ALTI İŞ GÜNLÜK HAKLI FESİH HAKKINI KULLANMA SÜRESİ

SAYILAR

Esas No : 2012/8000
Karar No : 2012/27112
Tarihi : 03.12.2012
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/26
Yargı Yeri: YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : ALTI İŞ GÜNLÜK HAKLI FESİH HAKKINI KULLANMA SÜRESİ

Tam Metin

                       

 

YARGITAY
22.HUKUK DAİRESİ
 
Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2012/8000
2012/27112
03.12.2012
İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/26
   

  • ALTI İŞ GÜNLÜK HAKLI FESİH HAKKINI KULLANMA SÜRESİ
  ÖZETİ İşçi veya işveren bakımından haklı fesih sebeplerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 Kanun'un 26. maddesinde, fesih sebebinin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe sebep olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
            Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe sebep olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
            İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar.
 
 
             

DAVA                                   :Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, bayram ve genel tatil,  hafta tatili ile sefer prim ücreti alacaklarının ödetilmesine  karar verilmesini istemiştir.
                                     Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
                                     Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi O. Kara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

            Davacı,  davalıya  ait  işyerinde  tır şoförü olarak çalıştığını, yurtdışı  seferleri  sırasında uygulanan  trafik cezasının işveren  tarafından sefer primlerinden kesildiğini, kesinti yapılan bu bedelleri  talep etmesi  üzerine de iş sözleşmesinin haksız  feshedildiğini  ileri  sürerek, kıdem ve ihbar  tazminatları ile bir takım işçilik alacaklarının talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının Türkiye-Hollanda seferini yaparken araçta bulundurması gereken malzemelerin eksik olması  sebebi  ile müvekkili şirketin 4.200,00 avro para cezası ödemek zorunda kaldığını,  tüm ekipmanın davacıya imzası karşılığı teslim edildiğini,  para  cezasının davacının kusuru  sebebi ile kesildiğini, bu sebeple iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2-ı maddesi uyarınca haklı sebebe dayalı  feshedildiğini savunmuştur
            Mahkemece, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalı işverence haksız  feshedildiği  kanaatine  varılarak  davanın kısmen  kabulüne  karar  verilmiştir
            Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
            1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
            2-İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle haklı sebebe dayalı  olarak ve hak düşürücü süre içinde haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği, noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
            4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
            İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
            Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı sebeple sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
            İşçi veya işveren bakımından haklı fesih sebeplerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 Kanun'un 26. maddesinde, fesih sebebinin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe sebep olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
            Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe sebep olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
            İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar.
             Somut  olayda; feshe  konu trafik  cezası 30.08.2009  tarihinde  araçta  bulunması  gereken yelek reflektörü ve el lambasının  eksik olması  sebebi ile  kesilmiş  olup, dosya içerisine  ibraz edilen  ve  davacının  imzasını  taşıyan  zimmet tutanağı içeriğinden, bu  ekipmanın   davacıya  teslim  edildiği anlaşılmaktadır.  Bu  durumda, belirtilen  ekipmanın   sefer  sırasında   eksik  olmasında  davacının  kusuru  bulunmakta  olup, bu davranışın 4857 sayılı Kanun’un 25/2-ı maddesi gereğince işverene iş sözleşmesini derhal fesih hakkı veren hallerden  kabul  edilmesi gerekir.
             Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi 4857 sayılı Kanunun 26. maddesi iş sözleşmesinin bildirimsiz olarak fesih  hakkının sebebin öğrenildiği tarihten itibaren  altı iş günü içerisinde kullanılmasını öngörmüştür. Davacının iş sözleşmesini  30.08.2009  tarihinde  gerçekleşen   eylem  sebebi ile  19.10.2009  tarihinde  feshedilmiş ise de, mahkemece fesih hakkının süresinde kullanılıp  kullanılmadığı hususunda araştırma yapılmamıştır. Yerleşik uygulamada fesih hakkının kullanımına ilişkin sürenin  feshin yetkili makamlar tarafından öğrenilmesinden itibaren başlayacağı kabul edilmiştir. Buna göre, öncelikle davalı  şirkettin feshe yetkili makamı belirlenmeli, daha sonra davacının sebebiyet verdiği trafik cezasından dolayı uğranılan zararın hangi tarihte  feshe  yetkili  makamca öğrenildiği araştırılarak feshin süresinde yapılıp yapılmadığı saptanmalı, fesih hakkı süresinde kullanılmış ise kıdem ihbar tazminatı talebinin reddine, aksi halde haklı sebeple fesih süresinde yapılmadığı için şimdiki gibi isteklerin kabulüne karar verilmelidir.
            Mahkemece yukarıdaki  yönler gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgıya dayanılarak yazılı şekilde hüküm verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
            SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.