İlgili Kanun / Madde
6356 S. STK/41
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2023/6358
Karar No. 2023/5108
Tarihi: 06.04.2023
YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ DAVASINDA İŞKOLU İTİRAZININ BULUNULMASININ AYRI BİR İŞKOLU TESPİTİ DAVASI OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ
SADECE YETKİ TESPİTİ BAKIMINDAN HÜKÜM KURULMASININ GEREKTİĞİ
ÖZETİ: Davacı işveren tarafından yetki tespitinin iptali talepli açılan inceleme konusu davada, sendika ile işyerinin aynı işkolunda olmadığı itirazı da dava gerekçeleri arasında ileri sürülmüştür. Belirtmek gerekir ki dava yetki tespitine itiraz istemine ilişkin olduğundan, somut olayda ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası mevcut değildir. Davacı işveren tarafından ileri sürülen işkolu itirazı yetki tespitine itiraz davasının gerekçelerinden birini teşkil etmekte olup aynı dava kapsamında bu itiraz incelenip nihai olarak sadece yetki tespitine itiraz bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
Hâl böyle olmasına karşın İlk Derece Mahkemesi tarafından 23.06.2022 tarihli oturumda ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası varmış gibi tefrik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu anlamda temyiz konusu eldeki dava bakımından, gerçekte ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası söz konusu olmadığından hüküm kurulması da olanaklı değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline 08.04.2022 tarih ve 116336 sayılı “Yetki Tespiti” konulu yazının 13.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, usul ve kanuna aykırı olarak düzenlenmiş bulunan karara karşı itirazda bulunduklarını, Türk Metal Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin bulunmadığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) yetki tespiti için aradığı koşulların oluşmadığını, başvuru esaslarına göre işçi sendikasının, yetki tespiti talebi ile Bakanlığa müracaat ederken kendisinde bulunan üyelik fişlerini yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç iş günü içinde işverene vermek zorunda olduğunu, buna karşın Türk Metal Sendikasınca taraflarına belirtilen liste veya herhangi bir belge gönderilmediği gibi herhangi bir bilgi de verilmediğini, işyerinde birçok kişinin bilgisi olmaksızın üyeliğinin mevcut olabileceğini, tespit yazısında bahsi geçen yetkilendirmenin kanunun aradığı şartları taşımadığını, %50 sayısal çoğunluğun sağlanamadığını, davalı Sendikanın işkolunun müvekkili Şirketin işkolu kapsamında yer almadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 08.04.2022 tarih ve 116336 sayılı yetki tespitinin iptaline, müvekkili Şirketin faaliyet gösterdiği işkolunun tespiti ile davalı Sendikanın işkolu yönünden yetkili olamayacağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinde yetki tespiti aşamasında sendikaya üye olan ya da üyelikten ayrılan işçilerin işverene bildirileceğine dair bir hüküm yer almadığını, sahte kayıt fişleri ile sendikaya üyelik kazanılamayacağını, kayıtlara göre 08.04.2022 tarihli ve 116336 sayılı yetki tespiti yazısının 13.04.2022 tarihi itibarıyla davacı işverene tebliğ edildiğini, davacı tarafından görevli makam olan Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince süresi içinde itiraz başvurusunda bulunulmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Türk Metal Sendikası vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı Şirket işçileri adına toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurduğunu, müvekkili Sendikanın 6356 sayılı Kanun’un aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, davacı tarafın yetki tespitine itiraz dilekçesini görevli makama süresi içerisinde kaydettirmediğini, işbu davanın Kanun’da belirtilen kesin süre içerisinde açılmadığını, müvekkili Sendikanın 12 numaralı metal işkolunda kurulu olduğunu, davacının kendisi tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmiş verilere göre 06.04.2022 tarihi itibarıyla davacının metal işkolunda faaliyette bulunan işyerlerinde 337 işçi çalıştığını, 170 işçinin de müvekkili Sendikaya üye olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacı tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına işkolu tespit başvurusu yapılmadan dava açıldığı, bu hususun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; toplu iş hukukuna göre sendikaların yetkisinin belirlenmesinde işyerine ilişkin şartların birincisinin işyerinin sendikanın faaliyette olduğu işkolunda faaliyet göstermesi, ikincisinin aynı işyerinin tek bir işyerinden mi yoksa birden çok işyerinde aynı işkolunda faaliyet gösterdiğinin belirlenmesi ve üçüncüsünün de sendikanın kurulu bulunduğu aynı işkolunda faaliyette bulunan işyeri veya işletmede sendikanın çoğunluk üye sayısına ulaşması olarak sıralandığını, belirtilen şartların gerçekleşmemesi hâlinde sendikanın yetki almasının mümkün olmadığını, bunlar kamu düzenini ilgilendirdiğinden Mahkemece resen nazara alınmak zorunda olduğunu, sadece çoğunluğa ilişkin itirazların görüldüğü yetki tespit davasında eğer işkolu veya işletme/işyerine ilişkin ayrı açılmış davalar var ise bu davaların bekletici mesele sayılması gerektiğini, aksine olarak ayrı açılmış bir dava bulunmamakla birlikte aynı dava içinde bu yönde itirazlar var ise bu hususların ön mesele olarak çözümlenmesi gerektiği konusunda Yargıtayın uzun yıllardan beri istikrarlı kararlarının mevcut olduğunu, aynı işverene ait birden fazla işyeri olduğunu, aynı çatı altında faaliyet gösteren bu iki işyerinde sadece hizmet verilen diğer fabrikalarda üretilen parçaların nihai kalite kontrollerinin yapıldığını ve bu kontroller sonucunda parçaların üretimini yapan fabrikalara raporlamasının gerçekleştirilmekte olduğunu, işletmede üretim söz konusu olmadığı gibi bu faaliyeti gerçekleştirebilecek makine ve teçhizatlarının da mevcut olmadığını, firmalarının hizmet ve kalite alanında faaliyet gösterdiğini, hatalı yetki verilen sendikanın faaliyet gösterdiği metal işkolunda faaliyet göstermediğini, tüm işkollarına hizmet verildiğini, Mahkemece işkolu veya işletme/işyeri hususlarının ön mesele olarak çözümlenmesi gerekmekte iken bu hususa ilişkin taleplerinin dinlenmemiş olduğunu, işletmede keşif yapılarak müvekkili firmanın hangi işkolunda faaliyet gösterdiğinin tespit edilmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta Mahkemece Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı işyerine ilişkin Bakanlığa yapılmış herhangi bir işkolu tespit başvurusu bulunmadığının tespit edildiğinin belirtildiği, davacı tarafça Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına işkolu tespit başvurusu yapılmadan dava açıldığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkin açılan davada ileri sürülen işkolu itirazının ayrı bir dava olarak değerlendirilmesinin olanaklı olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta, davalı Sendika tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılan başvuru ile (1245594) sicil numaralı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğun sağlandığının tespiti talep edilmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 08.04.2022 tarihli ve116336 sayılı yetki tespit kararı ile de Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığı belirlenmiştir.
2. Davacı işveren tarafından yetki tespitinin iptali talepli açılan inceleme konusu davada, sendika ile işyerinin aynı işkolunda olmadığı itirazı da dava gerekçeleri arasında ileri sürülmüştür. Belirtmek gerekir ki dava yetki tespitine itiraz istemine ilişkin olduğundan, somut olayda ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası mevcut değildir. Davacı işveren tarafından ileri sürülen işkolu itirazı yetki tespitine itiraz davasının gerekçelerinden birini teşkil etmekte olup aynı dava kapsamında bu itiraz incelenip nihai olarak sadece yetki tespitine itiraz bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
3. Hâl böyle olmasına karşın İlk Derece Mahkemesi tarafından 23.06.2022 tarihli oturumda ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası varmış gibi tefrik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu anlamda temyiz konusu eldeki dava bakımından, gerçekte ayrı bir işkolu tespitine itiraz davası söz konusu olmadığından hüküm kurulması da olanaklı değildir.
4. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
1. İşkolu tespitine itiraz davası olarak nitelendirilen temyiz konusu dava bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Harç peşin olarak alındığından, yeniden harç tayinine yer olmadığına,
3. Hükmün niteliği gereği taraflar lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.