TEMSİLCİDE YANILMA

SAYILAR

Esas No : 2012/13
Karar No : 2013/2604
Tarihi : 12.02.2013
İlgili Kanun/Madde : 6100.S. HMK/ 124
Yargı Yeri: YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : TEMSİLCİDE YANILMA

Tam Metin

 

YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/13
2013/2604
12.02.2013
İlgili Kanun / Madde
6100.S. HMK/ 124
   

  • TEMSİLCİDE YANILMA
  •  
  ÖZETİ ,  Hukuk Muhakemeleri Kanununun, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla zaman bakımından derhal uygulanmasına dair 448. maddesi ile "Tarafta  iradi  değişiklik"  başlıklı  ve  "Dava  dilekçesinde  tarafın  yanlış  veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…" şeklinde ifade edilen 124. maddesinin 4. fıkrası gözetilmeli, gerektiğinde ilgili taraf aleyhine de davayı teşmil edip, davalı olarak katılımı sağlanıp göstereceği deliller de dikkate alınarak varılacak sonuca göre hüküm tesis etmek gerektiği dikate alınmalıdır.  Çünkü davacının amacı, oluşan Kurum zararının, Sigortacılık Kanunu'nda belirlenen şartların gerçekleştiği iddiasıyla, Davalı Birlik nezdindeki Güvence Hesabından tahsil etmektir.  Davacı, davasını yanlış kuruma yöneltmekle, hasımda değil, temsilci de yanılmış olmaktadır. Bu durumda, temsilcide yanılgıya ilişkin yanlışlık düzeltilerek davaya devam edilmesi gerekir  
             

            Dava, trafik kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ve yapılan diğer giderlerin, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi gereğince tazmini istemine dairdir.
            Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
            Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ebru Pakin Akın tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
            03.6.2007 gün ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesinde, belli koşulların oluşması durumunda, ortaya çıkan zararların bu zorunlu sorumluluk sigortaları ile saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulacağı öngörülmüştür. Anılan maddeye dayanılarak oluşturulan ve 26.7.2007 gün ve 26594 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Güvence Hesabı Yönetmeliğinin amacı, Güvence Hesabının kuruluşuna, işleyişine, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, aynı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca oluşturulacak bilgi merkezine ve Komisyona yapılacak katkı payı ve diğer harcamalara ilişkin esasları düzenlemek olarak belirlenmiş, Yönetmeliğin 4. maddesinde de, Hesabın, Yönetmelikte belirtilen görevleri yerine getirmek üzere Birlik bünyesinde tüzel kişiliği haiz olarak kurulduğu belirtilmiştir.
            Mahkemece, Güvence Hesabının ayrı tüzel kişiliği olduğu, giderek davanın bu Hesaba yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile, davalı Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; İşleyişinin sağlanması için tüzel kişiliğe haiz kılındığı anlaşılan Güvence Hesabının davalı Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesinde yer aldığı belirgin bulunmakla,  Hukuk Muhakemeleri Kanununun, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla zaman bakımından derhal uygulanmasına dair 448. maddesi ile "Tarafta  iradi  değişiklik"  başlıklı  ve  "Dava  dilekçesinde  tarafın  yanlış  veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir…" şeklinde ifade edilen 124. maddesinin 4. fıkrası gözetilmeli, gerektiğinde ilgili taraf aleyhine de davayı teşmil edip, davalı olarak katılımı sağlanıp göstereceği deliller de dikkate alınarak varılacak sonuca göre hüküm tesis etmek gerektiği dikate alınmalıdır.  Çünkü davacının amacı, oluşan Kurum zararının, Sigortacılık Kanunu'nda belirlenen şartların gerçekleştiği iddiasıyla, Davalı Birlik nezdindeki Güvence Hesabından tahsil etmektir.  Davacı, davasını yanlış kuruma yöneltmekle, hasımda değil, temsilci de yanılmış olmaktadır. Bu durumda, temsilcide yanılgıya ilişkin yanlışlık düzeltilerek davaya devam edilmesi gerekir.
            Mahkemece, belirtilen hukuki ve fiili durumlar gözetilmeksizin,  yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
            O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
            SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.