TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ BELGESİ OLMADAN İMZALANAN TİS GEÇERSİZLİĞİ

SAYILAR

Esas No : 2023/1816
Karar No : 2023/1678
Tarihi : 08.02.2023
İlgili Kanun/Madde : 6356 S. STK/41, 42
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ BELGESİ OLMADAN İMZALANAN TİS GEÇERSİZLİĞİ

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/41, 42

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2023/1816
Karar No. 2023/1678
Tarihi: 08.02.2023

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YETKİ BELGESİ OLMADAN İMZALANAN TİS GEÇERSİZLİĞİ

ÖZETİ: Yetki belgesi olmaksızın bir toplu iş sözleşmesi imzalanması durumunda yapılacak hususlar özel bir düzenleme konusu yapılmıştır. Yetki belgesi bulunmaksızın yapılan toplu iş sözleşmesinin sonucu ayrıca ve açıkça 6356 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş; buna göre yetki belgesi bulunmaksızın yapılan bir toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin veya ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı ve bu nedenle sözleşmenin hükümsüzlüğünün, Bakanlıkça durumun tespitinden itibaren kırk beş gün içinde, ilgililerce veya Bakanlıkça mahkemede dava yolu ile ileri sürülebileceği kural altına alınmıştır.

DAVA: Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen toplu iş sözleşmesinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Bakanlık vekili dava dilekçesinde; müvekkili Kurumun davalı Sendika ile Gaziantep Baro Başkanlığı arasında Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 98 sayılı Sözleşmesinin 4 üncü maddesinde yer alan "özgür ve gönüllü toplu pazarlık ilkesi" çerçevesinde yapılan ve 01.10.2020 tarihinde imzalanan 01.09.2020 – 31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin davalı Sendika tarafından 19.10.2020 tarihinde kayda alınan 12.20.2020 tarihli ve TS.D.205/23-1271 sayılı dilekçe ile Gaziantep Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirdiğini, İl Müdürlüğü tarafından kayda alınan toplu iş sözleşmesinin 20.10.2020 tarihli ve 6978202 sayılı üst yazı ile Bakanlığa intikal ettirildiğini, yapılan inceleme sonucu 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 ve 42 nci maddelerine aykırı olduğu, yetki için başvuruda bulunulmadığı, yetki belgesi almadan imzalanmış olduğunun tespit edildiğini iddia ederek davalı Sendika ile Gaziantep Barosu Başkanlığı arasında düzenlenen01.09.2020 – 31.12.2022 tarihleri arasında geçerli 01.10.2020 tarihli toplu iş sözleşmesinin, Bakanlıktan yetki belgesi almadan düzenlenmiş olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; 2009 Temmuz ayı işkolu istatistiklerine göre 17 numaralı ticaret büro eğitim ve güzel sanatlar işkolunda faaliyet gösteren Sosyal İş Sendikasının üye sayısı, işkolunda çalışanların %10,05 ini oluştururken 6356 sayılı Kanun ile toplu iş sözleşmesi ehliyet ve yetkisine sahip sendikaların tespit esas ve usullerinin değiştirildiğini, 26.01.2013 tarihli 6356 sayılı Kanun gereğince işkollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin 2013 yılı Ocak ayı istatistikleri hakkındaki tebliğ adı ile yayımlanan tebliğe göre müvekkili Sendikanın faaliyet gösterdiği 10 numaralı ticaret, büro, egitim ve güzel sanatlar işkolunda toplam işçi sayısının %0,34 olarak ilan edilmiş bulunduğunu, üye sayısını %10,05 den % 1'in altına indiren bu tebliğe karşı Ankara 2. İş Mahkemesinde açılan davanın devam ettiğini, 12.06.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7176 sayılı torba Kanun ile bir yıl süreli muafiyet getirildiğini, bu sürenin 12.06.2020 tarihinde sona erdiğini, yüzde birlik ülke barajı altında kaldığı için müvekkili Sendikanın örgütlendiği, çoğunluk sağladığı işyerlerinde 6356 sayılı Kanun'a göre toplu iş sözleşmesi yapamadığını, Gaziantep Baro Başkanlığında çalışan 19 işçiden 17'sini üye kaydettiğini veçoğunluğu sağladığını savunarak Anayasa'nın 90 ıncı maddesinin son fıkrası ile ILO 98 No.lu Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi uyarınca özgür ve gönüllü pazarlık ilkesi çerçevesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Gaziantep Barosu Başkanlığı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2021 tarihli ve 2020/341 Esas, 2021/235 Karar sayılı kararıyla toplu iş sözleşmesinin 20.10.2020 tarihinde Bakanlığa intikal ettirildiği, yine Sendikaya ait 17 adet üye kayıt fişinin Bakanlık tarafından bakılan ve sağlanan elektronik başvuru ile e-Devlet üzerinden yapıldığı ve böylelikle sendika üyeliklerinin kanuna uygun olarak teşekkül ettirildiği, öte yandan yalnızca yetki belgesi olmadan bir toplu iş sözleşmesinin imzalanması hâlinde işbu durumun tek başına toplu iş sözleşmesinin iptaline sebep olmadığı, bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde sunulan denetime açık 16.02.2021 tarihli rapor ile de sabit olduğu üzere dava dışı Gaziantep Barosu Başkanlığına ait 3496.027 Sosyal Güvenlik Kurumu sicil sayılı işyerinde işveren Gaziantep Barosu Başkanlığı ile davalı Sosyal İş Sendikası arasında yapılan 01.09.2020 – 31.12.2022 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinin imzalandığı, 01.10.2020 tarihi itibarıyla 19 işçinin çalıştığı ve iş sözleşmelerinin devam ettiği, bunlardan 2 işçinin sendikasız olduğu, 17 işçinin davalı Sosyal İş Sendikasının geçerli üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesi için 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde öngörülen 19 x %50 + 1 = 10,5 nisabını davalı Sosyal İş Sendikasının sağlamış bulunduğu ve gerekli çoğunluğu haiz olduğundan toplu iş sözleşmesinin tarafları yetki ve sözleşme ifa şartlarını haiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/1455 Esas, 2021/1725 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.04.2022 tarihli ve 2022/4213 Esas, 2022/4946 Karar sayılı ilâmı ile iptali talep edilen toplu iş sözleşmesinin tarafları davalı Sendika ile dava dışı Gaziantep Baro Başkanlığı olmasına karşın yargılamanın sadece davalı Sendikaya karşı yürütülüp toplu iş sözleşmesinin taraflarından olan Gaziantep Baro Başkanlığının davaya dâhil edilmediği, bu nedenle Mahkemenin usulünce taraf teşkili sağlamadan karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ilk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/1455 Esas, 2021/1725 karar sayılı ilâmı kapsamı dışında bırakılmakla taraflar lehine oluşan usuli müktesep haklar nazara alınarak ortadan kaldırma ilâmında belirtilen taraf teşkili sağlanmakla, usuli eksiklik tamamlanmak suretiyle ve önemle önceki hükmün sınırlarına dokunulmaksızın hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un "Toplu iş sözleşmesinin yapılması" başlıklı 41 inci ve müteakip maddeleri uyarınca davalı Sendika ile dava dışı işveren arasında müvekkili Bakanlıktan yetki almadan imzalanan dava konusu toplu iş sözleşmesi hükümsüz olduğundan bu sözleşmenin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yetki belgesi bulunmaksızın yapılan toplu iş sözleşmesinin hükümsüzlüğünün ileri sürülüp sürülemeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Belgesi” başlıklı 44 üncü maddesi de şöyledir:
 “Tespit yazısına süresi içinde itiraz edilmemişse sürenin bitimini takip eden altı iş günü içinde; yapılan itiraz reddedilmişse ya da kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen sendikanın itirazı sonucunda yetki şartlarına sahip olduğunu tespit eden kesinleşmiş mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde; ilgili sendikaya, Bakanlıkça bir yetki belgesi verilir.”
6. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki belgesi bulunmaksızın yapılan toplu iş sözleşmesi
kenar başlıklı 45 inci maddesinin birinci fıkrasışöyledir:
 “Yetki belgesi bulunmaksızın yapılan bir toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin veya ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı ve bu nedenle sözleşmenin hükümsüzlüğü, Bakanlıkça durumun tespitinden itibaren kırk beş gün içinde, ilgililerce veya Bakanlıkça mahkemede dava yolu ile ileri sürülebilir.
7. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6356 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olarak tanımlanan sendikaların amacı yine aynı maddede, üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak olarak ifade edilmiştir. Şüphesiz, sendikaların belirtilen amacı gerçekleştirebilecekleri en iyi araç, serbest toplu pazarlık hakkı çerçevesinde bağıtlanacak bir toplu iş sözleşmesidir.
2. Toplu iş sözleşmesi yetkisi, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (Cevdet İlhan Günay, İş Hukuku Yeni İş Yasaları, Ankara 2013, s.942).
3. Yukarında ilgili hukuk kısmında ayrıntılı olarak belirtilen düzenlemeler doğrultusundaki usule göre yetki belgesinin alınmasından sonra yapılacak çağrı ile toplu görüşme süreci başlayacaktır. Toplu görüşme sürecinde taraflarca anlaşma sağlanması durumunda toplu iş sözleşmesi imzalanacak, aksi hâlde ise arabuluculuk aşaması ve daha sonra da grev aşaması gündeme gelecektir.
4. Hukukumuzda toplu iş sözleşmesinin oluşturulması için öngörülen olağan süreç bu şekilde olmakla birlikte, yetki belgesi olmaksızın bir toplu iş sözleşmesi imzalanması durumunda yapılacak hususlar özel bir düzenleme konusu yapılmıştır. Yetki belgesi bulunmaksızın yapılan toplu iş sözleşmesinin sonucu ayrıca ve açıkça 6356 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş; buna göre yetki belgesi bulunmaksızın yapılan bir toplu iş sözleşmesinde taraflardan birinin veya ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı ve bu nedenle sözleşmenin hükümsüzlüğünün, Bakanlıkça durumun tespitinden itibaren kırk beş gün içinde, ilgililerce veya Bakanlıkça mahkemede dava yolu ile ileri sürülebileceği kural altına alınmıştır.
5. Somut uyuşmazlıkta, davalılar tarafından 01.10.2020 tarihinde imzalandığı anlaşılan 01.09.2020 – 31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin davacı Bakanlığa gönderilmesi sonrasında toplu iş sözleşmesinin hükümsüzlüğü talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesi ilk kararında, davalı Sendikanın gerekli çoğunluk nisabını sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da aynı gerekçe ile istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, Dairemizce de Mahkemenin usulünce taraf teşkili sağlanmadan karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
6. Bozma kararına uyan İlk Derece Mahkemesince aynen, "… dosya kapsamına, hükmün dayandırıldığı deliller ve kanuni gerektirici sebeplere binaen; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi 16.12.2021 tarihli 2021/1455 esas ve 2021/1725 karar sayılı ilâmı kapsamı dışında bırakılmakla taraflar lehine oluşan usuli müktesep haklar nazara alınarak, ortadan kaldırma ilamında belirtilen taraf teşkili sağlanmakla, usulî eksiklik tamamlanmak suretiyle ve önemle önceki hükmün sınırlarına dokunulmaksızın …" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
7. Dairemizin söz konusu bozma ilâmı ile Derece Mahkemelerince verilen karar usul yönünden bozularak ortadan kaldırılmış olup bu bozmanın mahiyetine göre taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşmadığı açıktır. Bu yönüyle Mahkeme kararı isabetsizdir. Öte yandan Mahkemenin usuli kazanılmış hakka dayanak olarak Dairemiz bozma ilâmı ile kaldırılan istinaf kararının gösterilmesi de ayrıca bariz bir hatadır.
8. Keza, Mahkemenin gerekçesinde aynen "Ortadan kaldırılan hüküm sonradan verilen kararın eki değildir. Her dava sonunda ancak bir nihai karar olabilir. Bu nedenle kaldırma kararı sonrası HMK 297. maddesine uygun olarak yeni bir hüküm oluşturmak gerekir. Böylece iki ayrı hüküm yerine tek bir nihai hüküm tesis edilmiş olacak, doğabilecek karışılıklık ve tereddütler de giderilmiş olacaktır." şeklinde açıklamaya yer verilmesine karşın gerekçenin bu açıklamaya uygun oluşturulmaması da usul ve kanuna aykırı olup tüm bu hatalar hukuki güven ilkesini zedeler mahiyettedir.
9. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda Mahkemece Dairemiz bozma ilâmı sonrasında yapılacak yargılamada; belirtmek gerekir ki bir toplu iş sözleşmesinin yetki belgesi olmadan imzalanması, behemehâl sözleşmenin hükümsüz olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Bu noktada önemli olan ve tespiti gereken husus, toplu iş sözleşmesinin taraflarının yetki şartlarına sahip olup olmadığıdır. Nitekim Kanun'da bu husus açık olarak “taraflardan birinin veya ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı ve bu nedenle sözleşmenin hükümsüzlüğü” şeklinde ifade edilmiştir.
10. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesince öncelikle sözleşmenin imza tarihi itibarıyla tarafların yetki şartlarına sahip olmadığı, bu kapsamda bilhassa davalı Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartını (işkolu baraj şartı) sağlayıp sağlamadığı ve imza tarihi itibarıyla işyeri/işletme çalışan sayısı ile sendika üye sayısı duraksamaya yer vermeyecek şekilde gerekçede tartışmalı, bu suretle dayanağı deliller gösterildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
11. Netice itibarıyla eksik incelemeyle usul ve kanuna aykırı olarak yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.