İlgili Kanun / Madde
6098 S. TBK/56
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2020/8073
Karar No. 2021/10183
Tarihi: 14.09.2021
l DESTEKTEN YOKSUN KALMA
l MANEVİ TAZMİNAT
l MANEVİ TAZMİNATI BELİRLEME ESASLARI
ÖZETİ: Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse olay tarihinde yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : İnegöl İş Mahkemesi
Dava, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen redde dair verilen karara karşı, davacılar ve davalılar vekillerinin istinafa başvurması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın davacılar vekili tarafından süresi içersinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Eş … ve Çocuklar …, … için 1.000,00 TL’şer Maddi, Eş lehine 150.000,00 TL, çocukların her biri lehine 100.000,00 TL’şer Manevi tazminat ile anne Gülfer ve Baba Bahattin lehine ayrı ayrı 75.000 TL’şer, kardeş … adına 50.000,00 TL manevi tazminatın vefat tarihinden faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle maddi tazminatlarını Eş 225.845,89 TL, Çocuk Ömer Kayra 43.816,37 TL, Çocuk İlker 16.415,16 TL’ye artırmıştır.
II-CEVAP
Davalı … Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunmadığını, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığını, müvekkilinin her hangi bir kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Elektrik Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın diğer davalının iş yerinde meydana geldiğini, kazalı müteveffanın birçok şirkette çalışan tecrübeli bir elektrik ustası olduğunu, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığını, müvekkilinin her hangi bir kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, maddi tazminat yönünden;
-Davacı … için 225.845,89 TL,
-Davacı … için 43.816,37 TL,
-Davacı … için 16.415,16 TL, olmak üzere toplam 286.077,42 TL maddi tazminatın 19/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Manevi tazminat yönünden;
-Davacı … için 50.000,00 TL,
-Davacı … için 25.000,00 TL,
-Davacı … için 25.000,00 TL,
-Davacı … için 10.000,00 TL,
-Davacı … için 10.000,00 TL,
-Davacı … için 5.000,00 TL, olmak üzere toplam 125.000,00 TL manevi tazminatın, 19.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacıların ve davalılarının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi ayrı ayrı gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle manevi tazminatların ayrı ayrı az olduğunu, sigortalının genç yaşta hayatını kaybettiğini, davacı eş ve çocukların genç yaşlarında destekten mahrum kaldığını, hesaba itirazlarının karşılanmadığını, kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılamayacağını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davacı vekilinin müvekkillerinden sigortalının baba ve annesi … ve … ile sigortalının kardeşi …’ın reddolan manevi tazminat miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL’dir.
Somut olayda davacı anne ve baba lehine 75.000 TL’şer kardeş lehine 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, mahkemece ana baba lehine 10.000 TL’şer kardeş lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedildiği bölge adliye mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle iş bu her bir davacı için reddolan manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı 72.070TL’lik kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmakla davacılardan sigortalının baba ve annesi Bahattin ve … ile sigortalının kardeşi …’ın belirtilen hükme yönelik temyiz isteminin kesinlik nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
A) Davacı vekilinin müvekkillerinden sigortalının eşi … ile çocukları … ve …’in reddolan maddi ve manevi tazminat miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; 15.01.2016 tarihli iş kazası sonucu 19.01.2016 tarihinde vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse olay tarihinde yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Somut olayda; Davalılardan Starwood Şirketinin İnegöl OSB’de yer alan fabrika inşaatındaki elektrik işlerini EGD Elektrik Şirketine verdiği, sigortalı … Elektrik Şirketi işçisi olarak çalışmaktayken yemek molasında yemekhaneye doğru giderken, saat 18.00 sıralarında yol olarak kullanılan, platformda aydınlatma ve korkuluk olmaması nedeniyle dönmesi gereken yeri fark etmeyerek, yüksekten çukura düşmesi neticesinde kafa kemiklerinde kırık ve beyin dokusunda kanama oluşacak şekilde kaza geçirdiği, hastanede tedavisi sırasında vefat ettiği, hükme esas alınan kusur raporunda Davalı Starwood Şirketi %40, Davalı EGD Elektrik Şirketi %40 ve müteveffa sigortalı %20 oranında kusurlu kabul edilmiş, sigortalının vefatı nedeniyle davacı eş ve çocukların destekten mahrum kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı eş ve çocukların destekleri sigortalı …’in vefatı nedeniyle duydukları elem ve ızdırabın büyüklüğü dikkate alındığında eş lehine 50.000,00 TL, çocukların her biri lehine hükmedilen 25.000,00 TL’şer manevi tazminatın az olduğu açıktır.
O halde mahkemece davacı eş ve çocukların her biri lehine sigortalıyı kaybetmeleri nedeniyle duydukları elem ve ızdırapla orantılı makul bir miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken anılan davacılar yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
3-Öte yandan, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlarda istinaf başvurusunun esastan reddi halinde, başvurusu reddolan davacılar aleyhine tek, tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilen davalılar yönünden de aleyhlerine tek karar ve ilam harcına hükmedilip müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde her bir davacı yönünden ayrı ayrı ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı karar ve ilam harcına hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, Üye …'ın muhalefetine karşı, Başkan … ve Üyeler …, …, …'ün oyları ve oy çokluğuyla, 14.09.2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dairemizin 2020/7889 E., 2021/7845 K. sayılı ilamında belirttiğim karşı oy gerekçeleri ile talep yığılması olan davalarda temyize getirilen taleplerin toplamı üzerinden kesinlik sınırı belirlenmesi gerektiğinden ve tarafların temyize tabi olan maddi tazminat ve manevi tazminat ile ilgili temyiz incelemesinin, davacı baba ve anne yönünden hüküm altına alınan manevi tazminat istemi hakkında da yapılması gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun kesin olduğu yönündeki ret kararına katılınmamıştır.