Yargı Kararları

ASIL İŞVERENİN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ALT İŞVEREN İÇİN SONUÇ DOĞURMAYACAĞI

SAYILAR

Esas No : 2022/13568
Karar No : 2022/14126
Tarihi : 02.11.2022
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/2
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi

Ek Başlıklar : lASIL İŞVERENİN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ALT İŞVEREN İÇİN SONUÇ DOĞURMAYACAĞI lALT İŞVERENİN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ASIL İŞVEREN İÇİNDE SONUÇ DOĞURACAĞI

Tam Metin

İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/2

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No. 2022/13568
Karar No. 2022/14126
Tarihi: 02.11.2022

lASIL İŞVERENİN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ALT İŞVEREN İÇİN SONUÇ DOĞURMAYACAĞI
lALT İŞVERENİN ZAMANAŞIMI İTİRAZININ ASIL İŞVEREN İÇİNDE SONUÇ DOĞURACAĞI

ÖZETİ: Asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide birlikte (müşterek müteselsil) borçluluk kabul görse de aralarındaki ilişki bir anlamda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 155 inci maddesinde düzenlenen asıl borçlu / kefil ilişkisine benzemektedir. Alt işveren asıl borçlu, asıl işveren ve kefil ise alacaklıya karşı garanti yükümlülüğü altındadır. Bu itibarla asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden sadece asıl işveren yararlanır. Alt işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'i asıl işverene sirayet eder. Bu şekilde asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumlu olduğu miktarı aşmamış olur.

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y  K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili; davacıların murisi Abdi Aktürk'ün 30.04.1997 tarihinde davalı asıl işveren görev ve sorumluluğu altında görülmekte olan endeks okuma bölümünde işe başladığını, askerlik görevi için 31.07.1998 tarihinde işyerinden ayrılan müteveffanın askerlik sonrası tekrar eski görevine döndüğü ve çalışmaya başladığını, ancak uzun süre sigortasız çalışan işçinin sigortasının tekrar 28.05.2002 tarihinde başlatıldığını, çeşitli alt işveren şirketler nezdinde 06.07.2013 tarihinde vefat edene kadar kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığını, geriye mirasçı olarak eşi ve çocukları olan davacılar kaldığını, davalıların davacıların yasal haklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiğini, kullanmadığı yıllık izinlerin bulunduğunu, dinî bayramların ilk 2 günü hariç çalıştığını, çalışmış olduğu dönem boyunca her gün sabah 08.00'de işe başladığını, yazın 20.30, kışın ise 18.30'a kadar çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların Cevabının Özeti
Davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde, Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin 14.04.2006 tarihinde kurulmuş bir Şirket olduğunu, 28.05.2013 tarihinde TEDAŞ'ın özelleşmesi sonucu Şirketin devralındığını, dolayısıyla davacının talep ettiği 1997 – 2013 yıllarına ait dönemden TEDAŞ'ın sorumlu olduğunu, husumet itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının Şirketlerinde çalıştığına ilişkin herhangi bir kayıt mevcut olmadığını, davacının sigortasız çalıştığına ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, davacılar lehine kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kabülüne karar verilmiştir.
Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
Kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2017/17030 Esas, 2020/12480 Karar sayılı ilâmıyla;
"… Mahkeme kararında müteveffa Abdi Aktürk'ün, davalı işverenler nezdinde 12 yıl 4 ay 10 gün yani 30.04.1997-31.08.1998/28.05.2002-06.07.2013 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir.
 Dosya içindeki mevcut Sosyal Güvenlik Kayıtlarına göre müteveffanın 30.04.1997 tarihinden itibaren 1022302, 1067305, 1086936, 1099926, 1135996, 1173430,1220779 sicil nolu işyerlerinde çalıştığı görülmektedir.
Yine Sosyal güvenlik kayıtlarına göre 1220779, 1173470, 1135996 sicilli işyerlerinde davacının sayaç okuma görevlisi olarak çalıştığı 1220779 sicilli işyerinin de dosya davalısı Netkaya Elektirk Taahhüt Demir Doğ. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak davacının sigorta girişleri olan diğer işverenler ile davalı Akdeniz elektirik Dağıtım Anonim Şirketi arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı , müteveffanın davalı işverenler nezdinde çalışıp çalışmadığı yönünde mahkemece araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle davalı işverenin sorumlu olabileceği hizmet süresi bakımından denetim yapılamadığından söz konusu işverenler ile davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim şirketi arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve ayrıca müteveffanın çalıştığı işyerlerinin sicil bilgileri, mahiyetleri, iştigal konularınında ayrıca araştırılması gerekmektedir. Söz konusu eksikliklerin tamamlanması, hizmet süresi ile ilgili gerekli araştırmanın yapılması amacıyla kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle sair temyiz nedenleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
 Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu
Karar, yasal süresi içinde davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, bu savunmanın yerinde olması hâlinde hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide birlikte (müşterek müteselsil) borçluluk kabul görse de aralarındaki ilişki bir anlamda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 155 inci maddesinde düzenlenen asıl borçlu / kefil ilişkisine benzemektedir. Alt işveren asıl borçlu, asıl işveren ve kefil ise alacaklıya karşı garanti yükümlülüğü altındadır. Bu itibarla asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden sadece asıl işveren yararlanır. Alt işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'i asıl işverene sirayet eder. Bu şekilde asıl işverenin sorumluluğu alt işverenin sorumlu olduğu miktarı aşmamış olur.
Somut olayda, dava kısmi alacak davası olarak açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Davalı alt işveren vekili tarafından, davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Alt işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'i asıl işverene sirayet eder. Bu nedenle ıslaha karşı zamanaşımı def'i değerlendirilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ancak yeni kurulacak hükümde diğer davalının temyizi olmaması nedeniyle davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davalılar yararına takdir edilen 8.400,00TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.