İlgili Kanun / Madde
4857 S. İşK/11
T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
Esas No. 2017/26725
Karar No. 2020/185
Tarihi: 14/01/2020
l CEZAİ ŞARTTA KARŞILILIK İLKESİ
l İŞVEREN VE İŞÇİYE EŞİT KOŞULLAR TANIMAYAN CEZAİ ŞARTIN GEÇERLİ OLMAYACAĞI
ÖZETİ İş sözleşmesinin cezai şarta ilişkin bu hükmünde; davalı işçi yönünden sözleşme süresi içerisinde ‘hangi nedenle olursa olsun’ sözleşmeyi feshedemeyeceği kayıt altına alınmış ve aksi hal cezai şart yaptırımına bağlanmışken, davalı işveren yönünden ise bu yükümlülük yalnızca ‘hiçbir neden olmaksızın’ işten çıkarma haline özgülenmiştir. Buna göre, işverenin sözleşme süresi içerisinde ‘haklı nedene dayalı’ olarak davacının iş akdini sona erdirmesi durumunda işçiye cezai şart ödeme yükümü bulunmadığı anlamı ortaya çıkmaktadır. Cezai şart ödemek zorunda kalmaksızın iş aktini feshetmeye yönelik olarak davacı işverene tanınan bu imkanlar işçiye tanınmadığından, taraflara eşit koşullar ve imkanlar tanındığından söz edilemez. Davacı ve davalı taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinin cezai şart hükmünü düzenleyen maddesi cezai şartta tarafların eşitliği ilkesine aykırı olduğundan davacı işveren lehine cezai şarta hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin davanın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz bulunup, bozmayı gerektirmiştir kıdem tazminatı ödeme teklifinde bulunması da varılan bu sonucun isabetli olduğunu gösteren diğer olgulardır.
Açıklanan nedenlerle, davacının iş akdinin haklı bir nedene dayanmadan işverence feshedildiği anlaşıldığından ihbar tazminatının da kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işveren vekili, müzik öğretmeni olan davalı işçinin 21.08.2013 tarihli sözleşme ile davacı özel okulda çalışmaya başladığını, 01.09.2014 tarihinde sözleşmenin yenilendiğini, yenilenen sözleşmenin süresinin 30.08.2015 tarihine dek olmasına karşın davalı işçinin 06.02.2015 tarihli ihtarname ile Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ataması yapıldığı gerekçesiyle tek taraflı olarak iş akdini feshettiğini bildirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin özel şartlar bölümünün 6.maddesinde cezai şart düzenlemesinin bulunduğunu, buna göre davalı tarafça iş akdinin eğitim öğretim yılı ortasında feshedilmesi sebebiyle 10 brüt maaş tutarında cezai şart ödemesinin gerektiğini, davalının dönem ortasında ayrılması sebebiyle davacı işverenin zor durumda kaldığını, bu nedenle 27.461,70 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işçi vekili; müzik öğretmeni olan davacının 2014 yılı ara döneminde Milli Eğitim Bakanlığı'nın açmış olduğu ek kontenjan kapsamında Bakanlık bünyesinde …/… Çok Programlı Anadolu Lisesine atama yapılması nedeniyle davalı ile olan sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını, sözleşmedeki cezai şartın taraflarca müzakere edilmediğini, özlük haklarına aykırılık teşkil ettiğini bu nedenle yazılmamış sayılması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı işçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda; taraflar arasında akdedilen 01.09.2014 tarihli ‘özel eğitim kurumlarında görev alan eğitim personeline ait iş sözleşmesi formu’ başlıklı sözleşmenin 6.2. maddesinde: Öğretmen iş bu sözleşmenin imzalanmasından sonra veya ders yılının ortasında emeklilik, evlilik, eş tayini, kamu kurumuna geçiş, velayet veya başka hangi nedenle olursa olsun, fiili hizmetini hiçbir şekilde aksatamaz, Temel Eğitim Kanunundan doğan eğitimin sürekliliğini bozamaz ve sözleşme süresi içerisinde yürürlüğe girecek biçimde iş bu sözleşmeyi feshedemez, düzenlemesi mevcut olup, sözleşmenin bu maddesini ihlal eden personelin işverene, son aldığı aylık brüt ücretinin 10 katı tutarında maktu tazminat ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt ettiği hükmü düzenlenmiştir. Maddenin devamında ise; işverenin de bu düzenlemeye paralel olarak ‘hiçbir neden olmaksızın’ sözleşmenin imzalanmasından sonra ders yılının ortasında öğretmeni işten çıkartması halinde, öğretmene son aldığı aylık brüt ücretinin 10 katı tutarında maktu tazminat ödemeyi kabul etmiş olduğu ibaresi yer almaktadır. İş sözleşmesinin cezai şarta ilişkin bu hükmünde; davalı işçi yönünden sözleşme süresi içerisinde ‘hangi nedenle olursa olsun’ sözleşmeyi feshedemeyeceği kayıt altına alınmış ve aksi hal cezai şart yaptırımına bağlanmışken, davalı işveren yönünden ise bu yükümlülük yalnızca ‘hiçbir neden olmaksızın’ işten çıkarma haline özgülenmiştir. Buna göre, işverenin sözleşme süresi içerisinde ‘haklı nedene dayalı’ olarak davacının iş akdini sona erdirmesi durumunda işçiye cezai şart ödeme yükümü bulunmadığı anlamı ortaya çıkmaktadır. Cezai şart ödemek zorunda kalmaksızın iş aktini feshetmeye yönelik olarak davacı işverene tanınan bu imkanlar işçiye tanınmadığından, taraflara eşit koşullar ve imkanlar tanındığından söz edilemez. Davacı ve davalı taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinin cezai şart hükmünü düzenleyen maddesi cezai şartta tarafların eşitliği ilkesine aykırı olduğundan davacı işveren lehine cezai şarta hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin davanın reddi yerine yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.