YİRMİDÖRT SAAT NÖBET TUTUP YİRMİ DÖRET SAAT ÇALIŞMA

SAYILAR

Esas No : 2008/33542
Karar No : 2010/21084
Tarihi : 29.06.2010
İlgili Kanun/Madde : 4857 S.İşK/41
Yargı Yeri: YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • YİRMİDÖRT SAAT NÖBET TUTUP YİRMİ DÖRET SAAT ÇALIŞMA • GÜNLÜK ÇALIŞMANIN 14 SAAT OLRAK KABULÜNÜN GEREKMESİ • FAZLA ÇALIŞMA TAHAHKUKUNUN FAZLA ÇALIŞMAYI TAM OLRAK ÖDEMEM AMACINA YÖNELMESİ • FARKIN ÖDENMESİNİN GEREKMESİ

Tam Metin

 

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2008/33542
2010/21084
29.06.2010
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/41
   

  • YİRMİDÖRT SAAT NÖBET TUTUP YİRMİ DÖRET SAAT ÇALIŞMA
  • GÜNLÜK ÇALIŞMANIN 14 SAAT OLRAK KABULÜNÜN GEREKMESİ
  • FAZLA ÇALIŞMA TAHAHKUKUNUN FAZLA ÇALIŞMAYI TAM OLRAK ÖDEMEM AMACINA YÖNELMESİ
  • FARKIN ÖDENMESİNİN GEREKMESİ
  ÖZETİ davacının 24 saat nöbet tutarak 24 saat dinlendiği ve her nöbetinde 14 saat çalıştığı, her ayın 1. haftasında 45 saati geçen çalışma bulunmasa da, 2. hafta çalışmasında 4 gün çalışması sonucu haftada 11 saat fazla çalışma yaptığı isabetli bir şekilde tespit edilmiştir. Ancak, dosyaya sunulu bulunan davacının 2003-2007 tarihleri arasında kaç gün çalıştığını gösteren resmi nitelikteki Gümrük Müdürlüğü nöbet çizelgeleri değerlendirilmemiştir. Davalı işveren 2002 yılına ait bordrolarda tespit gibi ayda 22,5 saat üzerinden fazla çalışma alacağı ödemesine rağmen, çalışma koşullarında herhangi bir değişiklik olmadığı halde sonradan standart olarak aylık 12 saat üzerinden bordro ile fazla çalışma ödemesi yapmıştır. Bu durumda tahakkuk yapılmış olsa bile yapılan tahakkukun fazla çalışma alacağının tam olarak ödememek amacıyla yapıldığı anlaşıldığından aradaki farkın hesaplanarak ödenmesi gerekir. Davacının bu yöndeki itirazları ve davalı işveren tarafından sonradan dosyaya sunulan bordrolar da değerlendirilerek fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir
 
 
             

DAVA                                  :Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili, yıllık izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
                                   Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
  Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi U.Ocak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının ve davacının ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtlan, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılması olanaklı değildir. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağını ve zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (m.69/3). Bu hal de günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık 45 saat olan yasal çalışma sının aşılmamış olsa da günde 7.5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin karan bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2007/ 40862 E, 2009/ 17766 K).
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41. maddesinde yazılı olan fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. Dairemizin kökleşmiş uygulaması bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.).
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay'ca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/ 25857 E, 2008/ 20636 K., Yargıtay 9.HD. 28.4.2005 gün 2004/ 24398 E, 2005/ 14779 K. ve Yargıtay 9.HD. 9.12.2004 gün 2004/ 11620 E, 2004/ 27020 K.). Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, bir işçinin günlük normal çalışma süresinin üzerine sürekli olarak fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık, mazeret, izin gibi nedenlerle belirtilen şekilde çalışılamayan günlerin olması kaçınılmazdır. Böyle olunca fazla çalışma ücretinden bir indirim yapılması gerçek duruma uygun düşer. Fazla çalışma ücretinden indirim, taktiri indirim yerine, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık anlatından yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, davacının 24 saat nöbet tutarak 24 saat dinlendiği ve her nöbetinde 14 saat çalıştığı, her ayın 1. haftasında 45 saati geçen çalışma bulunmasa da, 2. hafta çalışmasında 4 gün çalışması sonucu haftada 11 saat fazla çalışma yaptığı isabetli bir şekilde tespit edilmiştir. Ancak, dosyaya sunulu bulunan davacının 2003-2007 tarihleri arasında kaç gün çalıştığını gösteren resmi nitelikteki Gümrük Müdürlüğü nöbet çizelgeleri değerlendirilmemiştir. Davalı işveren 2002 yılına ait bordrolarda tespit gibi ayda 22,5 saat üzerinden fazla çalışma alacağı ödemesine rağmen, çalışma koşullarında herhangi bir değişiklik olmadığı halde sonradan standart olarak aylık 12 saat üzerinden bordro ile fazla çalışma ödemesi yapmıştır. Bu durumda tahakkuk yapılmış olsa bile yapılan tahakkukun fazla çalışma alacağının tam olarak ödememek amacıyla yapıldığı anlaşıldığından aradaki farkın hesaplanarak ödenmesi gerekir. Davacının bu yöndeki itirazları ve davalı işveren tarafından sonradan dosyaya sunulan bordrolar da değerlendirilerek fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.