Yargı Kararları

ARALIKLI ÇALIŞMALARDA YILLIK İZNE ESAS KIDEM SÜRESİNİN HESABININ FESİH SEBEBİNDEN BAĞIMSIZ ARALIKLI ÇALIŞMA SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLEREK TOPLAMININ DİKKATE ALINACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2015/29716
Karar No : 2019/1297
Tarihi : 16.01.2019
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/57
Yargı Yeri: T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Ek Başlıklar : • ARALIKLI ÇALIŞMALARDA YILLIK İZNE ESAS KIDEM SÜRESİNİN HESABININ FESİH SEBEBİNDEN BAĞIMSIZ ARALIKLI ÇALIŞMA SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLEREK TOPLAMININ DİKKATE ALINACAĞI

Tam Metin

           T.C.
    YARGITAY
9. Hukuk Dairesi              
 

Esas No.
Karar No.
Tarihi:
2015/29716
2019/1297
16.01.2019
İlgili Kanun / Madde

4857 S. İşK/57

 

   

  • ARALIKLI ÇALIŞMALARDA YILLIK İZNE ESAS KIDEM SÜRESİNİN HESABININ FESİH SEBEBİNDEN BAĞIMSIZ ARALIKLI ÇALIŞMA SÜRELERİNİN BİRLEŞTİRİLEREK  TOPLAMININ DİKKATE ALINACAĞI
  •  
  ÖZETİ Aralıklı çalışmalarda önceki fesih sebebi feshe bağlı alacaklar bakımından etkili ise de hizmet süresi hesabının her iki çalışmanın birleştirilerek yapılması kıdemin ve yıllık iznin buna göre hesaplanması gerekirken, ikinci dönem çalışmasının başlangıcı dikkate alınarak son yıllık izin ücretini kazanmadığının kabulü hatalıdır. Dosyadaki hizmet döküm cetveline göre davacının ilk dönem 1 yıl, 1 ay, 18 gün, ikinci dönem 5 yıl, 10 ay, 23 gün ve toplamda7 yıl, 11 gün, davalı yanında çalıştığı anlaşılmaktadır.
   Bu durumda mahkemece hizmet süresi bu şekilde alınarak davacının yıllık izne hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilerek son yılın izninin kullandırıldığı ve herhangi bir ödeme de yapıldığı savunulmadığına göre bu talebin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
 
 
           

                                     Hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı avukatınca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:
              Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirket bünyesinde 20.06.2006-12.08.2013 tarihleri arasında “vinç operatörü” olarak çalıştığını, ücretinin net 1.650,00 TL iken SGK kayıtlarında 1.100,00 TL olarak gösterildiğini, fazla mesai ve aile yardımının bankadan değil, elden ödendiğini, vinç operatörü ehliyetine işverence el konulduğunu ve kendisine verilmediğini, can güvenliği sağlanmadan iş yaptırıldığını bu nedenle iş akdini haklı neden ile feshettiğini, davalının devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedileceğine dair ihtarname keşide ettiğini, bunun üzerine işe gitmeme sebeblerini 26.0.2013 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile işverene bildirdiğini ve kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarını talep ettiğini, bu alacaklarının ödenmediğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
             B) Davalı Cevabının Özeti:
             Davalı Vekili; davacının 20.06.2006 tarihinde işe girdiğini ancak 08.08.2007 tarihinde kendisinin istifa ederek işten ayrıldığını ve işe tekrar 19.09.2007 tarihinde girdiğini, istifa nedeniyle işten ayrıldığından bu dönem için kıdem tazminatı hakkı doğmadığını, geri kalan süre içinde davacının iş akdini haklı neden ile feshetmediğinden kıdem tazminatı hakkı doğmadığını, davacının sözleşmeyi feshetmeyi gerektirir haklı sebebleri var ise önce bunları işverene yazılı olarak ihtar edip daha sonra işe gelmemesi gerektiğini, oysa davacının durup dururken işe gelmediğini bunun üzerine işveren tarafından devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedileceğinin ihtar edildiğini, davacı işçinin de soyut ve gerçek dışı bahaneler içeren ihtarname ile iş akdini feshettiğini bildirdiğini, iş akdini feshederken ileri sürdüğü nedenlerin de yerinde olmadığını, ücretlerinin tam olarak bankaya yatırıldığını, elden ücret ödenmediğini, fazla çalışma yapılmadığını, ehliyetine el koyma gibi bir durum olmadığını, böyle bir iddianın işe gelmeme sebebi olamayacağını, ayrıca işyerinde iş güvenliği tedbirlerinin alındığını, davacının işe girişi 19.09.2007 tarihi olduğu ve istifa ettiği tarihte bir yıl dolmadığından ve önceki izinlerini kullandığından yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
             C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
             Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
             D) Temyiz:
             Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
             E) Gerekçe:
             1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
             2-Taraflar arasında davacının yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanamadığı ihtilaflıdır. Davacı 20.06.2006 tarihinde işe girdiğini, 12.08.2013 tarihinde haklı olarak iş akdini kendisinin feshettiğini ve son yıla ait iznini kullanmadığını iddia ederek yıllık izin ücretini istemiştir. Davalı ise davacının iki dönem çalışması olduğunu ilk dönemin istifa ve ibra ile sona erdiği için dışlanarak işe başlangıç tarihinin ikinci dönem çalışmasının başladığı 19.09.2007 olduğunu bu nedenle de son yıla ait yıllık izin hakkının doğmadığını savunmuş, mahkemece de son yıla ait izin hakkının 19.09.2013 tarihinde kazanılacağı gerekçesi ile davacının bu talebini reddetmiştir.
             Aralıklı çalışmalarda önceki fesih sebebi feshe bağlı alacaklar bakımından etkili ise de hizmet süresi hesabının her iki çalışmanın birleştirilerek yapılması kıdemin ve yıllık iznin buna göre hesaplanması gerekirken, ikinci dönem çalışmasının başlangıcı dikkate alınarak son yıllık izin ücretini kazanmadığının kabulü hatalıdır. Dosyadaki hizmet döküm cetveline göre davacının ilk dönem 1 yıl, 1 ay, 18 gün, ikinci dönem 5 yıl, 10 ay, 23 gün ve toplamda7 yıl, 11 gün, davalı yanında çalıştığı anlaşılmaktadır.
             Bu durumda mahkemece hizmet süresi bu şekilde alınarak davacının yıllık izne hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilerek son yılın izninin kullandırıldığı ve herhangi bir ödeme de yapıldığı savunulmadığına göre bu talebin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
             F) Sonuç:
             Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.