İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/2
T.C
YARGIITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2007/19452
Karar No. 2008/10426
Tarihi: 28.04.2008
l ASIL İŞİN ALT İŞVERENE VERİLEBİLMESİ İÇİN İŞLETME VE İŞİN GEREĞİ İLE TEKNOLOJİK NEDENLERLE UZMANLIK GEREKTİREN İŞLER KOŞULUNUN BİR ARADA GERÇEKLEŞMESİNİN GEREKMESİ
ÖZETİ: 4857 sayılı iş Kanununun 2.maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı iş Kanunu’nun 2.maddesinin 6 ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır. Alt işverene verilebilecek işlerin uzmanlık gerektireceği baskın öğe olarak kabul edilmektedir. Dairemiz kararları da bu yönde istikrar kazanmıştır.
DAVA: Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Ş.Kırmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı üniversite bünyesinde yaptırılan fakülte inşaatında müteahhit Hayrettin Küçük nezdinde 2006 yılı Mart, Nisan, Mayıs aylarında toplam 80 gün çalıştığını, ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek 80 günlük ücret alacağı isteğinde bulunmuştur.
Davalı ihale makamı olduklarını, işin anahtar teslimi suretiyle yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalının ihale makamı olduğu ve davalının işçilerinin söz konusu işte çalışmadıkları gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2'6-son maddesinde düzenlenen asıl-alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2.maddesinde işveren, bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için ilk olarak mal veya hizmetin üretildiği bir işyeri olan işverenin varlığı gerekir. Bundan başka işverene ait işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı iş Kanununun 2.maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde "işletmenin ve işin gereği" ile "teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler" ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı iş Kanunu'nun 2.maddesinin 6 ve 7.fıkralarında tamamen aynı biçimde "işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler" sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır. Alt işverene verilebilecek işlerin uzmanlık gerektireceği baskın öğe olarak kabul edilmektedir. Dairemiz kararları da bu yönde istikrar kazanmıştır.
Somut olayda davacının çalıştığını iddia ettiği Ziraat Fakültesi A,B,E.G, Blokları İnşaatı işinin 04.01.1994 tarihli sözleşme ile davalı Rektörlük tarafından müteahhit Hayrettin Küçük' e ihale edildiği anlaşılmaktadır. Ancak ihale şartnamesi, teknik şartnameler 04.01.1994 ve varsa devam eden yıllara ilişkin yapılan sözleşmeler, inşaata ilişkin 2006 yılı günlük faaliyet raporları ve hak ediş raporları, davacının müteahhit nezdindeki çalışmalara ilişkin işyeri şahsi dosyası mevcut değildir. Davalı ile dava dışı müteahhit Hayrettin Küçük arasında yapılan işin niteliğini ortaya koyacak tüm bu belgeler getirtilmeli, gerekirse taraflardan tanık göstermeleri istenmeli, deliller toplanarak davalının asıl işveren mi ihale makamı mı olduğu tespit edilmelidir. Yazılı şekilde hiç bir araştırma yapılmadan, ihale ve sözleşmeler incelenmeden hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle kara verildi.