ASIL İŞ YARDIMCI İŞ

SAYILAR

Esas No : 2016/(7)9-1247
Karar No : 2021/54
Tarihi : 09.02.2021
İlgili Kanun/Madde : 4857 S. İşK/2,18
Yargı Yeri: T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu

Ek Başlıklar : ASIL İŞ YARDIMCI İŞ DEPOLAMA İŞİNİN ASIL İŞ OLDUĞU ASIL İŞİN UZMANLIK GEREKTİRMEYEN BÖLÜMÜN BÖLÜNEREK ALT İŞVERENE VERİLEMEYECEĞİ MUVAZAA İŞ SÖZLEŞMESİNİN BAŞINDAN İTİBAREN ASIL İŞVERENİN İŞÇİSİ SAYILMA MUVAZAALI OLARAK ALT İŞVEREN YANINDA ÇALIŞTIRILAN İŞÇİNİN EMSALİ ASIL İŞVEREN İŞÇİLERİNİN ALDIĞI ÜCRETİ ALACAĞI

Tam Metin

İlgili Kanun/md:

Yargıtay Kararları – Çalışma ve Toplum, 2021/3

İlgili Kanun /Madde

4857 S. İşK/2,18

        

T.C.

        YARGITAY

        Hukuk Genel Kurulu

 

Esas No. 2016/(7)9-1247 

Karar No. 2021/54

Tarihi: 09.02.2021

 

ASIL İŞ YARDIMCI İŞ

DEPOLAMA İŞİNİN ASIL İŞ OLDUĞU

ASIL İŞİN UZMANLIK GEREKTİRMEYEN BÖLÜMÜN BÖLÜNEREK ALT İŞVERENE VERİLEMEYECEĞİ

MUVAZAA

İŞ SÖZLEŞMESİNİN BAŞINDAN İTİBAREN ASIL İŞVERENİN İŞÇİSİ SAYILMA

MUVAZAALI OLARAK ALT İŞVEREN YANINDA ÇALIŞTIRILAN İŞÇİNİN EMSALİ ASIL İŞVEREN İŞÇİLERİNİN ALDIĞI ÜCRETİ ALACAĞI

 

ÖZETİ: Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, sigara üretiminin yapıldığı işyerinde, üretim süreci tüm aşamaları ile birlikte değerlendirildiğinde dava dışı şirketlerce ham ve yarı mamul malzemelerin forkliftlerle işlenmek üzere diğer birimlere taşınması, depo alanlarında istiflenmesi ve depolanması işlerinin asıl işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmeyen bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu işlemler asıl işin bölünemez bir parçası olup, gerçekleştirilmediğinde üretim sürecinin yürütülmesi mümkün değildir.

Ayrıca özellikle, davacı işçinin emir ve talimatları davalı işveren yetkililerinden alması, işe alım ve işten çıkarmada davalı işveren yetkililerinin söz sahibi olması, forklift temininin davalı işveren tarafından sağlanması hususları da gözetildiğinde, dava dışı şirketlerin sözleşme ile üstlendikleri mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve bağımsızlığa sahip olmadıkları; bir başka deyişle üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenmedikleri hizmet alım sözleşmesinin işçi teminine yönelik olduğu ve yasanın aradığı unsurları taşımadığı açıktır.

Bu durumda feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade davasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin yasal unsurlarını taşımaması nedeniyle muvazaaya dayandığına ilişkin tespitin, aynı vakalara dayanılarak işçilik alacaklarının talep edildiği eldeki alacak davasında, unsur etkisi nedeni ile kuvvetli delil teşkil ettiği, bu nedenle eldeki davada bağlayıcı niteliği bulunduğu da kabul edilmelidir.

50.O hâlde, davalı işveren ile dava dışı şirketler arasında 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesine göre geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmayıp asıl işveren-alt işveren ilişkisinin yasal unsurlarını taşımadığından ve davacı başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi sayılacağından işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve aynı vasıftaki emsal işçilere ödenen ücretlerin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.

 

DAVA: 1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 1. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 

2.Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3.Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I.YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:        

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete ait sigara fabrikasında üretim bölümünde görünürde forklift operatörü gerçekte ise doğrudan üretim faaliyetinde çalıştığını, alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle baştan beri davalının işçisi kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek eksik ödenen işçilik alacakları ile ayrımcılık tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; alt işverene verilen işlerin yardımcı iş olduğunu, muvazaa iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. İzmir 1. İş Mahkemesinin 15.07.2013 tarihli ve 2012/170 E., 2013/454 K. sayılı kararı ile; dava dışı şirketler tarafından üstlenilen ve forklift yardımıyla yapılan taşımacılık işinin yardımcı iş kapsamında olduğu anlaşıldığından, davacının çalıştırıldığı işin alt işverenlere verilmesinde bir engel bulunmadığı, bu nedenle davacının 2010 yılı Aralık ayına ait ücret alacağı dışında alacağın olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7.İzmir 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 02.06.2015 tarihli ve 2015/2850 E., 2015/10754 K. sayılı kararı ile davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; Mahkemece davacının kayden çalıştığı alt işverenler ile davalı şirket arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ile alt işverene bırakılan işlerin asıl işe yardımcı iş olduğu gerekçesi ile davacının fark alacak taleplerinin reddine dair 15.07.2013 tarihli karar oluşturulmuş ise de, davacının çalıştığı alt işveren ile davalı şirkete karşı açtığı ve İzmir 10. İş Mahkemesi'nin 2012/204 Esas sırasında kayden görülen davada davacı işçinin alt işverendeki işine iadesine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine 22. Hukuk Dairesi'nin 2013/32826 Esas 2013/25181 Karar sayılı 18.11.2013 tarihli ilamı ile …Somut olayda forklift operatörü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi davalı Euroserve Hizmet A.Ş.nin Çiğli- İzmir adresindeki depo projesine nakledildiği, nakil bildirim formunu elden tebliğ almaktan imtina etmesi üzerine adresine gönderilmesine karşın nakledildiği projede işe başlamaması ve devamsızlık yapması sebebi ile tazminatsız olarak feshedilmiştir. Davacı aynı işyerinde çalıştığını, sekiz arkadaşı ile birlikte, davalı şirketlerin arasında muvazaaya dayalı bir ilişki olduğuna dayanılarak tazminat davası açmak için 30.04.2012 tarihinde davacı vekiline vekaletname verdiklerini ve bunun üzerine davacı ve arkadaşların işyerine alınmadıklarını sonra da nakil bildirimlerinin yapıldığını ve iş sözleşmelerinin feshedildiğini nakil yetkisini kullanmada davalının kötüniyetli hareket ettiğini iddia etmiştir. Dosya içinde bulunan vekaletname, davacı ve arkadaşları tarafından tutulan işe alınmadıklarına ilişkin tutanak ile davalının nakil yazısında duyulan ihtiyaç nedeni ile ifadesi dışında nakil sebebi belirtilmediğinden objektif sebebin somut olarak ortaya konulamadığı dikkate alındığında davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. 

Davalı işyerinde sigara üretimi işi yapılmaktadır. Üretim süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde anılan depolama bölümlerinin asıl işin ayrılmaz bir parçası olduğu, belirtilen depolama işlemlerinin gerçekleşmeksizin üretim sürecinin yürütülmesinin mümkün olmadığı açıktır. Ayrıca bu işler uzmanlık gerektiren bir iş de sayılamayacağından temelde alt işverene verilmesi 4857 sayılı Yasaya uygun düşmemektedir. Davalıya ait işyerinde yeni gelmiş tütünlerin depolanması, işlenmek için başka bölümlere taşınması ve buralarda depo alanlarında depolanması işlemleri, asıl işin mutlaka yapılması gereken, ancak uzmanlık gerektirmeyen faaliyetlerinden olup, bu işlerin yapılmasında taşıma ve istif aracı olarak forklift kullanılması dabu işin doğal bir sonucudur. Davalıya ait işyerinde yapılan asıl iş dikkate alındığında, ana üretim girdisi olan tütünün ve yan üretim girdisi olan ambalaj malzemesi gibi malzemelerin işyeri bina ve bölümleri arasında forkliftlerle taşınması, istiflenmesi ve depolanması işleri, asıl işin uzmanlık gerektirmeyen bir parçası niteliğinde olup, bu işlerin asıl işe yardımcı işler olarak kabul edilmesi ve alt işverenlere verilmesinin 4857 sayılı İş Yasasının 2. maddesinin hükmüne uygun düşmeyeceği, davalılar arasında muvazaa bulunduğu yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu ile de sabittir. Belirtilen yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Gerekçesi ile davalı JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş açısından feshin geçersizliğine kesin olarak karar verilmiştir. Hal böyle olunca, davacının işe iade davasındaki tespite göre davalı JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş'nin işçisi olduğu kesinlik kazandığından, davacı işçinin emsali işçi tespit edilmeli ve buna göre davacının dava konusu ettiği fark alacaklar ile diğer talepleri hakkında hesap raporu alındıktan sonra değerlendirme yapılarak çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.

O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9.İzmir 1. İş Mahkemesinin 14.12.2015 tarihli ve 2015/353 E., 2015/578 K. sayılı kararı ile; Özel Daire bozma kararında değinilen İzmir 10. İş Mahkemesinin 31.07.2013 tarihli ve 2012/204 E., 2013/345 K. sayılı karar tarihinin bu davadaki kararın verildiği 15.07.2013 tarihinden sonra olduğu, ilk kararın verildiği tarihte farklı sonuca varmayı gerektirir bir hüküm bulunmadığı, öte yandan feshin geçersizliği ve işe iade davasında verilen kararının bu davayı bağlayıcı niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10.Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 

II. UYUŞMAZLIK

11.Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından JTİ Tütün Ürünleri Anonim Şirketi ve Euroserve Hizmet ve İşletmecilik Anonim Şirketine karşı açılan feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade talepli davanın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay tarafından davalılar arasında muvazaa bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine ve davacının davalı JTİ Tütün Ürünleri Anonim Şirketine ait işyerine iadesine dair verilen ve bu şekilde kesinleşen karara göre, eldeki davada davacının, davalı JTİ Tütün Ürünleri Anonim Şirketinin işçisi olduğunun kesinlik kazanıp kazanmadığı ve buradan varılacak sonuca göre davacı ile aynı işi yapan işçilerin tespit edilip talep edilen alacaklar bakımından hesap raporu alındıktan sonra değerlendirme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE 

12.Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle asıl-alt işverenlik ilişkisi ile muvazaa kavramını açıklamakta yarar vardır.

13. Asıl-alt işverenlik ilişkisi 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun/İş Kanunu) "Tanımlar başlıklı 2. maddesinde düzenlenmiştir.

14. Anılan madde uyarınca …Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığ