ÖZETİ: Somut uyuşmazlıkta Afşin Elbistan Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğünde kazıcı operatör olarak görev yapan davacı işçinin 22.06.2022 tarihli ve E.603187 sayılı yazı ile “acil makine teknisyeni ihtiyacı” gerekçe gösterilerek Ermenek HES İşletme Müdürlüğüne nakline karar verildiği, ancak davalı işverence nakil için gösterilen gerekçeden farklı şekilde davacının Ermenek HES İşletme Müdürlüğü işyerinde Ticaret Servisine bağlı Ambar biriminde sıhhi tesisat/usta ünvanı ile görevlendirildiği, davacının aylık ücret bordrolarına göre yevmiyesinin 614,18TL’den 323,74 TL’ye düşürüldüğü anlaşılmış olup dava konusu nakil işlemi sonucu davacı işçinin çalışma koşullarında yapılan değişiklik, esaslı değişiklik niteliğindedir.
Davacının esaslı değişiklik niteliğindeki nakil işlemini kabul ettiğine dair herhangi bir yazılı oluru veya muvafakati de dosyaya sunulmuş değildir.
Diğer yandan Bölge Adliye Mahkemesinin nakil işleminin iptali için dava yolu bulunmadığı şeklindeki gerekçesi isabetli olmayıp nakil işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada, işlemin iptaline karar verilemez ise de hukuki yararın varlığı durumunda işlemin hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilebilmesi mümkündür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile davaya konu nakil işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Afşin Elbistan Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğünde işçi olarak çalışmakta iken ilk olarak davalı Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) İnsan Kaynakları Daire Başkanlığının 25.11.2019 tarihli ve 195386 sayılı işlemi ile yine davalıya ait Tekirdağ Doğalgaz Santralı İşletme Müdürlüğüne naklen atandığını, ardından açılan dava sonucunda eski görevine iadesine karar verilmesi üzerine davacının 11.04.2022 tarihinde davacı Afşin Elbistan Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğündeki eski görevinde işbaşı yaptığını, davacının eski görevine başlayalı 3 ay dahi geçmemişken EÜAŞ İnsan Kaynakları Daire Başkanlığının 22.06.2022 tarihli ve E.603187 sayılı işlemiyle davacının Ermenek ilçesine naklen atandığını, söz konusu atama yazısının davacıya 18.07.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, bu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacının Afşin Elbistan Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğündeki eski görevine iadesi ile çalışma koşullarındaki söz konusu esaslı değişikliğin durdurulması hakkında ihtiyati tedbire hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum tarafından gerçekleştirilen naklen tayin işleminin idari bir işlem olması dolayısıyla dava konusunun idare mahkemelerinin görev ve yetkisine girdiğini, naklen atama işleminin bir işletmesel karar olduğunu, söz konusu kararların doğruluğu ve yerindeliği hususunda Mahkemece bir denetime tâbi tutulmasının mümkün olmadığını, davacının atama kararı ile ilgili rızasının alınmasının söz konusu olmadığını, davacının sendika üyesi olmadığını, müvekkili Kuruma karşı açılan davanın hukuka, usul ve kanuna aykırı olması nedeniyle öncelikle görev yönünden, esasa girilmesi hâlinde ise itirazları doğrultusunda reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu nakil işleminin yapıldığı dönemde davacının sendikadaki görevi sona ermiş olduğundan davada işyeri sendika temsilcisinin güvencesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davacının davalı işverence 22.06.2022 tarihinde kendi istek ve rızası dışında başka bir termik santrale naklen atandığı, bu atama işleminin çalışma koşullarında esaslı değişiklik niteliğinde olduğu, davacı tarafından dava konusu naklen atamaya ilişkin 22.06.2022 tarihli ve E.603187 sayılı işlemin iptali ile eski işine iadesini talep edilmiş ise de bu talebinin içerisinde işlemin hukuka aykırılığının tespiti isteği de bulunduğu, davaya konu iptali istenilen işlemin yapıldığı tarih itibarıyla davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı, davacının esaslı değişiklik niteliğindeki nakil işlemini kabul ettiğine dair herhangi bir yazılı oluru veya muvafakatinin dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile nakil işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu naklen tayin işleminin idari işlem olduğunu, iptaline ilişkin davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, davacının naklen tayinine ilişkin kararın işverenin yönetim hakkı kapsamında kaldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) işverenin yönetim hakkı kapsamında işçinin işyerini veya işini değiştirmesi işleminin iptali için öngörülmüş bir dava türü mevcut olmadığı, 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi uyarınca, işçinin esaslı değişiklik niteliğinde olan nakil işlemini kabul etmeyebileceği, nakil işlemin iptali için dava yolu bulunmadığı, işçinin yargı yoluna başvurusunun ancak değişikliğin kabul edilmemesi üzerine işveren tarafından gerçekleştirilecek fesih sebebi ile mümkün olduğu, davacının işyerinin değiştirilmesinin işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeyle davalıya nakil yetkisi verildiği gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının işyerinin bulunduğu Afşin ilçesine 800 km mesafedeki başka bir işyerine görevlendirilmesinin çalışma koşullarını esaslı olarak değiştirdiğini, davacının bu işyeri değişikliği ile ücretinin de düşürüldüğünü, davalının nakil yetkisini kullanırken dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı davranamayacağını, dava konusu işlemin yapıldığı tarihlerde 17 işçinin görev yerlerinin Afşin ilçesi içinde değiştirilmesinin davalının kötüniyetli olduğunu ispatladığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı işçinin, davalı işveren tarafından Afşin ilçesideki işyerinden Ermenek ilçesindeki işyerine görevlendirilmesine ilişkin işlemin, iş sözleşmesinde esaslı değişiklik oluşturup oluşturmadığına dair tespit isteminde hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun’un “Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi” kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:
“İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.”
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.09.2021 tarihli ve 2018/9-926 Esas, 2021/983 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir:
“… Davacının davalı işverence yapılan işyeri değişikliğine dair yazılı bir kabulü bulunmamakla birlikte, davacı iş sözleşmesinin fesih suretiyle sona ermesini de istememektedir. Davacı işçinin değişikliğe karşı çıkmak için yeni işyerine gitmemesi durumunda ise devamsızlık nedeniyle yahut işyeri değişikliğinin geçerli bir sebebe dayandığı gerekçesiyle sözleşmenin işverence feshedilmesi ihtimal dâhilindedir. Bu ihtimalde, işçinin açacağı bir alacak ya da işe iade davasında ise, işçinin kendisinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği yönünde bir sonuçla karşılaşması mümkündür. Fakat işçinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabul edilmesi, yukarıda da açıklandığı üzere, koşulları varsa ihbar ve iş güvencesi tazminatları gibi haklarından mahrum kalmasına yol açacaktır. Öte yandan, yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olmadığının tespiti hâlinde ise işçi kıdem tazminatına da hak kazanamayacaktır.
… davacının HMK’nın 106. maddesi kapsamında davalı işveren tarafından yapılan görevlendirmenin esaslı değişiklik olduğunun tespitine ilişkin dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu kabul edilmiştir…”
3. Dairemizin 25.02.2021 tarihli ve 2021/667 Esas, 2021/5102 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
“…Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatları uyarınca; nakil işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada işlemin iptaline karar verilemez ise de, hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi mümkündür. …”
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği işveren ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır.
3. 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı, işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır.
4. Somut uyuşmazlıkta Afşin Elbistan Linyitleri Takip Koordinasyon ve İşletmesi Müdürlüğünde kazıcı operatör olarak görev yapan davacı işçinin 22.06.2022 tarihli ve E.603187 sayılı yazı ile “acil makine teknisyeni ihtiyacı” gerekçe gösterilerek Ermenek HES İşletme Müdürlüğüne nakline karar verildiği, ancak davalı işverence nakil için gösterilen gerekçeden farklı şekilde davacının Ermenek HES İşletme Müdürlüğü işyerinde Ticaret Servisine bağlı Ambar biriminde sıhhi tesisat/usta ünvanı ile görevlendirildiği, davacının aylık ücret bordrolarına göre yevmiyesinin 614,18TL’den 323,74 TL’ye düşürüldüğü anlaşılmış olup dava konusu nakil işlemi sonucu davacı işçinin çalışma koşullarında yapılan değişiklik, esaslı değişiklik niteliğindedir.
Davacının esaslı değişiklik niteliğindeki nakil işlemini kabul ettiğine dair herhangi bir yazılı oluru veya muvafakati de dosyaya sunulmuş değildir.
Diğer yandan Bölge Adliye Mahkemesinin nakil işleminin iptali için dava yolu bulunmadığı şeklindeki gerekçesi isabetli olmayıp nakil işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada, işlemin iptaline karar verilemez ise de hukuki yararın varlığı durumunda işlemin hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilebilmesi mümkündür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile davaya konu nakil işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.