İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/18-21, 22
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2022/4684
Karar No. 2023/142
Tarihi: 19/01/2023
lİŞ KOŞULLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK
lİŞÇİNİN ESASLI DEĞİŞİKLİĞİ KABUL ETMEMESİ
lİŞVERENİN ESASLI DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN OBJEKTİF NEDEN GÖSTEREMEMESİ
lGEÇERSİZ FESİH
ÖZETİ: Davacının sözü geçen yer değişikliğini kabul etmediğine ilişkin ihtirazi kayıtla 31/08/2021 tarihinde yazıyı tebliğ aldığı, 31/08/2021 tarihli fesih yazısı ile yapılan görev değişikliğini kabul etmemesinden dolayı tüm yasal haklarının ödenmek suretiyle iş sözleşmesinin fesh edildiğinin imzasına tebliğ edildiği veişten ayrılış bildirgesinin 04 no.lu kod ile (işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden fesih) kuruma bildirim yapıldığı belirlenmiştir. Davacının iş akdinin işverenin genişletilmiş yönetim hakkı nedeniyle feshedildiği iddia edilmiş ise de davalı tarafın görevlendirme için geçerli sebeplerini ileri sürmediği, yapılmak istenen değişikliğin esaslı değişiklik olduğu, nakil işleminde objektif nedenler bulunmadığı, davalı tarafça iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamadığına ilişkin mahkeme belirlemesi yerindedir.
DAVA: Yukarıda bilgileri yazılı bulunan kararın istinaf yolu ile incelenmesini davalı vekilinin yasal süre içerisinde istemesi üzerine, Hakim Özlem Pamuk Edis tarafından düzenlenen rapor ile dosyadaki tutanaklar ve belgeler okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle: Müvekkilin davalı şirket Defacto Perakende Tic. A.Ş.'ye ait işyerlerinde 01.10.2010 – 31.08.201 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, müvekkilin son işyerinin Yozgat ilinde bulunan Novada AVM Şubesi olduğunu, davalı işverence davacının işten ayrılışının "04" kodu ile gösterildiğini, kod göz önüne alındığında iş akdinin haklı bir feshe dayanmadığının açıkça anlaşıldığını, müvekkile 26.08.2021 tarihinde iş dışı görev yeri değişikliğinin yazılı olarak bildirildiğini, Müvekkilin hukuka aykırı görev yeri değişikliğini kabul etmediğini, görev yeri değişiklikliğinin tamamen davalı işverenin keyfiyetine bağlı olduğunu ve işçi aleyhine esaslı değişiklik olduğunu, işverence belirtilen sözleşme hükmüne göre yapılacak görev yeri değişiklikliğinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu vb. hususları belirterek davacı müvekkilin iş akdi feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini, işverenin davacı müvekkili işe başlatamaması halinde davalı işverence iyi niyetten yoksun fesih de göz önüne alınarak 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesini, kararın kesinleştirilmesine kadar müvekkilin çalıştırılmadığı süreleri için müvekkile 4 aylık ücret ve diğer tüm hak ve alacaklarının ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilin görev değişikliği değil görev yeri değişikliği yaptığı, bir diğer ifade ile iş sözleşmesi dahilinde nakil yapıldığını, davacının Yozgat'tan Tekirdağ'da bulunan şubeye naklinin zorunlu olduğunu, başka bir deyişle Tekirdağ da davacı pozisyonunda yetkin bir işçiye ihtiyaç olduğu, bu ihtiyacın Tekirdağ'da bulunan diğer işçilerden karşılanamayacağı, buna bağlı olarak işverenin nakil yetkisini usulüne uygun ve iyi niyetli kullandığı hususunun somut olduğunu, davacının iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak yapılan nakil işlemini sözleşmeye aykırı bir şekilde kabul etmediğini, bunun üzerine davacının iş akdinin müvekkil işveren tarafından 31.08.2021 tarihinde İş Kanununun 22. maddesi ve iş sözleşmesi kapsamında geçerli nedenle feshedildiğini ve kendisine tüm yasal haklarının ödendiğini, davacının da müvekkil işvereni ihtirazı kayıt koymaksızın 31.08.2021 tarihinde ibra ettiğini, müvekkilin hem merkez hem mağaza çalışanları için geçerli olmak üzere geriye dönül 5 yıl içerisinde en az 63 kişinin görev yeri değişikliği / nakil işlemini yaptığını, bahse konu çalışanların iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olmayan işbu görev yeri değişiklikleri gereği yeni görev yerlerinde çalışmaya başladıklarını, müvekkil işvereninin iş sözleşmesinden kaynaklanan yetkisinin kötüye kullanıldığının davacı tarafından ispat edilemediğini, davacının bilinçli ve kötü niyetli olarak yanıltıcı eylem ve işlemler yapmak, hayali satış yaparak fiş kesme oranını kasıtlı olarak yanıltması nedenleriyle muhtelif tarihlerde yazılı savunmalarının alındığını, müvekkil şirket tarafından davacıya kıdem ve ihbar tazminatı dahil tüm yasal mali haklarının ödendiğini, davacının 8 aylık işe başlatmama tazminatı talebinin haksız ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu vb. hususları belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece:1-Davanın kabulüne,
2-Feshin geçersizliğine, davacının fesihten önceki işyeri olan davalı Defacto Perakende Ticaret A.Ş.'de işe iadesine,
3-Davacının kararın kesinleşmesinden itibaren 10 iş günü içerisinde işe başlamak üzere işverene başvurması sonucu işverence işe başlatılmaması halinde davalıdan alınarak davacıya ödemesi gereken tazminat miktarının, davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak 4857 sayılı yasanın 21/1. maddesi gereğince takdiren davacının 4 aylık ücret tutarı olan brüt 60.427,20 TL olarak tespitine,
4-Davacı işçinin işe iade için 10 günlük yasal süre içerisinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar boşta geçen süre için gerçekleşen 4 aylık ücreti olan brüt 42.357,84 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna, karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili istinaf etmiş istinaf dilekçesinde özetle: kararın ve gerekçesinin hatalı olduğunu İş Sözleşmesinde mevcut açık hüküm dikkate alınmamış; emsal Yargıtay kararı gözetilmeksizin hatalı ve aleyhe hüküm kurulmuş olduğunu söz konusu nakil, İş Sözleşmesi dahilinde yapılmışişveren, iş sözleşmesindeki nakil yetkisini kullanmış olduğunu müvekkilinin hem merkez hem mağaza çalışanları için geçerli olmak üzere, geriye dönük 5 yıl içerisinde en az 63 kişinin görev yeri değişikliği/nakil işlemi yapılmış ve bahse konu çalışanlar, iş sözleşmesine uygun olarak yapılan ve iş şartlarında esaslı değişiklik niteliğinde olmayan işbu görev yeri değişiklikleri gereği, yeni görev yerlerinde çalışmaya devam etmişlerdir iş sözleşmesi hükümlerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını müvekkil tarafından yapılan nakil işlemi esaslı sözleşme değişikliği olmayıp, tam aksine sözleşme hükmünün tatbik edilmesi olduğunu sözleşme hükmünün uygulanmasını kabul etmeyen davacının, esas itibariyle sözleşmede esaslı değişiklik yapmak istemiş olduğunu kararın istinaf yargılaması neticesinde kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmektedir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dairemizce istinaf incelemesi HMK 355 ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin haklı/geçerli nedenle feshedilip edilmediği, davacının işe iadesine ve parasal sonuçlarına karar verilip verilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki iş akdinin belirsiz süreli olduğu, fesih tarihinde aynı işkolunda 30 kişiden fazla işçi çalıştığı, davacının hizmet süresinin 6 ayın üzerinde olduğu, davacının işyerinin bütünü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcısı olmadığı, işçi alma ve çıkartma yetkisi bulunmadığı, davanın yasal süresinde açıldığı tespit edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır.
İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilir. Bu halde işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olmaktadır. Örneğin, işçinin gerektiğinde işverene ait diğer işyerlerinde de görevlendirilebileceği şeklindeki sözleşme hükümleri, işverenin bu konuda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Anılan hak objektif olarak kullanılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğindedir
Somut olayda; Davacının Yozgat Novada AVM şubesinde Mağaza 1. Müdürü olarak görevli iken, Davalı işverenliğin davacıya hitaben 26/08/2021 tarihli yazı ile; İş sözleşmenizin "işçi, iş bakımından gerekli görüldüğünde başka bir görev ve şirketin iş yerlerinde de geçici veya devamlı olarak çalıştırılabilir." maddesi gereğince 01/09/2021 tarihi itibariyle TKR Depo Satış şubesinde Mağaza 1. Müdürü olarak görevine devam etmesine karar verildiğinin bildirildiği, davacının sözü geçen yer değişikliğini kabul etmediğine ilişkin ihtirazi kayıtla 31/08/2021 tarihinde yazıyı tebliğ aldığı, 31/08/2021 tarihli fesih yazısı ile yapılan görev değişikliğini kabul etmemesinden dolayı tüm yasal haklarının ödenmek suretiyle iş sözleşmesinin fesh edildiğinin imzasına tebliğ edildiği veişten ayrılış bildirgesinin 04 no.lu kod ile (işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden fesih) kuruma bildirim yapıldığı belirlenmiştir. Davacının iş akdinin işverenin genişletilmiş yönetim hakkı nedeniyle feshedildiği iddia edilmiş ise de davalı tarafın görevlendirme için geçerli sebeplerini ileri sürmediği, yapılmak istenen değişikliğin esaslı değişiklik olduğu, nakil işleminde objektif nedenler bulunmadığı, davalı tarafça iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamadığına ilişkin mahkeme belirlemesi yerindedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Davalı vekilinin Yozgatİş Mahkemesi 18/10/2022 Tarih ve 2021/262 Esas – 2022/152 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK' nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-)Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davalının yaptığı istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan istinaf gider avansının HMK' nin 333/1.maddesi uyarınca davalıya iadesine,
4-)HMK' nin 359/3.maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5.maddesi gereği ise harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8'inci maddesi uyarınca davanın niteliği itibariyle KESİN olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.