FESİH BİLDİRİMİNİN YAZILI OLARAK YAPILMAMASI

SAYILAR

Esas No : 2024/1191
Karar No : 2024/1132
Tarihi : 17/10/2024
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/18-21
Yargı Yeri: T.C. GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar :

FESİH BİLDİRİMİNİN YAZILI OLARAK YAPILMAMASI
GEÇERSİZ FESİH

Tam Metin

ÖZETİ: Dosya kapsamı taraf iddiaları, SGK kayıtları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacıya yazılı fesih bildirimi gönderildiği belirtilmiş ise de, davacı ve tanıklarının çıkışının yazılı fesih bildiriminden önce sözlü olarak yapılan fesih bildirimi ile feshedildiği, feshin biçimsel koşullarına uyulmadığı anlaşıldığından, bu nedenle feshin geçersizliğine ve davacının davalı iş yerindeki işin iadesine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı müvekkil, 6301200507838 SGK sicil numarası ile davalı işveren bünyesinde 08.03.2021 tarihinden iş akdinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği 22.05.2023 tarihine kadar davalı Yeşil Hayat Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş deönce muhasebe bölümünde sonra satış elemanı olarak çalıştığı, davalı tarafından haksız, yersiz ve sebepsiz bir şekilde iş aktine son verildiği iddiası ile feshin geçersizliğine ve işine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı işçinin 22.05.2023 tarihinde kendi isteğiyle ayrıldığı, şirkette iş kapasitesinin azalması, şirkettin ekonomik durumunun bozulması, personele ihtiyaç kalmaması nedeniyle bazı işçilere iş sözleşmesi feshedileceğine dair ihtarname gönderildiği, bu süreçte ihbar süreleri hesaplanarak davacıya bu süreye göre tebligat çekildiği, ihbar süresinde iş araması için süre verildiği, kendisine ihtar çekildiğini anlayan davacının son dönemlerde işe geliş – çıkış saatlerinde sorun çıkarmaya başladığı, işini daha az emek vererek yapmaya başladığı, sonrasında ise ihbar tazminatına da hak kazanmak için artık çalışmak istemediğini yeni iş bulduğunu belirterek ayrıldığı, kendi rızasıyla tek taraflı olarak istifa eden davalının söz konusu davayı açması haksız ve kötü niyetli olduğu, işten ayrılan işçiler yerine kimseyi almayarak küçülmeye giden işverenin işlerinin durma noktasında olduğu savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KONUSU İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama toplanan delillere göre, SGK kaydına göre şirketin faaliyetine son verdiği, zorunlu nedenlerle davacıyı işten çıkarmak zorunda kaldığı, davalı iş yerinde şu anda beş işçinin çalıştığı, 34 işçinin işten çıkartıldığı, yerine de işçi alımı yapılmadığı, yapılan fesihte işverenin haklı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının işten çıkartıldığı ayda iki yeni işçi alımı yapıldığının SGK kayıtlarında görüldüğünü, işverenin fesihten önce fazla çalışmaları azaltma veya kaldırma, işçinin rızası ile çalışma süresini kısıltma mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirme, işçileri gerekir ise eğiterek başka işte çalıştırma gibi fesihten kaçınma imkanlarının kullanılması, feshin son çare olması ilkesine uygun hareket etmesi gerektiği halde işverenin buna uygun hareket etmediğini, ayrıca feshin biçimsel koşullarına uyulması zorunluluğu bulunduğunu, mahkemece gerekir ise keşifte yapılarak bu konuda rapor alınmadan yeni işçi alımı da yapıldığı halde eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtir istinaf gerekçelerini sunmuştur.
GEREKÇE:
6100 sayılı H.M.K.’nun 353.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
Taraflar arasında, davacının iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği, bu bağlamda işe iadesinin gerekip gerekmediği uyuşmazlık konusudur.
Davalı iddiasına göre, davacıya yazılı fesih bildirimi gönderildiği ve çalışmaya devam ederken, başka bir iş bulduğu için ve ihbar tazminatına hak kazanmak için davacının kendisi işi bırakmış, davacı ise işçinin iş sözleşmesinin yazılı fesih bildirimi yapılmadan ve savunması alınmaksızın feshedilemeyeceğini iddia etmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Bu kapsamda, işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
Davalı tarafından davacıya gönderilen 05/05/2023 tarihli noter ihtarında “…şirkette iş kapasitesinin azalması, şirketin ekonomik durumunun bozulması, personele ihtiyaç kalmaması sebebiyle iş sözleşmesinin feshedileceği, iş kanunun 17.maddesine göre 6 haftalık ihbar süresinin olduğu ve kullandırılacağı, bu sürede iş kanunun 27.maddesi uyarınca günlük saatlik iş arama izni kullanabileceği, süre sonunda ilişiğinin kesileceği” bildirilmiştir. Davalı tarafından sunulan bu yazılı fesih bildiriminin davacı işçiye tebliğ edildiğini gösterir tebliğ evrakı sunulmamıştır.
Davalı tanığı, küçülme nedeniyle işten çıkarma yapıldığını, işten çıkartılacağı yönünden ihtarname gönderdiklerini davacıya sözlü olarak söylediklerini, bunun üzerine davacının ihtarnamenin eline geçmesini beklemeden kendisinin işten ayrıldığını beyan etmiş, davacı tanıkları ise niçin işten çıkartıldıklarını bilmediklerini, işten çıkartılmadan önce ihtarname gönderilerek işten çıkışlarının verileceğinin söylendiğini (tanık Mehmet Aksoy ihtarname gönderileceği söylenmeden direk çıkışının verildiğini beyan etmiş) beyan etmişlerdir. SGK kaydına göre davacının ve tanıklarının işten çıkış sebebinin 04 olarak gösterilerek 22/05/2023 tarihlerinde çakışlarının verildiği görülmüş olup davalının iddia ettiği şekilde işçinin istifası olarak gösterilmediği görülmüştür.
Dosya kapsamı taraf iddiaları, SGK kayıtları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacıya yazılı fesih bildirimi gönderildiği belirtilmiş ise de, davacı ve tanıklarının çıkışının yazılı fesih bildiriminden önce sözlü olarak yapılan fesih bildirimi ile feshedildiği, feshin biçimsel koşullarına uyulmadığı anlaşıldığından, bu nedenle feshin geçersizliğine ve davacının davalı iş yerindeki işin iadesine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Kabule göre de, davalı ismi Yeşil Hayat Makine San. ve Tic.A.Ş. olduğu halde karar başlığında ve uyapta tüzel kişiliği bulunmayan Yeşil Hayat Makine San. ve Tic.A.Ş. Şanlıurfa şubesinin davalı olarak gösterilmesi hatalı olmuştur.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hususları dikkate alındığında, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davanın kabulü bakımından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının aşağıdaki şekilde kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-İlk derece Mahkemekararının KALDIRILMASINA,
B- Davanın KABULÜNE;
1-) Davalı işverenler tarafından yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının davalı iş yerindeki İŞİNE İADESİNE,
2-)Davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak 4 (dört) aylık ücret tutarı olan brüt 62.374,40 TL olarak TESPİTİNE,
3-)Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleştiği tarihe kadar doğmuş bulunan en çok 4 (dört) aylıkücret ve diğer haklarının tutarı olan brüt 79.638,40 TL boşta geçen süre ücretinin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin TESPİTİNE, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan MAHSUBUNA,
4-) Alınması gereken 427,60 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL nin mahsubu ile bakiye 247,7‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-) Davacı tarafından yatırılan 359,8‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-) Davacı taraf kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince karar tarihine göre,30.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-) Davacı tarafından ödenen 2.430,75-TL yargılama giderinin (posta, tebligat, vs)davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-) Davalı tarafından ödenen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-) İstinaf karar harcının istem halinde davacıya iadesine,
10-) Kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
11-) Kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İLK derece MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
17/10/2024 tarihinde yapılan müzakeresi sonucunda, 7036 Sayılı Kanunun 8. Ve 9. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle Karar verildi.