insan kaynakları koordinatörü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının işveren vekili olduğu kabul edilmiş ise de davacının konumu , bağlı bulunduğu birim, imza yetkisinin mahiyeti, görev tanımı dikkate alındığında işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcısı olmadığı değerlendirilmekle işin esasına girilmesi gerekirken davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi ve red kararına karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda” Her ne kadar davalı tarafça davacının iş akdinin davacı taraf hakkında Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olan 2016/342 esas sayı ile ceza yargılaması olması ve hakkında verilmiş bir adli kontrol kararı olması sebebiyle ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğinden yeni yönetim kurulu tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiği belirtilmiş ise de dosyada davacının söz konusu suçlamalar nedeni ile gözaltına alındığı, akabinde Kayseri 2. Ağır Ceza mahkemesinin 2016/342 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda davacı hakkında iddia edilen suçlar yönünden beraat kararı verildiği ve kararın davacı yönünden istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği hususu dikkate alındığında işverence yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine “gerekçesiyle karar verilmiştir.
İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir.
Somut olayda ise; davacı hakkında Kayseri 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 esas sayılı dosyası ile beraat kararı verilmiş ise de; davacının FETÖ/PYD Silahlı terör örgütüne müzahir Boydak Eğitim ve Kültür vakfının yönetim kurulu üyesi olması, fesih için geçerli neden teşkil edecek şüpheyi haklı kılan bir neden olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1–İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih, esas ve karar numaraları belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı 51,50TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 5.100,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.12.2021 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.