İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/32, 41
6100 S. HMK/107
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/5271
Karar No. 2022/6521
Tarihi: 25.05.2022
lZAMANAŞIMI
lBELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇILMASIYLA ZAMAN AŞIMININ KESİLECEĞİ
ÖZETİ: Davacı fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını belirsiz alacak davası olarak talep etmiştir. Yukarıda yer verilen ilgili hukuk kısmında belirsiz alacağa ilişkin düzenlemelere göre belirsiz alacak davası açılmasıyla zamanaşımı kesilir, bunun sonucu olarak da ıslaha karşı zamanaşımı def'inin sonuca etkisi olmaz.
DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı davalı Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Türkmenistan Şantiyesinde şantiye şefi olarak 20.03.2014-04.10.2016 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence 04.10.2016 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davacının aldığı son net ücretinin 4.500,00 USD olduğunu, günde 3 öğün yemek, yatacak yer ve yol masraflarının işveren tarafından karşılandığını, davacıya yapılan ücret ödemelerinin düzensiz olduğunu, elden ödenen avansların bulunduğunu, 2016 yılı Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ilişkin ücretlerinin ödenmediğini, haftanın 7 günü 08.00-18.00 saatleri arası çalıştığını, çalışmasının ortalama olarak haftanın 4 günü saat 22.00'ye kadar uzadığını, dinî bayramlarda sadece 1 gün izin verildiğini, diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalıştığını, ancak fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile bakiye ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının temerrüt tarihlerinden itibaren döviz mevzuatına uygulanan faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Nata İnş. Tur. Taş. Tic. ve San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Şirket arasında bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili Şirkete husumetin düşmeyeceğini, davacının taleplerine karşı zamanaşımı def''inde bulunduklarını, davacının, müvekkili Şirketin Türkmenistan şantiyesinde taşeron firma olan diğer davalı Şirket işçisi olarak çalıştığını, diğer davalı Şirket tarafından her ay çalıştırdığı personele yapılacak ücret ödemelerine ilişkin listelerin müvekkili Şirkete gönderildiğini ve listelere göre taşeron şirkete ödemelerin yapıldığını, şantiyede çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arası olduğunu, pazar günleri çalışma yapılmadığını, işin yoğunluğuna göre pazar günü çalışma ve fazla çalışma yapılması hâlinde karşılığının eksiksiz olarak ödendiğini, Türkmenistan’da yabancıların saat 22.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı bulunduğundan davacının saat 22.00'ye kadar çalışma yapmasının mümkün olmadığını, Türkmenistan’daki bayram ve anma günlerinin Türkiye’deki ulusal bayram ve genel tatil günlerinden daha fazla olduğunu ve Türkmenistan’daki bayram ve anma günlerinde çalışma yapılmadığı düşünüldüğünde, davacının ulusal bayram alacağı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Te-Se İnşaat Tekstil Gıda İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerine karşı zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve ihbarsız sona erdirilmesinin söz konusu olmadığını, iddia edilen hak ve alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkili Şirketten talep edebileceği hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının aylarca ücreti ödenmeksizin ve iddia edilen sürelerde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları kapsamında bulunan Te-Se İnşaat Tekstil Gıda İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 30.11.2016 tarihinde internet ortamında düzenlenen işten ayrılış bildirgesinde, 30.11.2016 tarihinde davacının işten ayrılış bildiriminin yapıldığı, işten ayrılış nedeni olarak “Kod 03- Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa)” şeklinde bildirim yapıldığı, dosya kapsamında istifaya ilişkin ayrıca belgenin veya bir ispatın bulunmadığı, iş sözleşmesi ihbar önelsiz olarak feshedildiği gibi ücret alacaklarının da ödenmediği anlaşılmakla, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı tarafça işçilik alacaklarının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilinin talep edildiği, davalı Nata Şirketinin asıl işveren, diğer davalı TE-SE LTD'nin alt işveren olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı gibi davalıların da kabulünde olduğu, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklara ilişkin miktarlara itibar edilerek hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Nata Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, davacının ücretinin sözleşmede 1.100,00 USD olarak belirlendiğini, ücretin tespitinde öncelikle yazılı delillerin dikkate alınması gerektiğini, Ostim Şubesindeki kayıtların getirtilmediğini, davacının projeyi sevk ve idare eden kişi olduğunu, fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğini, fazla çalışma alacağı belirlenirken davalı tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından dikkate alınan 4.000,00 USD ücretin çıplak ücret olmadığını, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ücrete dâhil olduğunu, bu alacaklar belirlenirken davalı tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, yine bu alacaklar yönünden zamanaşımı değerlendirmesi yapılmadığını ve alacaklara kanuni faiz uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden 5 yıllık zamanaşımının dikkate alınması gerektiği, 20.03.2014-04.10.2016 dönemi için alacaklar hesaplanıp ıslah tarihi 09.07.2021 olduğundan, 09.07.2016 tarihinden önceki alacağın zamanaşımına uğradığı, davalıların ıslaha karşı süresi içerisinde zamanaşımı def'ini de içeren itirazlarını sunduğu, anılan alacakların istinaf talebinde bulunan davalı Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş. yönünden zamanaşımına uğradığı, zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasına ilişkin istinaf başvurusu isabetli olup bu durum dikkate alındığında davacının Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş. yönünden hak kazanılacak ücret alacağının 8.129,60 USD, fazla çalışma ücreti alacağının 1.414,73 USD, hafta tatili ücreti alacağının 442,11 USD ve ulusal bayram ve genel tatil alacağının ise 392,98 USD olduğu, davalı Te-Se Şirketinin istinaf başvurusu bulunmayıp emsal Yargıtay kararları gereği sirayet de mümkün olmadığından zamanaşımı def'in bu davalı yönünden dikkate alınmadığı, ayrıca davacının ücretinin banka kayıtlar ve tanık beyanları dikkate alınarak belirlendiği, faiz türünde ise hata bulunmadığı gerekçesiyle, Davalı Nata İnşaat Turizm Taşımacılık Tic. ve San. A.Ş.'nin diğer istinaf sebeplerinin reddine, zamanaşımına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Nata Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı yönündeki nitelendirmenin hatalı olduğu, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu nedenle zamanaşımının hatalı değerlendirildiği, ayrıca zamanaşımı süresi değerlendirmeye alınırken Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı kararında olduğu gibi 09.07.2021 tarihinden geriye 5 yıl hesap edilerek 09.07.2016 tarihine gitmekle yetinilemeyeceği, pandemi nedeniyle 2480 Karar sayılı Cumhurbaşkanlığı kararıyla durdurulan sürelerin ve arabuluculukta geçen sürelerin zamanaşımı hesabına katılacağı kuşkusuz olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
2-Davalı Nata İnş. Turz. Taş. Tic. ve San. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde; davacının yurt dışında Türkmenistan'da çalıştığından ücret gelirinin gelir vergisi, damga vergisi, Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisi gibi kesintilere tabi olmadığı, bu nedenle tüm taleplerinin net olarak hesaplanması gerektiği, bilirkişi brüt üzerinden hesaplama yaptığından kararın bozulması gerektiği, davacının Te-Se İnşaat çalışanı oluğu ve istifa ederek işyerinden ayrıldığından ücret alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatı hakkının bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu, ek rapor taleplerinin reddedilmesinin yerinde olmadığı, davacının ücretinin 4.000,00 USD olmadığı, davacının hesapları kontrol edildiğinde her ay değişen meblağlarda ödeme tutarı varsa bunun davacının ücretine ek olarak aldığı fazla çalışmaların karşılığı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, aksi hesaplamanın mükerrer ödemeye neden olduğu, davacının yazılı iş sözleşmesine itiraz etmediği, bu durumda 2014 yılında işe başladığında davacının 1.100,00 USD ücret aldığının kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği, yazılı delillerin görmezden gelindiği, tanık anlatımları ile sonuca gidildiği, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince sadece zamanaşımı iddiasının dinlendiği, davacının talep ettiği tüm alacak kalemlerinin müvekkili Şirket tarafından diğer davalı TE-SE İnş. Tekst. Gıda İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’ye ödendiği, belgelerin bankadan celbedilmediği, davacının fazla çalışma ücretinin bulunmadığı, davacının şantiye amiri/şantiye şefi olarak çalıştırıldığından kendi mesaisini belirlediği için fazla çalışma talep edemeyeceği, ücretinin de yüksek belirlendiği, kabulün de salt davacı tanık beyanına göre yapıldığı, bilirkişi raporunda davacının aylık net ücretinin 4.000,00 USD olarak değerlendirilerek fazla çalışmalar için fark alacak hesaplanmasının da isabetsiz olduğu, Türkmenistan'da mevcut tatil günlerinin Türkiye' deki tatil günlerinden çok daha fazla olduğu, yılbaşında dahi 7 gün tatil olduğu ve işyerlerinde çalışma yapılmadığı, dosyaya Türkmenistan'ın ulusal bayram ve tatil günlerinin eklendiği, bu delillerin hiç değerlendirmeye alınmadığı, davacının Türkmenistan'da çalışmasından ötürü değerlendirmelerin Türkmenistan şartlarına göre yapılması ya da Türkmenistan'da çalışılmayan ulusal bayram ve tatil günlerinin tenzil edilmesi de gerektiği, hafta tatili çalışma iddiasının ispatlanmadığı, tüm alacak kalemleri için temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep edilmiş ise de bu talebin de haklılığının bulunmadığı, davacının dava konusu yaptığı alacak kalemleri için talep edebileceği faizin kanuni faiz olabileceği, en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, ücreti, bakiye aylık ücret ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa alacakların hesabı, karşılıklarının ödenip ödenmediği ve bu alacakların zamanaşımı uğrayıp uğramadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.26 Mart 2020 tarihli ve 31080 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (7226 sayılı Kanun) geçici 1 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
“(1)Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
“a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler;6/1/1982tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, … İtibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
…"
2. Bilahare 30.04.2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile de yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen bu sürelerin 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmasına karar verilmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. …"
4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 157 nci maddesinde "Bir dava veya def'i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar.
Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Zamanaşımı, iflas masasına başvurma sebebiyle kesilmişse, iflasa ilişkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doğumundan itibaren yeniden işlemeye başlar." kuralına yer verilmiştir.
5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi" kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:
"(1) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(2) Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz."
6. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin on yedinci fıkrası "Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez." hükmünü havidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen karara karşı davalı Nata Şirketince istinaf kanun yoluna başvurulmasını müteakiben Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu zamanaşımı yönünden yerinde kabul edilip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararında; kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden 5 yıllık zamanaşımı dikkate alıp ıslah tarihinin 09.07.2021 olduğu gözetilerek buna göre 09.07.2016 tarihinden önceki alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilmiştir.
3. Ne var ki davacı fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını belirsiz alacak davası olarak talep etmiştir. Yukarıda yer verilen ilgili hukuk kısmında belirsiz alacağa ilişkin düzenlemelere göre belirsiz alacak davası açılmasıyla zamanaşımı kesilir, bunun sonucu olarak da ıslaha karşı zamanaşımı def'inin sonuca etkisi olmaz.
4. Hâl böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince belirsiz alacak davasının bu sonucu dikkate alınmadan, bahse konu alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
5. Öte yandan, Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla çıkarılan ve yukarıdaki ilgili hukuk kısmında zikredilen 7226 sayılı Kanun hükmü ile Cumhurbaşkanı kararı gereğince dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13.3.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla bu sürelerin zamanaşımı hesabında dikkate alınması gerektiği açıktır.
6. Keza 6325 sayılı Kanun'un ve 7036 sayılı Kanun'un ilgili hukuk kısmında belirtilen hükümleri gereğince de arabuluculuk sürecinde geçen sürelerinde zamanaşımı hesabında gözetilmesi gereklidir.
7. Nitekim davacı tarafça ıslahın bu durma süreleri dikkate alınarak yapıldığı anlaşılmaktadır. İstinaf denetiminde bu olgu gözetilerek bir değerlendime yapılması gereklidir.
Netice itibarıyla, Bölge Adliye Mahkemesince davanın türü (belirsiz alacak) dikkate alınmadan, yine Covid-19 nedeniyle getirilen durma süreleri ile arabuluculuk süreci için öngörülen durma süresi gözetilmeksizin zamanaşımı hesabı yapılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.