ÖZETİ: Yetki tespit yazısını alan işveren tarafı veya kesin yetki belgesini alan işçi sendikası, bu tespit yazısını veya yetki belgesini aldığı tarihten başlayarak on beş gün içinde diğer tarafı toplu görüşmeye çağırmak zorundadır. Çağrıyı taraflardan her biri yapabilir ve çağrının doğal olarak yazılı biçimde yapılması gerekir. Eğer bu süre içinde çağrı yapılmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. Ancak taraflardan birinin süreyi kaçırması ve fakat diğer tarafın çağrıyı süresinde yapması hâlinde süreyi kaçıranın da yetki belgesi geçerliliğini korumalıdır (Ercan Akyiğit, Toplu İş Hukuku, Ankara, İkinci Baskı, 2020, s.457).
Çağrı yapan taraf toplu iş sözleşmesi akdetme arzusunu karşı tarafa yazılı olarak bildirecektir. Kanunda çağrının şekline ilişkin açık bir düzenleme yoksa da muhtevasına ilişkin ifadeden bu sonuca varmak mümkündür (Ünal Narmanlıoğlu, İş Hukuku II, Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış Üçüncü Baskı, 2016,s.412).
Dosya içeriğinden, davalı Bakanlıkça davacıların meydana getirdiği adi ortaklığa ait işletmede diğer davalı Sendikaya, toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu gösterir 09.12.2022 tarih ve 20059 sayılı yetki belgesi verildiği, davalı Sendika tarafından yetki belgesinin alınmasından itibaren on beş günlük süre içinde davacılara İstanbul 4. Noterliği aracılığı ile 28.12.2022 tarih ve 15620 yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, ihtarname içeriğinde “TİS teklifimiz dilekçemiz ekinde sunulmuştur.” ifadesi dışında bir açıklama yapılmadığı; ancak kırk maddelik bir toplu iş sözleşmesi önerisinin ihtarnamenin eki olarak gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı Bakanlıkça anılan ihtarname toplu görüşmeye çağrı olarak değerlendirilerek toplu görüşme sürecine devam edilmiş ise de ihtarname içeriğine göre davalı Sendika tarafından davacılara 6356 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen toplu görüşme çağrısının yapılmadığı anlaşılmış olup taraflardan biri, yetki belgesinin alındığı tarihten itibaren on beş gün içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağırmazsa yetki belgesinin hükmü kalmayacağından, Mahkemece davanın kabulü ile yetki belgesinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki yetki belgesinin hükümsüzlüğünün tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
- DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekili davacı Şirketler arasında imzalanan sözleşme ile kurulan adi ortaklığın dava dışı Şirket tarafından açılan ihaleyi kazandığını, davalı Sendika tarafından adi ortaklığa ait işletmede toplu iş sözleşmesi imzalamak amacıyla yetki tespit başvurusu yapıldığını, davalı Bakanlıkça diğer davalı Sendikanın yetkili olduğunun tespiti üzerine müvekkili Şirketlerce söz konusu olumlu yetki tespitinin iptali için açılan davanın reddine hükmedildiğini, bu kararın kesinleşmesinin akabinde davalı Sendika tarafından müvekkili Şirketlere İstanbul 4. Noterliğince düzenlenen 28.12.2022 tarihli ve 15620 yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, bu ihtarnamede yalnızca toplu iş sözleşmesi teklifininin dilekçe ekinde sunulduğunun belirtildiğini ve ekinde toplu iş sözleşmesi taslağının bulunduğunu, ihtarnamede görüşmeye davet, çağrı veya benzeri bir beyan yer almadığını, davalı Sendika tarafından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 46 ncı maddesine uygun şekilde çağrı yapmadığını ileri sürerek davalı Sendikanın yetki belgesinin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
- CEVAP
- Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde toplu görüşmeye çağrıya ilişkin şekil şartı belirtilmediğini, bu nedenle çağrı şeklinin toplu iş sözleşmesi sürecinin devam etmesinin önünde bir engel teşkil etmeyeceğini, Kurum işleminde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığını ve diğer iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
- Diğer davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar tarafından açılan olumlu yetki tespitinin iptaline ilişkin davanın reddine dair kararın kesinleşmesi üzerine davalı Bakanlıkça yetki belgesinin düzenlenerek taraflara tebliğ edildiği ve toplu görüşme sürecinin başladığı, davalı Sendikanın 28.12.2022 tarihli ve 15620 yevmiye numaralı ihtarnameye toplu iş sözleşmesi teklifini ekleyerek davacı işverenleri toplu iş görüşmesine davet ettiği, davacılar tarafından 28.12.2022 tarihli ve 15620 yevmiye numaralı ihtarnamede çağrı veya görüşmeye davet ve benzeri herhangi bir talep veya beyan yer almadığının ileri sürüldüğü, 6356 sayılı Kanun’un 44, 46 ve 47 nci maddelerine göre davalı Sendikanın davacıları anılan ihtarnameye toplu iş sözleşmesi taslağını da ekleyerek toplu görüşmeye çağırdığı, çağrıdan sonra yapılacak işin tarafların mutabakatı ile 6 iş günü içinde toplu görüşmenin gün ve saatinin belirlenmesi olduğu, davaya konu olayda tarafların 6 iş günü içinde toplu görüşmenin gün, yer ve saatini belirlememesi nedeniyle görüşmenin görevli makam tarafından belirlendiği ve sürecin buna göre devam ettirildiği, yetki belgesinin kesinleşmesinden sonra toplu iş sözleşme sürecinin devamında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; yargılama esnasında davalı Bakanlığın 19.06.2023 tarihli ve 261750 sayılı kararı ile davalı Sendikanın 06.03.2023 tarihinden itibaren 60 gün içerisinde grev kararı almaması sebebiyle yetki belgesinin hükümsüz kaldığına karar verildiğini, bu nedenle davanın kabulü gerektiğini, davalı Sendika tarafından tüm sendikal sürecin hükümsüz yetki belgesi ile sürdürüldüğünü, bu hususun Bakanlığın hükümsüzlük kararı ile sabit hâle geldiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümsüzlük kararı yok sayılarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta, davalı Sendikanın davacıları toplu görüşmeye 28.12.2022 tarihli ihtarname ile çağırdığı, çağrıya toplu iş sözleşmesi taslağını da eklediği, tarafların mutabakatı ile 6 iş günü içinde toplu görüşmenin gün ve saatinin belirlenmesi gerekirken taraflarca 6 iş günü içinde toplu görüşmenin gün, yer ve saatinin belirlenmemesi nedeniyle görüşmenin 08.02.2023 tarihinde görevli makam tarafından belirlendiği ve sürecin buna göre işlediği, yetki belgesinin kesinleşmesinden sonra da toplu iş sözleşmesi sürecinin devamında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, davacıların yetki belgesinin hükümsüzlüğüne dayandığı, davalı Sendika tarafından 6356 sayılı Kanun uyarınca süresi içinde ve usulüne uygun çağrı yapıldığından yetki belgesinin hükümsüzlüğünün söz konusu olmadığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yetki belgesinin hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
- 6356 sayılı Kanun’un “Yetki belgesi” kenar başlıklı 44 üncü maddesi şöyledir:
“Tespit yazısına süresi içinde itiraz edilmemişse sürenin bitimini takip eden altı iş günü içinde; yapılan itiraz reddedilmişse ya da kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen sendikanın itirazı sonucunda yetki şartlarına sahip olduğunu tespit eden kesinleşmiş mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde; ilgili sendikaya, Bakanlıkça bir yetki belgesi verilir.
- 6356 sayılı Kanun’un “Toplu görüşmeye çağrı” kenar başlıklı 46 ncı maddesi şöyledir:
“(1) Taraflardan biri, yetki belgesinin alındığı tarihten itibaren on beş gün içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağırır. Çağrı tarihi, çağrıyı yapan tarafça derhâl görevli makama bildirilir.
(2) Bu süre içerisinde çağrı yapılmazsa, yetki belgesinin hükmü kalmaz.
(3) Çağrıyı yapan taraf, toplu görüşmede ileri süreceği tekliflerin bütününü çağrı süresi içinde karşı tarafa vermek zorundadır. Ancak, tarafların toplu görüşme gereği ileri sürecekleri tekliflerde değişiklik yapma hakları saklıdır.”
- 6356 sayılı Kanun’un “Toplu görüşmenin başlaması ve süresi” kenar başlıklı 47 nci maddesi şöyledir:
“(1)Çağrının karşı tarafa tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde taraflar toplu görüşmenin yer, gün ve saatini aralarında anlaşarak belirler ve bunu görevli makama yazı ile bildirir. Anlaşmaya varılamazsa, taraflardan birinin başvurusu üzerine, yapılacak ilk toplantının yeri, günü ve saati görevli makamca derhâl belirlenir ve taraflara bildirilir.
(2) İşçi sendikası, çağrı tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılacak olan ilk toplantıya gelmez veya aynı süre içinde toplu görüşmeye başlamazsa yetkisi düşer.
(3) Toplu görüşmenin süresi, ilk toplantı tarihinden itibaren altmış gündür. “
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile371 inci maddesi.
- Değerlendirme
- Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
- Yetki tespit yazısını alan işveren tarafı veya kesin yetki belgesini alan işçi sendikası, bu tespit yazısını veya yetki belgesini aldığı tarihten başlayarak on beş gün içinde diğer tarafı toplu görüşmeye çağırmak zorundadır. Çağrıyı taraflardan her biri yapabilir ve çağrının doğal olarak yazılı biçimde yapılması gerekir. Eğer bu süre içinde çağrı yapılmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. Ancak taraflardan birinin süreyi kaçırması ve fakat diğer tarafın çağrıyı süresinde yapması hâlinde süreyi kaçıranın da yetki belgesi geçerliliğini korumalıdır (Ercan Akyiğit, Toplu İş Hukuku, Ankara, İkinci Baskı, 2020, s.457).
- Çağrı yapan taraf toplu iş sözleşmesi akdetme arzusunu karşı tarafa yazılı olarak bildirecektir. Kanunda çağrının şekline ilişkin açık bir düzenleme yoksa da muhtevasına ilişkin ifadeden bu sonuca varmak mümkündür (Ünal Narmanlıoğlu, İş Hukuku II, Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış Üçüncü Baskı, 2016,s.412).
- Dosya içeriğinden, davalı Bakanlıkça davacıların meydana getirdiği adi ortaklığa ait işletmede diğer davalı Sendikaya, toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu gösterir 09.12.2022 tarih ve 20059 sayılı yetki belgesi verildiği, davalı Sendika tarafından yetki belgesinin alınmasından itibaren on beş günlük süre içinde davacılara İstanbul 4. Noterliği aracılığı ile 28.12.2022 tarih ve 15620 yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, ihtarname içeriğinde “TİS teklifimiz dilekçemiz ekinde sunulmuştur.” ifadesi dışında bir açıklama yapılmadığı; ancak kırk maddelik bir toplu iş sözleşmesi önerisinin ihtarnamenin eki olarak gönderildiği anlaşılmaktadır.
- Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı Bakanlıkça anılan ihtarname toplu görüşmeye çağrı olarak değerlendirilerek toplu görüşme sürecine devam edilmiş ise de ihtarname içeriğine göre davalı Sendika tarafından davacılara 6356 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen toplu görüşme çağrısının yapılmadığı anlaşılmış olup taraflardan biri, yetki belgesinin alındığı tarihten itibaren on beş gün içinde karşı tarafı toplu görüşmeye çağırmazsa yetki belgesinin hükmü kalmayacağından, Mahkemece davanın kabulü ile yetki belgesinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
- KARAR
Açıklanan sebeplerle;
- Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
- İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Relevant Law / Article
6356 S. NGO/46, 47
T.R.
SUPREME COURT
LEGAL DEPARTMENT
Docket No. 2024/8100
Decision No. 2024/9895
Date: 24.06.2024
PROCEDURE FOR THE AUTHORIZED UNION TO CALL THE EMPLOYER TO A COLLECTIVE MEETING
INCALL FOR MASS MEETING MUST BE MADE IN WRITING
THE WORKERS’ UNION THAT HAS RECEIVED THE AUTHORIZATION CERTIFICATE MUST CALL THE EMPLOYER TO A COLLECTIVE MEETING WITHIN FIFTH DAYS.
THE UNION’S CERTIFICATE OF AUTHORITY WILL NEVER CALL FOR A COLLECTIVE MEETING WITHIN 15 DAYS AFTER RECEIVING THE CERTIFICATE OF AUTHORITY.
CALL FOR MASS MEETING MAY BE MADE BY ONE OF THE PARTIES
IF ONE OF THE PARTIES EXPENSES THE FIFTEEN DAY PERIOD, AND THE OTHER PARTY MAKE A CALL FOR A COLLECTIVE MEETING WITHIN THE PERIOD, THE AUTHORIZATION CERTIFICATE OF THE PARTY MISSING THE PERIOD WILL REMAIN VALID.